Multi: asrın abimiiz
Eve geldiğimiz de yorgunluktan gözlerimi açamıyordum. Ateşin açtığı kapıdan içeriye girip ayakabılarımı çantamı ve üzerimde ki ceketi hızlıca sıyırıp fırlattım. Evden ses seda gelmiyordu bu demek oluyordu ki abimler daha gelmemiş. Biz de eve geç gelmiştik zaten. Ateş evin ışıklarını yakıp abimlere seslendi ardından bana bakıp kaşlarını kaldırdı. Yani evde yokklar demekti bu.
"Ben bi ariyim bebeğim nerde kalmışlar, sende çık dinlen." dediğin de hiç itraz etmeden direk uzaktan öpücük atarak merdivenleri tırmanmaya başladım. Bugün bi hayli yorulmuştum hem çenem hem de bedenim yorulmuştu. Ben bu haldeysem senaları düşünemiyordum. Dudaklarım kıvrılmıştı, istediğimin üstündeydi. Tam tahmin ettiğim gibi olmuştu, senaların sonda ki çıkışı ise hoşuma bile gitmişti. Odamın kapısını açarken kahkaha attım, neymiş efendim bu burda bitmezmiş, intikam alacamış.
Banyoya gidip üzerimde ki bütün giysilerden kurtulup kendimi havluya sardım. Odamda ki perdeler çekiliydi zaten camı o kadar yüksek ve katı bi camdı ki birinin görmesi imkansızdı. Dolabın içinden kısa bir tayt ve geniş bi tişört çıkarıp hızlıca üzerime geçirdim. Saçlarımı üstün körü toplayıp kendimi büyük yatağıma attım. Evet evet bildiğiniz zıplayarak kendimi yatağa bıraktım.
Yarın haftasonuydu. Tüm günümü uyuyarak geçirebilirdim ama yankıyı görmeye gidecktim, bu korkmaz koleji yüzünden onu fazlasıyla ihmal etmiştim. Her saniye aklımdaydı ama yanımda değildi. Yarın onun yanına gittip yaptıklarımızı anlatacaktım. Hem onu çok özlemiştim, o da beni özlemiştir.
Flashback,
Okulun bahçesinde son dersin bitimi dolasıyla hep beraber oturmuştuk. Herkes kendi kafasında takılırken yankının sıkıca kavradığı belim ve sürekli öpücük kondurduğu saçlarım yüzünden önümdeki kitaba konsantre olamıyordum. Şikayetçi miydim? Asla
Kafamı saldırdığım da burun buruna gelmiştik. Gülümsediğim de burnumun ucunu öpüp ısırmıştı. Omuzuna vurup," Yanlız reis sen böyle yaparsan ben bu kitabı bitiremeyeceğim. " ona reis dediğim için gözlerini kısıp ağzıma hafif bi şekilde elinin tersi ile vurmuş ardından kucağımda ki kitabı almıştı. Gözleri kısık bir şekilde kitabı incelerken bende yakışıklı olduğu için onu inceliyordum."Gel seni bi yere kaçıracağım, " kitabı sağ eline almış ve sol elimi kavrayarak beni ayaklandırmıştı. Bizimkilerin ilgi odağı olduğumuz da ateşe bakıp, "Okul çıkışına bi ders kaldı o da boş geçicek zaten, bizim ufak bi işimiz var. Sonra ben alevi eve bırakırım kardeşim. Görüşürüz, " son cümlesini bizimkilere bakarak kurmuştu, hepsi el salayıp arkamızdan dikkatli ol diye bağrımışlardı. Nereye gittiğimizi bilmiyordum ama sorup heycanımı da kaybetmek istemiyordum. O yüzden sessizce arabaya yerleşip yankının sürmesini bekledim.
Arabayı hızlı bi şekilde kullanmıştı bu yüzden kısa sürede içinde bi yerde durmuştuk. Arabayı durup bana bakarak göz kırpıp gülmüştü. Kapıyı açıp indiğim de burnuma kahve kokusu ile kitap kokusu geliyordu buram buram. Etrafıma baktığım da her yer kitapçı ve bi kaç şirin kafe ile dolu doluğunu görmüştüm. Dudaklarım kendiliğinden açılmıştı. Yankıya bakıp,"Burası şahane," diyebilmiştim adeta. Yankı elimi tutup beni hafifçe çekiştirmişti,"Daha hiçbirşey görmedin," demiş ve yürümeye başlamıştı. hafif çalan şarkı beni eskilere sürüklerken yankı da aynı zaman da peşinden sürüklüyordu.
Bi mekanın önünde durduğumuz da dışarıya taşmış kitapları görmemle gülümsemeden edemedim. Çünkü, hepsi eski ve çok değerli kitaplardı. Yankı elimi bırakmadan mekanın kapısını açmıştı. Üstünde ki çan ritmik bi şekilde çalmış ve içeride ki yaşlı karı kocanın dikkatini çekmiştik. Adam yankıyı gördüğünde gözlüğünü düzeltimiş ve kahkaha atmıştı,"Yankı oğlum. " demiş ve kollarını açmıştı. Yankı elimi bırakıp yaşlı adamı kucaklamıştı. Merakla onları izlerken adamın arasında ki kadın,"Maviş oğlum hoş geldin." diyince yankı amcayı bırakıp kadını kucaklayıp kafasının üstünden öpmüştü. Adamın gözleri bana değdiğin de gülümseyip konuşmuştu,"Hoşgeldin güzel kızım, biz bu hayrsızın anneannesi ve dedesiyiz." yankıya bakıp gözlerimi pörtlettim. Sırıttarak bana baktığın da ondan gözümü ayırıp dedesinin elini öptüm, "Memnun oldum efendim bende şey," dediğim de yankı kahkaha atmıştı. Anneannesi de onun gibi gülmüştü ardından yanıma gelip beni de sıkıca kucaklayıp kulağıma,"Seni çok iyi biliyoruz alev kızım. Bu hayırsızın dilinden düşmüyorsun ki," yankıya bakıp anneannesinin cümleleri sayesinde gülümsemiştim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kızıl ve Çetesi
Genç KurguKIZIL VE ÇETESİ ADLI İLK KİTAPTIR. "Şimdi burda olsan bana kızardın, neden uyumadın kızılım derdin. Biliyor musun yankı'm?" gözlerimi kaldırıp gökyüzüne baktım."Ben artık karanlıktan korkmuyorum,bütün korkularımı sensizllik ile yendim." burukça gülü...