Multi: Yağız karahan.
YAĞIZ'IN AĞZINDAN,
İnci annenin tamamen uyuduğundan emin olunca ayaklandım. Onu böyle görmek içimi yakmıştı, çünkü o hem beni hem yankıyı büyütmüştü ikimize de annelik yapmıştı. Hiçbir zaman üvey annelik yapmamıştı hep bana iyi yaklaşmış annemin yokluğunı hissetme dahi izin vermemişti. Ona da borçluydum, hayatımı yankıya borçlu olduğum gibi ipek anneye de borçluydum o yüzden yankıyla onu birleştirecektim.
Sandalyenin kenarında ki ceketimi üzerime çekip ozanın ikinci silahını da alarak çıktım evden. Bu kez tek dönmeyecektim yanımda yankıyla dönecektim ne pahasına olursa olsun.
Ahmet şerefsizin evine gitmek için arabamı iki günde ezberlediğim yolda sürmeye başladım. Alevlere haber vermemiştim çünkü ozanın dediğine göre alev çok içmişti ve bu kafayla onu tehlikeye atamazdım. Tek gitmek en iyisiydi o yüzden. Arabayı durdurduğum da ahmetin evinde gerçek bir fırtınanın koptuğuna şahit olmuştum. Evin az ilerisinde olmama rağmen ahmetin ve metenin bağırışkarı sokağı inlettiyordu ve ben oturduğum yerden bile onları duyabiliyordum. Arabadan inip arkamı kolayarak evin içine girdim. Ufak adımlar ile. Kapıda adam olmaması işimi kolaylaştırırken bahçeyi kolaçan ettim. Belimde ki silahları iki elime alıp kapının önüne geldim.
İçeride ki sesler daha fazlalaşmıştı. Kapalı kapıyı çalıp sırıttarak ellerimi indirdim. Çalan kapı sesleri kesmezken takım elbiseli bir adam kapıyı açmıştı. Yüzüme bön bön bakarken,"Çekil bakim çocuğum işim sahibinle." elini arkasına atmasına izin vermeden elimde ki silahı ateşledim. Ayağından vurduğum için yere düşmüştü. Büyük çığlığı ahmetlerin bile çığlığını bastırmıştı."Aptal çocuk," diye söylenip içeriye girdim. Salonda ki büyük kalabalık beni karşılamıştı.
Sırıttarak silahlarımı kaldırıp, "Süprayz madafaakk," metenin yüzü şaşkınlıkla bana dönerken ahmetinde ondan farkı yoktu. Adamlarının çoğu silahını çıkarıp etrafımı sararken silahımı mete ve ahmette doğulttum.
"Oğlunu vurduğum gibi, seni de vurmamı istemiyorsan sorduğum soruya cevap vereceksin." ahmette yönelltiğim soruyla mete de ona dönmüştü. Zavvalıcığın haberi yoktu babasının yediği boktan. İki büyük adım atarak onlara daha da yaklaştım."Ah küçük çocuk baban senden o kadar çok şey saklıyor ki." mete ne dediğimi anlamak için yüzüme bakarken ahmet bağırmıştı."Ne duruyorsunuz gerizekalılar tutun şu adamı." demişti. Kahkaha atarak sağda ki adamın ayağına sıktım. Adam ağlayarak çökerken bir ateş daha ettim bu kez ahmetin ayağının dibine ateş etmiştim.Ellerini kaldırarak kendine siper ettiğin de dağılan adamları fırsat bilerek ahmetin dibine girdim. Silahı kafasına dayayarak,"Yankı nerde orusbu çocuğu?" bastıra bastıra sözcükleri söyledim. Birşey demezken mete,"Yankı kim bilmiyoruz biz defol bu evden. Zarar vermek istemiyoruz sana. " kahkaha atarak ona döndüm. Geçekten tam bir maldı...
"Babanın ölü göstererek sakladığı hatta çoğu zaman şiddet görmesine göz yumduğu çocuk yankı karahan." demiştim. Mete şaşkınca babasına dönmüştü. Ahmet daha fazla dayanmayacağını anladığın da konuştu."Yankı diye birini tanımıyorum. Seni de tanımıyorum!" ama yanlış konuşmuştu. Yankıya yaptıklarını düşünerek gözümü kırpmadan göğsünün üstünden vurdum onu. İnleyerek yere düşerken izin vermeyerek kafasına tutum silahı.
"Sana son 1 şans veriyorum. Eğer bir yanlış daha söylersen seni öldürürüm yemin ederim gözümü kırpmam. " dedim. Acı içinde kıvranırken adamlarının hareketlenmesine izin vermedim."Eğer bir yanlış hareket yaparsanız iki sahibinizi de öldürürüm köpekcikler." dedim. Hepsi olduğu yerde durarken ahmette döndüm. Sabrımın son kırıntılarındaydım. "Yankı nerde şerefsiz? " gözleri yavaş yavaş kayarken silahı kafasından indirip ateş ettiğim kan akan yere bastırdım silahı. İnleyerek bağırdığın da durmayıp daha da bastırdım."Tamam tamam, söyleyeceğim." silahı çektiğim de onu da bırakmıştım. Yere düşerken yarasını tuttu."İnciyi aldığınız evin yakınında ki depoda. Yankı orda. Nolur bırak beni artık. " gülerek yakasından tutup kaldırdım onu. Zavallı ona inanacağımı sanıyordu heralde, ya da benim salak olduğumu."Maalesef bebişim beraber gidiyoruz. " adamlarının hareketlendiğini gördüğüm de silahı onlara tuttum."Eğer beni takip etmek gibi salaklık yaparsnız bu gördüğünüz sahibinizi öldürürüm. Ama sen arkamızdan gelebilirsin cici çocuk," diyerek meteyi çağırdım. Kafasını salayarak arkamızdan gelirken hızlıca yürüyerek ahmeti sürüklemeye başladım. Nerdeyse sabah oluyordu resmen kardeşime gidiyordum onu kurtaracak, aleve ipek anneye kavuşturacaktım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kızıl ve Çetesi
Teen FictionKIZIL VE ÇETESİ ADLI İLK KİTAPTIR. "Şimdi burda olsan bana kızardın, neden uyumadın kızılım derdin. Biliyor musun yankı'm?" gözlerimi kaldırıp gökyüzüne baktım."Ben artık karanlıktan korkmuyorum,bütün korkularımı sensizllik ile yendim." burukça gülü...