Multi: Nil.
Gözüme küfür eden ışık ile zorlayarak açtım yeni güne gözlerimi. Yatakla girmiş olduğum durum pek normal değildi. Yatak örtüsünü kendime dolamış,pike gibi ince olan örtüyü ise bacaklarıma dolamıştım. Yastıklarım ise yatağın her bi yanındaydı. Hele kendimden hiç bahsetmiyorum. Kızıl saçlarım birbirine karışmış,yüzüm de ise yastık izi vardı.
Esneyerek kalktım ve odamda ki banyoya girdim. Soğuk suyu yüzüme çarparken uykulu gözlerim açılmıştı. Dişlerimi fırçalayıp bu kez tarağı elime aldım. Odamın açılan kapısı ve ateşin sesi ile güldüm."Günaydın bebeğim." Neşeli ve enerji depolanmış sesi ile banyodan kafamı sarkıttım. "Günaydın yakışıklı." dedim. Üç büyük adımda yanıma gelmiş ve topuz olan saçlarımı açarak öpmüştü.
Elimde ki tarağı eline tutuşturup makyaj masama oturdum. Ateş eline tutuşturduğum tarağa bakıp sırıttı.
"Bayılırım." ellerimi çırparak onu yanıma çağırdığım da gülerek yanıma geldi ve kuş yuvasına dönmüş saçlarımı nazikçe taramaya başladı. Ara da ufak ufak öpücükler bırakıyordu ve bu benim acaip hoşuma gidiyordu.Ateş saçlarımı çok güzel taramış ve ardından örmüştü. Aynadan kendimi süzüp kendime göz kırptım. Giydiğim siyah dar ve deri elbise altında ki opak çorap üstüne ise ateşin oduncu gömleklerinden giymiş ve uclarını başlamıştım. İstemsizce elim yankının yüzüğünün olduğu parmağa gitmişti. Onu o kadar özlüyordum ki, sadece bir sarılmalık acım vardı ve bunu sadece yankı iğleştirebilirdi.
Gözlerimin sulanması ile kafamı kaldırdım. Ona söz verdiğim gibi yapıp kendime iyi bakmalıydım. Sonuçta yankım beni kendime emanet ettmişti.
Aşağıya indiğim de abimler çıkmamış kapının önünde dikliyolardı. Merdivenlerden geldiğimi gören ares abim gülüp,"Hele şükür kızım, nerde kaldın?" demişti. Anlamaz gözler ile ikisine baktığım da asrın abim beni yanına çekmişti."Şirkete geçeğiz güzelim, bi seni görelim de yeni ihalemiz iyi geçsin dedik." asrın abimin sözleri beni gülümsetirken ares abim yanağıma yaklaşmıştı. Ben öpmesini beklerken dişlerini geçirerek ısırmış ardından ısırdığı yere öpücük bırakmıştı."Şans öpücüğü ver bakayım abilerine. " ikisini de yanaklarından sulu sulu öpmüştüm. Ardından kapıyı açarak onları uğurlamış ve kahvaltı masasında ki ikizimin yanına kurulmuştum.
Şen şakrak geçen kahvaltıdan sonra şöför koltuğunda yer alan ateş ve bebeklere taş çıkaracak arabası ile okula doğru yola çıkmıştık. Yolda saçma sapanlama kotamı doldurmak için yine ateşin kafasını şişiriyordum. Aklıma gelen en saçma şeyleri anlatırken en son ilk okulda ki sümüklü pınara geçmiştim ki okula gelmiştik."Hiç öyle bakma, sümüklü pınar sana aşıktı ve sen ondan silgi istedin diye düğün davetiyenizi çizip öğretmene vermişti." ateş sözlerime büyük bir kahkaha ile cevap vermişti. Aklıma o an geldince bende sinirle gülmeye başlamıştım.
İlkokul anılarımdan çıkamıyordum...
Arabadan inidiğim de ateş arabayı kitlemişti. Yanına geldiğim de belimi kavramış ve bizimkilerin kurulduğu masaya doğru yürümeye başlamıştı. Herkesin ilgi odağı bizdik, hala alışmamış oldukları için uzaylı görmüş gibi bakmalarını takmamaya çalışıyordum. Ateşe dönmüş bir şeyler anlatırken aniden ateş kafamı göğsüne yapıştırmıştı, saniyesin de ateşin kafasına çarpan voleybol topu ve sesi ile gözlerimi pörtletmiştim. Hızlıca kafamı ateşin elinden kurtarıp gözlerim ile topa sonra ateşe bakmıştım. Top o kadar şidettli gelmişti ki sei hala kulağımdaydı,"İyi misin ateş?" sesimde yer alan endişeyi sezmiş olacak ki hafifçe gülümsedi. "İyiyim alevim birşeyim yok. " bizimkiler ayaklanmış ve yanımıza gelmişlerdi. Çantamı çıkarıp bulutun eline tutuşturdum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kızıl ve Çetesi
Teen FictionKIZIL VE ÇETESİ ADLI İLK KİTAPTIR. "Şimdi burda olsan bana kızardın, neden uyumadın kızılım derdin. Biliyor musun yankı'm?" gözlerimi kaldırıp gökyüzüne baktım."Ben artık karanlıktan korkmuyorum,bütün korkularımı sensizllik ile yendim." burukça gülü...