6. Bölüm

64.7K 2K 519
                                    


"Mihrimah Allah aşkına bunu bilerek mi yapıyorsun sen?"

Salona gelince bir üçlü bir tekli koltuk dışında ortada küçük bir halı ve sehpa dan başka  birşey olamayan salonda Mihrimah'ın olmadığını anlamam fazla uzun sürmemişti.

"Yok cidden bilerek yapıyorsun?"

Sinirle söylediğim sözler birinin ağzımı kapatıp kollarımın üzerinden beni sarmasıyla kesildi.

Öyle sıkı sarıyordu ki korku iliklerime kadar işledi. Mihrimah şaka yapıyor olmazdı çünkü kalıplı biri, bir erkek olduğu belliydi. Burnunun saçlarımın içine dalıp derin nefesler alışını hissettim. Arkamda olduğu için daha fazla durmayıp tam toğuğumu bacağına geçireceğim sırada tanıdık ve özlem kokan sesi ile konuştu.

"Ne yapıyor?"

Artık çok geçti topuğumu geçirmemle ağzından küfür ve inlemeye benzer bir mırıltı döküldü. Hala beni aynı şekilde tutuyordu.

"ııah Siktir ."

Kollarının arasından çekilmek için hareket ettim ama milim kıpırdamadı. Ağzımdaki elini çekmişti.

"Bıraksana manyak herif aklımı aldın."

Sonra beni bırakıp üçlü koltuğa geçip rahat bir şekilde oturdu.

"Aklını aldım öyle mi? Bacağımı deldin be."

Karşısına geçerek iki elimide belime koyduğum sırada pantolonundan aşağı zemine damlayan kan ile gerçekten aklım başımdan gitti. Koşturup kan ile ıslanan pantolonuna yakından baktım.

"Ayyy bacağın kanıyor ben ben özür dilerim Fatih şey hastane evet hastaneye gidelim yürüyebilir misin ambu-."

Sağa sola sallayıp durduğum ellelirimi yakalayıp beni yanına çekip oturttu. Gözlerim dolmuştu.

"Sakin ol güzelim görevde yara aldım.
Sen vurunca bandaj çıkmış olmalı önemli birşey yok."

Ağlamama ramak kalmıştı. Adamın yarasını deşmiştim. O hala önemli birşey yok diyordu. Ellerimi ellerinden çekmeden gözlerine diktim gözlerimi.

"Çok canın yanıyor mu? "

Canının yandığını zerre belli etmiyordu. Vurduğum zaman dışında bir ah bile dememişti. Salak kafam.

"Ne yanması nerdeyse vurulduğuma şükür edeceğim şimdi."

Gülüyordu. Yarası kanarken o ellerimize bakıp gülüyordu. İçimde ki duygu seline kapılmama ramak kalmıştı. Ellerimi çekip ayağa kalktım. Banyoda birkaç ilk yardım malzemesi olacaktı. Banyoya yönelirken gerekli talimatları verdim.

"Pantolonunu çıkar pansuman yapacağım."

Şu an sırıttığını, emindim.

"Emin misin?"

Sabır çekip banyoya girdim. Malzemeleri hazırlayıp elime aldığım pamukları ıslatarak salona geçtim.

Şu an pantolonunu çıkarmış ve üzerine ceketini örtmüş beni beklerken sünnet olan çocuklara benziyordu. Gülmeden edemedim. Gözlerini kısıp oda gülerek çeketi tuttu.

"İstersen kaldırayım ceketi ha ne desin."

Gülmemi bastırarak koltuğun uç kısmına oturdum. Önce bacağındaki kana bulanmış bandajı çıkarıp hehpadaki çöp poşetine attım. Sonra ıslattığım pamukla yarasını temizledim. Kurşun sıyırmıştı. Beş altı santim daha içeri denk gelse kemiğine saplanıp yürümesini bile etkileyebilirdi. Böyle birşey olmadığı için sevinerek temizlediğim yaraya tentürdiyot dökerek fazlasını kuru pamukla aldım. Son olarak sargı bezini sararak pansumanı tamamladım. İfadesiz bir şekilde beni izleyen Fatih'e şirince güldüm.

DELİ KOMUTANHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin