Multi: Bulut korkmaz.
Ozanın arabayı çalıştırması ile toplantı mekanından uzaklaşmıştık. Derin bi nefes alıp gözlüklerimi çıkarıp arkama yaslandım. Ozanın açtığı pencerenin rüzgarı suratıma çarparken rahatlamaya çalıştım. Malesef ki o adamı görmek bana yankımı hatırlatmıştı,nasıl elimden kayıp gittiğini tekrar hatırlamıştım.
Ozan elini arkaya uzattıp şişede ki suyu verip,"Patron, istersen eve gidelim?" kafamı hayır anlamında salayıp suyu kafama diktim. Asla ne kadar kötü olursam olayım yankının rahat uyumasını sağlamam gerekiyordu. Ozana dönüp,"Hayır iyiyim ben ozan sen biraz daha hızlı sür. Çünkü osman ailesini ortadan kaldırmak isteyecektir. " tamam anlamında kafasını saladıktan sonra gaza biraz daha yüklenip daha hızlı sürmeye başlamıştı.
Ozanın durdurduğu arabadan inmeden karşımda ki eve baktım. Gayet büyük şaşalı ve ihtişamlı bir evdi. Kapının önün de içinde arkasında her yerinde koruma mevcuttu. Ozana döndüğüm de hafif eğilmiş adamları sayıyordu. Sırıttıp,"Eski günlerde ki gibi? " dediğim de benim gibi gülüp üstünde ki ceketi ilikledi."Emrinize amadeyim patron. " dediğin de kafamı salayıp aşağıya indim. Ev karşı kaldırımdaydı. Dış kapının önünde ki adamları sayarak ilerlerken arkamı dönüp ozana elimle arka tarafı işaret ettim. Kafasını salayarak arka tarafa doğru gittiğin de üstümü düzelttip yüzüme masum bir ifade takınarak kapıda duran adamlara ilerledim.
Aç köpek gibi gözlerini üzerime kilitleyen adamlara gülümseyip, "Merhabalar, ben bi adres arıyordum da sanırım kayboldum," öndeki adam bir adım atıp yanıma doğru geldiğin de,"Nereye gidecektiniz hanımefendi? " elimi işaret etmek istercesine kaldırdığım da adam kafasını salayıp biraz daha yaklaşmıştı. Diz kapağımı kaldırarak tekme attığım da inleyerek yere düşmüştü. Dün kullanmak için aldığım ama kullanmaya da çok korktuğum silahı çıkarıp arka kısmıyla adamın ensesine vurmuştum. Adam yere doğru düşerken arkada ki adam bağırmak için hamle yapmıştı ki elimde ki silahı ateşlemiş ve onu bacağından vurmuştum. Çıplık atarak yere düştüğün de onlara bakmadan hızlıca içeriye girdim. Ne olur ne olmaz diye kapıyı arkamdan kapattığım da bahçede ki adamları görmüştüm.
Sırıttarak kafamı aşağıya indirip mırıldandım."Hay ben böyle işin." kafamı kaldırıp gülümesemeye çalışarak sesimi incelttim,"Çok özür dilerim dışarıda ki adamlar çatışıyordu kendimi buraya atmış bulundum." dediğim de adamlar koşarak kapıya doğru gelmişti ki arka bahçe gibi olan yerden çıkan ozan iki kişiyi etkisiz hale getirirken bana da iki kişi kalmıştı. İkisi de uzattığım ayağıma takılarak düştüklerin de kalkmak için hamle yapmalarına izin vermeden silahın arkası ile ikisinin de kafasına vurmuştum. Ozan koşarak yanıma geldiğin de derin bi nefes alıp elimde ki silahı eline tutuşturdum. En son silahı elime aldığım da yankı yanımdaydı...
Daha fazla oyalanmadan eve doğru yürümeye başlamıştık. Etrafta adam yoktu. İçeriden de ses seda çıkmıyordu.
Kapıyı çalıp beklemiştik. Evlerine girmiş olabilirdik ama biz medeni insanlarız o yüzden kapı çalmıştık.Üst üste çalmamıza rağmen kapı hala duvardı. Ozan beni arkasına alıp elinde ki silahla kapının kilit kısmına sıktığın da kapı açılmıştı. Hemen içeriye girip salona doğru döndüm içeride ses seda yoktu. Salonun boş olmasını takmayarak ikiye ayrılmış merdivenlere döndüm. Ozana sağı işaret ederken bende sol tarafa doğru gitmiştim. Merdivenleri birer birer tırmanırken evde sadece topuk sesim duyuluyordu. İlk odanın önündr durup kapıyı açtım. Burası pes pembe bir odaydı. Osmanın büyük kızının odası burası olmalıydı. İçerşye doğru girip etrafa bakmıştım. Kızı görmemle yüzün düşerken odanın içinde yeni sıkılmış parfüm kokusu ve yerde ki saçılmış kıyafetler kızın burda olduğunun kanıttıydı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kızıl ve Çetesi
Teen FictionKIZIL VE ÇETESİ ADLI İLK KİTAPTIR. "Şimdi burda olsan bana kızardın, neden uyumadın kızılım derdin. Biliyor musun yankı'm?" gözlerimi kaldırıp gökyüzüne baktım."Ben artık karanlıktan korkmuyorum,bütün korkularımı sensizllik ile yendim." burukça gülü...