DELİ KOMUTAN

3. Bölüm

Kahvaltılarını Fatih'in etraftaki erkeklere tehditkar bakışları altında bitirmiş şimdi de çay içiyolardı. Çay Fatih'in kadınlardan sonra tek zaafıydı. Hele karşısında böyle güzel bir hatun varken tadından içilmiyordu be. Yine sapıtan düşüncelerini dizginleyip yolu izleyen kıza baktı.

"Az yolumuz kaldı akşama varmış oluruz."

Kız herhangi bir tepki vermedi. Abisini düşünüyordu. Okuyabilecek mi? Nerede kalacak? Daha bir sürü şey.

Ne var ki adam pes etmedi.

"Sana diyorum Elif hadi kalk gidiyoruz."

Sakince kalkıp adamın peşine düştü. Arabaya bindiklerinde ikisinden de çıt çıkmıyordu. İki saat kader sessiz süren yolculuğun sonunda Fatih laf olsun diye konuştu.

"Kaç yaşındasın?"

Elif uzun süren sessizlikten sonra sıkılmış olamanın verdiği huzursuzlukla hemen cevapladı.

"20 olacağım iki ay sonra."

Kızın söylediği ile tekrar alıcı gözle baktı Komutan kıza. Kendisi 26 yaşındaydı.

"Tahmin etmiştim."

"Peki sen kaç yaşındasın Komutan abimden büyük duruyorsun."

Başını salladı direksiyondaki elinin birini çekip kirli sakallarını sıvazlarken.

"26 yaşındayım o kadar da büyük sayılmam."

Kızın dudağının kenarı kıvrıldı. Gayet genç ve yakışıklısın demeyecekti tabi ki.

"Öyle deme Fatih abi otuza ne kalmış şunun şurasında."

Kızın abi demesi konuştuğuna bin pişman etti Komutanı. Deme dese sabahki olayın üzerine sapık diye çıldıracaktı yine. En iyisi ses etmemekti.

Ben senin o abi diyen ağzını! Tövbe tövbe.

Kızın ailesi hakkında herşeyi biliyordu Ali sağ olsun. O kızı merak ediyordu. Böyle giderse kız deli damarını attıracak sonra da arkasına bakmadan ilk fırsatta kaçacaktı. Çünkü kıza dokunma istediği dakika başı nüksediyordu. Acilen bu kızdan kurtulup kendine ihtiyaçlarını giderecek bir gönüllü bulması şart olmuştu. Ama adı gibi biliyordu ki bu kız aklından çıkmadan başka kadına dokunamazdıda. Şansına tükürüp yine uyuyakalmış kıza baktı. Ne çok uyuyordu bu kız böyle.

"Anasını saattığımın yolu bi bitmedin!"

Kendi kendine söylendiğini duymuştu Elif küfretmesine kızsada şu an uyumak istiyordu.

***

İki hafta sonra

Elif hayretle oturduğu salona baktı. iki hafta önce nasıl olduysa Abisinin ve Fatih'in ortak kararı ile Fatih'in evine yerleşmişti. Geçici olduğunu bilsede abisinin terhisine hayli zaman vardı. Kabul etmese de abisi Komutanına güvenebileceğini Celal'le dayımdan beni bir tek onun koruyabileceğini söyleyip ikna etmişti. Başka çaresi de yoktu zaten. Bir hafta boyunca gergin olsada kıza hal hatır sormuş hatta okul, köy, kızın hakkında ne kadar şey varsa konuşulmuştu. Az çok adamın huyunu öğrenmiş ona göre davranıyordu genç kız. Fakat son bir haftadır hepi topu bir iki kez görmüştü Fatih'i geç geliyor yemek falan yemeden direk odasına girip yatıyordu. Sabahta bir kuru günaydın bile demeden çıkıp gidiyordu. Bir sıkıntısı olduğu belliydi ama soracak kadar da kendini ona yakın hissetmek istemiyordu.

Kapının kilit sesini duymasıyla yüreği çırpındı bu da nesiydi böyle? Fatih'in gelmesi onu neden heyecanlandırıyordu ki. Asıl üzerindeki yarım yamalak kıyafetle elin evinde ne halt etmeye dolaşıyordu. Kıyafetlerinin hepsini makinaya atmış kurutma makinasını ayarını yapamadığı için peteklerin üzerine şimdilik idare edebilecek için sermişti.