KÇ 53.BÖLÜM

1.8K 170 248
                                    

Multi: ATEŞ KORKMAZ.

Urazla biraz daha sohbet ettikten sonra kahvaltıyı hazırlamıştık. 1 saat geçmişti herkes yavaş yavaş uyanırken yankı hala uyuyordu. Kendi kendime sırıttım. Son olarak ekmeği de masaya bırakıp kendimi koltuğa attım. Uraz elimde ki çayı yudumlarken yankıya döndüm. Ağzı o kadar sıkı kapalıydı ki bi an nefes almıyor diye korktum. Kulağımı ağzının yanına yaklaştırdığım da nefesini üflemişti. İçim kıpır kıpır olurken sırıttarak olduğum yerde durdu. Ellerimi kaslarının üzerinde dolaştırdığım da seslice yutkunmuştu. Kulağıma eğilerek,"Sabah sabah yaramazlık mı yapalım hayatım?" dediğin de kafamı kaldırıp burun buruna gelmemizi sağladım. Öpmek için öne atıldığın da kendimi hızla geri çektim. Az önce ki sorusuna cevap verdim.

"Yapmayalım hayatım." bir kaç dakika suratıma baktıktan sonra ayaklanmış ve banyoya girmişti. Uraz oynaşmamızı izlemek yerine televizyonu izlemeyi tercih etmişti. Herkes yavaş yavaş aşağı inerken barkın yemek masasına oturmuştu bile. Asrın abim ve ares abim de uyandığın da masa da ki yerlerimizi almıştık. Büyük masayı baştan başa doldurmuştuk. Ares abim tip tip yankıya bakarken yankı ağzıma soktuğu çataldan sonra abime baktı.

"Yankı evine git koçum." diyen abime pis pis baktım. Yankı sanki ona demiyormuşcasına sırıttı. Ağzına bir zeytin attarak,"Aşk olsun ares abiciğim kovuyor musun beni?" diye dudağını büzdüğün de bakışlarım dudaklarına değmişti. Dolgun dudakları öpme isteğimi körüklerken şuan böyle birşey yaparsan abimlerin yankıyı öldüreceğini bildiğim için o isteği içime gömdüm.

Ares abim sucuklu yumurtaya bandığı ekmeği ağzına attıp kafasını saladı.
"Evet," yankı kahkaha attığın da ares abim çatalı fırlatmıştı. Asrın abim çalan telefonunu susturup,"Ares rahat bırak çocuğu öldüreceksin yanlışlıkla." dediğin de çaktırmadan masanın altına vurdum. Mümkünse bir on yıl ölüm lafı duymak istemiyordum.
"Nasipte varsaa. " ares abimin sırıttarak kurduğu cümle ile pis pis ona baktım. Asrın abim kafamı çevirerek tabağımı işaret ettiğin de kafa saladım. Kahvaltıya döndüğüm de ares abim yankıyla hala laf dalışındaydı.

"Bu ev 4 kişilik yankı. Senin evin var ne güzel gitsene oğlum. Bi de ufaktan ufaktan eşyalarını bırakmaya başlamışsın.." dedi som cümlesini dehşet içinde söylemişti ares abim. Yankı hala gevşekçe sırıtıyordu ve abimin dediği gibi evimiz baya büyüktü 4 kişi değil 40 kişi bile kalınırdı."Ares abi burda kalmam için ısrar ettiğin geceyi hatırlamaz olsaydım şuan küser giderdim,ama neyse ki hatırlıyorum. " dediğin de başta ateş olmak üzere hepimiz güldük. Yankı bana hasta bakıcılık taptığı zamanlar ares abimle kalıyordu yankı da bunu ima etmişti. Sırıttarak bana göz kıprtı. Ares abim susarken zafer gülüşü yankının dudaklarıdaydı.

Kahvaltıdan sonra bizimkiler dağılmıştı evlere. Sadece yankı kalmıştı ares abim onu ne kadar kovmuş olsa da canım sevgilim beni yalnız bırakmamış ve gitmemişti. Asrın abim hazır bi şekilde aşağıya indiğin de onu süzme gereği duydum. Her zamanın aksine siyah değil lacivert bir takım giymişti. Beyaz gömleği hafif esmer tenini gözler üstüne sererken saçları her zaman ki gibi dümdüzdü. Onu süzdüğümü fark ettiğin de güldü. İstifini bozmadan kravatını bağladı. Ardından nerdeyse kucak kucağa oturan bize bakarak yankıyı gözleri ie uyardı."Benimle şirkette gelsenize. Fazla işim yok bir toplantı tek. Ordan sonra yağızı ziyaret ederiz." dediğin de yankıya baktım kafasını salarken abime dönüp gülümsedim.
"Hemen hazırlanıp geliyorum." dediğim de kafasını saladı.

Yankıdan hızlıca ayrılıp ayaklandım. Koşarak odama çıkıp dolabın kapağını açtım. Gözlerim hızla dolabın içini talan ederken elime gelen mor elbise ile sırıttım. İnce askılı dizimin baya üstün de biten bir elbiseydi. Göğüs altında küçük bir dekolte vardı. İnce topuk ayakabılarımı da giyip saçımı tarayıp bıraktım. Kırmızı ruj ve maskara sürüp çantamı elime aldım. Aynadan kendimi süzüp sırıttım. Güzeldim daha güzel olmuştum.

Kızıl ve Çetesi Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin