Fatih
"Mavzer birden Mavzer ikiye Bulunduğum mevki mevzi almaya uygundur."
Telsiz sesi oldukça kısık ve cızırtılı çıktığı için kelimelerin üzerine basa basa konuşuyorduk. Mavzer bir Cenk iki ben, üç Seyit, dört Serkan, beş Sivri, altı Kalas, sekiz ise Sinandı. Yedi artık aramızda değildi. Cennet köşklerinde huriler ile sefa yapıyordu büyük ihtimalle. Onun yerini dolduracak bir cengaver daha da gelmezdi. Şanlı Türk Ordusunun Şanlı Şehidiydi Hasan Astsubay.
Karşıdan gecikmeli de olsa Cenk'in sesi duyuldu.
"Mavzer birden Mavzer ikiye Kuş uçmaya hazır, mevzilen."
Burada kuş Pilot Alex oluyordu. Her şey hazırdı. Bir hafta sonunda aradığımızı nihayet bulmuştuk. Yer altında inşa ettikleri kampı bulmamız hayli zor olsada Serkan sayesinde yer altında kullandıkları cihazların birine sızmış ve yerlerini tespit etmiştik. Cızırtılı ses tekrar yükseldi.
"Kartal birden Mavzer ikiye hazırım."
Kuş dememize bozulan Alex'in sesi ile gülümsedim. Gerçekten birazdan havadan yere yüz metre yakınlıkta uçacak ve bir saldırı gerçekleştirecekken bunu düşünüyor olamazdı değil mi? Ben olsam bende düşünürdüm gerçi ama ben değildi sonuçta.
" Mavzer üçten Mavzer ikiye kuzey batı yönünde hareketlenme tespit edildi."
Seyit bizim operasyonlar daki gözümüzdü, Sivri sözcümüz, Kalas ise kulağımızdı. Söylediği konuma doğru bulunduğum tepecikte dikkat çekmeyeceğim şekilde döndüm. Kumun altında ki bedenim hareket ettikçe kumlar dökülsede bayağı derine gömmüştüm kendimi. Eğer burada olur da şehit olursam kendi mezarımı kendim kazmış olacaktım. Ne kadar da maharetli adamım diye düşünmeden edemedim. Telsizin sert düğmesine dokunup konuştum.
"Mavzer birden Mavzer üçe görünürde kimse yok beklemeye devam."
Sonra telsizi bağrıma doğru ittirip etrafta konumlanmış olan arkadaşlarıma baktım. Seyit'in yerini bilmesem orada olmadığına yemin edebilirdim. Serkan sanki birazdan çatışma olmayacakmış gibi ters yönü kontrol ediyordu. Arkadan vurulmayı istemeyen tek kişi oydu sanırım. Diğerleri inin kapısı olabililecek her yeri didik didik ediyordu muhtemelen. Bana gelirsek ben şu an yer altı kampı dediğimiz şeyin üstünde kalan kısmın ortalarında sayılırdım. Cenk, ben ve Kalas içeri girip kalanları çıkaracaktık. Tabi önce çıkanları almamız lazımdı. Sonra açtıkları kapıdan içeri girecektik. On dakika içinde çıkmazsak Alex bizimle beraber orayı bomba yağmuruna tutacaktı. Onların kurşunu ile ölmektense kendi bombamızla ölme fikri bana gayet samimi geliyordu. Zira bu operasyonu gerçekleştirmezsek bizim ordumuza saldırı düzenleyeceklerdi.
"Mavzer iki ben Mavzer altı. Çıkıyorlar dikkatli ol."
Başımı eğip gözlerimi kısarak kıpırdamadan etrafıma yüz seksen derecelik açı ile baktım. Sonra on metre kadar uzağımda devasa bir kapak açılmaya başladı. Kumlar kapağın üzerinden yanından aşağı süzülerek indi. İçeriden çıkan askeri araç ilerleyip durdu. İçerisinde ki adamlar dürbünle etrafa göz atıyordu. Milim kıpırdanmadan küçük nefesler alıp vererek bekledim. Tam araç hareket edeceğinde vakit gelmişti.
Cenk ve Seyit aracın iki yanından yaklaşıp kapıları açtılar. Araçtakiler daha ne olduğunu anlamadan şırıngaları boyunlarına sapladılar. Saniyeler içinde aracın arkasına yaklaşıp aracın arkasında ki brandayı kaldırarak içeri sis bombasını attım. İçimden otuza kadar sakince sayarak brandayı açtım. Diğerlerinin gelmesiyle içeri daldık. Maskeler sayesinde adamları bulanıkta olsa görebiliyorduk. Onlar için olasılık sıfırdı. İki kişiyi almıştık sağlamlardı. Bu şerefsizleri de canlı götürecektik ama bu hiç eğlenceli değildi. Aracın arkasına girerek Allah ne verdiyse giriştik.

ŞİMDİ OKUDUĞUN
DELİ KOMUTAN
DiversosDeli Komutan ve asi kızımız Elif'in dolu dizgin hikayesini okumaya hazır mısınız? Bence hazırsınız. *** +18 içerikler mevcuttur istemeyenler atlayarak okuyabilecekler. Wattpad'deki "Deli Komutan" isimli ilk hikayedir.