KÇ 26.BÖLÜM

3.6K 244 184
                                    

Multi: Barkii

Otobüs durduğun da derin bi nefes aldım. Sabahtan beri bu otobüsün içindreydik ve istemediğim yüzlere katlandığım yetmiyormuş gibi bir de seslerini işitiyordum. Otobüs kamp alanı olan geniş yer de durduğun da iki otobüs olarak geldiğimiz için yan yana durmuştuk. İlk biz inerken yemyeşil bir ormana gelmiştik. Derin bi nefes daha içime çekerken kırık bi şekilde gülümsedim.

En son bir yeşilik arasında hayatımı kaybetmiştim.

Herkes yavaş yavaş inerken aleyna ve nil yanıma geçmişti. Erkekler bavulları çıkartırken etrafıma bakma gereksimi duydum. Az ileride ki tek başına kolları göğsünde duran senayı gördüğüm de şaşırmıştım. Sabah otobüsü beklerken mete ile arasında geçenlere şahit olmuştum. Şuan sanki karşımda sena değil de bir başkası duruyor gibiydi. Saçlarını alel acele toplamış, makyaj yapmamış yüzü gözü şiş bir sena karşımdaydı. Mete az ilerde iken o metenin geldiğini görüp uzaklaşmıştı. Kaşlarım biraz daha çatılırken boşvererek önüme döndüm.

Yakında çıkardı kokusu.

Karaman koleji de hemen arkamızdan geldiğin de onların inmesini bekliyorduk şuan da. Hoca karşı takıma bir kaç şey daha söyledikten sonra bizden tarafa dönmüştü."Evet kamp yapacağımız alan burası çocuklar. Özellike sinir ve stresinizi atmanız için burayı seçtim." göz devirip güldüğüm de bize birer kez göz baktıktan sonra devam etmişti."Az iler de orman evler bulunuyor orda kalabilirsiniz. İsteyen ikişerli, üçlerli kalabilir istediğiniz gibi odalar büyük. Maçlar için başkanları bilgilendireceğim, yürüyüş ve toplanma vakitlerin de hepinizi burda istiyorum, şimdi gittip yerleşin." diyip bizi evlerimize gönderirken hepimiz onu onaylayarak geniş alanı terk ederek az ilerde ki evlere doluşmaya başlamıştık. Baştan ikinci evin anahtarını alıp evi gösterdiğim de hepsi kafasını onaylar biçimde salamıştı. Kapıyı açıp içeriye girdiğim de beklediğimden daha güzel bir oda ile karşılaşmıştım. Erkekler valizleri getitirken küçük valizimi alıp odamı seçmek için hızlıca merdivenleri tırmanarak üst katta çıkıp en sonda ki odaya geçtim.

İçeride haşur huşur sesler ve gürültüler koparken sakince odama yerleşmeye başladım. Üstümde ki yol yorgunluğunu atmak kısa bir duş alacaktım. Elime kıyafetlerimi ve havlumu alıp duş odadan çıkıp için yanda ki banyoya girdim. Hızlıca üstümdekilerden kutulup kendimi suyun altına koydum.

Duştan çıkıp kendimi tekrar odama attığım da gözlerimi dinendirmek için tek kişilik yatağa geçip uzandım. Bacaklarım bu anı bekliyormuşcasına yatakta boylu boyuna uzandığın da daha fazla beklemeden gözlerimi  yumdum.

Nerdeydim? Gözlerim açtığım da kendimi mezarlıkta bulmuştum. Yerimden teprenmek isterken aanki biri ellerimi ve ayaklarımı tutmuş hareket etmeme izin vermiyordu. Birşeyler görmek umuduyla kafamı sağa sola çevirdiğim de umduğumu bulamamıştım.

Tek başımdaydım. Karanlıktı ve ben korkuyordum. Yankıyı burda bırakıp arkamı döndüp her gün evime gitmiştim çünkü yankısız kalmak beni korkutuyordu, yankı da korkuyordu belki? Zar zor ayağıya kalkıp bir iki adım attığım da kafam sert bi şekil de bir bedene toslamıştı. Çarpmanın etkisi ile yere düştüğüm de kafamı kaldırdım. Gördüğüm mavilerle gözlerim parıldarken yerimden kalkıp ona gitmek için hamle yaptığım da az önceki gibi tutuluyordu sanki ona baktığım da yüzünde her zaman ki yankı gülümsemesi yoktu.

Bana çok kırık bakıyordu.

Benim gibi çökmüştü. İtina ile yanıma gelmiyordu bende gidemiyordum. Eli ile az ileriyi gösterdi,"bak oraya," gösterdiği yer onun mezarının başıydı. Mezarın başında biri vardı. Gözümü kısarak kim olduğunu anlamaya çalıştım. Simsiyahtı karanlıkta onu seçmem mümkün değildi. Bizden taraf döndüğün de gri gözlerini görmüştüm. Adeta parıldıyordu bu karanlıkta. "Rahat uyuyamıyorum, onu bul alev. Mavini rahat uyut alev," kurduğu cümle ile içimde ki şeyler bir bir kopmuştu, derin bi nefes alarak kafamı saladım."Senin için herşeyi yaparım yankı, yapıyorum ama başaramıyorum nolur geri dön," yanıma yaklaşıp elimi tutuğun da nefesim düzensizleşmişti. Kalbimin çarpıntısı dışarıdan bile duyulabilecek türdendi. Uzun zaman sonra bana dokunduğunu hissediyordum.

Kızıl ve Çetesi Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin