Kızıl ve Çetesi

KÇ 36.BÖLÜM

Beklenen bölüm...
Multi: YANKI KARAHAN.

YANKI'NIN AĞZINDAN,
Abimin beni odalardan birine sokması ile derin bi nefes aldım. Pencerenin kenarına geçerek, çok zor şeyler atlatmıştım hala attlatım da sayılmaz. Annemi gözümün önünde defalarca dövmüşlerdi, her defasında kaçmak için hamleler yapmıştım başarmıştım da ama beni hep alevden vurmuşlardı. Ben zaafımın o olduğunu öğrendikleri günden sonra ben hiç birşey yapmamıştım. Aleve zarar gelmesi pahasına birşey yapamamıştım çünkü..

Onu o kadar çok özlemiştim ki, gözümün önüne gelen yüzü gülümsememi sağlamıştı. Bugün karşısına çıkacaktım bunca yıl uzak durduğumuz yetti canıma tak etti artık onsuzluk. Çoktan sabah olmuştu odanın içinde ki küçük banyoya girip hızlı bir duş aldım. Üzerimde ki bütün kirlerin arınması için suyu iyice ısıttım. Başımdan aşağıya dökülen su ile kir de akıp giderken arkamda ki fayanslara yaslanıp yutkundum.

Kurtulmuştum..

Banyoydan çıkıp alt tarafıma küçük bir havlu sardım. Odada ki kapı birden açılırken şaşkınca kapıya döndüm. İçeriye giren adam dün abime mesaj attan adamdı adı ozandı sanırım. Onu süzerken ağzı açık bir şekilde bana bakıyordu."Enişte.. " dediğin de sırıttım. Kafamı saladığım da gözlerini kapattıp kendine tokat atmıştı. Kaşlarım şaşkınlıkla çatılırken,"Yağızz gel buraya, yağız koşsana. " diye bağırmaya başlamıştı. O şaşkın şaşkın bana bakmaya devam ederken yağız gelmişti. Önce ozana ardından bana baktı. Kahkaha atarak,"Ozan betin benzin atmış yavrum. " diyerek onu kendine çektiğin de ozan denen çocuk kafasını yağızın montuna gömdü."Bu yaşadığımı bana unutturması için patronumun yüklü bir zam yapması gerekiyor." gülerek kafamı saladığım da abim olaya el atarak ozanı sakinleştirmişti.

"Yankıyı kurtardım. Detayları gel sana anlatacam biraz daha durarsak yankının üzerine atlarım."  diyerek bana öpücük atmıştı. Ayağımda ki terliği yağıza fırlattığım da kahkaha atarak çıkmıştı ikisi de. Odada ki dolabın içinden kendime uygun bir kaç parça çıkarıp hızlıca üzerim geçirdim. Bi an önce kızılıma kavuşmak ve bunca acı içinde geçen yılın acısını çıkarmak istiyordum. Siyah boğazlı kazağın altına siyh dar paça pantolonu giydim. Üzerime deri ceketimi aldıktan sonra odadan çıktım.

Ozanın ile abimin sesi aşağıdan geliyordu. Hızlıca merdivenlerden inerken anneme çarpmıştım. Gülerek bana bakıp suratıma tükürmüştü."Tü tü maşallah benim oğluşuma. Bir dirhem bir çekirdek olmuşsun. " demişti. Suratımda ki maşallah tükürüğünü silip anlına öpücük kondurdum."Sağol annecim, yüzümü yıkamıştım ama olsun." gözünü kısarak o meşur bakışını attınca daha fazla orda durmayarak hızlıca abimlerin olduğu yere geldim. Ozan annemin hazırladığı her yerinden belli olan sofraya oturmuş miğdesini doldururken abime kısa bir bakış attıp ozana odaklandım.

"Alevi nerde bulabilirim ozan." ağzında ki büyük lokmayı kısa bir süre çiğnedikten sonra çayını yudumladı. Elinde ki saate bakıp beni yamıtlamıştı.
"Patron şuan okuldadır muhtemelen dün gece karakoldaydık enişteciğim. Patron da anca ayılıp okulun yolunu bulmuştur." sarhoş hali gözümün önüne gelirken sırıttım. Ardından kafamı saladım. Önünd ki zeytini ağzıma attığım da ozan tekar konuşmuştu."Bu saate kadar beni aramadıysa ayılamışta olabilir. Çünkü sabah fırçamı almadım. " dediği an telefonu çalmaya başlamıştı. Sırıttarak masanın üzerinde ki telefonu bize çevirdi. Ekranda yazan patron yazısı ile güldüm. Telefon kapanırken,"Aha ağzıma sıçacak, " diyip hızlıca telefonu kendine çevirirken tekrar çalmıştı. Bu kez bekletmeden açıp sesi hoparlöre aldı.