28. Bölüm

39.4K 1.2K 58
                                    


"Abimler gelmiş. Sakin olalım. Şey yap sen şey... Saklan hadi şur-"

Heyecandan saçmalayan kızın ağzını eliyle kapattı Ali, Mihrimah biraz daha bağırarak konuşursa şey yapmaya falan gerek kalmayacaktı. Çünkü Fatih bir haltlar karıştırdığını anladığı kardeşinin kapısını kıracaktı.
Az önce sarmaş dolaş uyuduğu kadının abisinden saklanacak kadar yüreksiz bir adam değildi Ali, ama Mihrimah'ı zor durumda bırakmakta istemiyordu. Koltuğa oturup sakince konuştu.

"Yüzünde ki şapşal ifadeyi sil ve kapıyı aç güzelim."

Mihrimah gözlerini kocaman açıp başını hızla iki yana salladı.

"Saçmalama Ali... olmaz. Abime bunu açıklayamam."

Şimdi daha kısık sesle konuşup ve yalvaran gözlerle bakıyordu.

"Süpriz yapmak istedim. Müsait olup olmadıklarını bilmediğim için sana uğradım. Aç şimdi kapıyı."

İkna olmayan bakışlarla kapının kulpunu kavradı Mihrimah sonra içinden Ya Allah Bismillah diyerek kapıyı açtı. Fatih kardeşini baştan aşağı süzüp aksi şekilde konuştu.

"Kızım sen beni mi sınıyorsun? Ne halt etmeye açmıyorsun kapıyı iki saattir."

Mihrimah önce abisine sonra Elif'e kısa bir bakış atıp gülümsedi.

"Misafirim var abi, kendisi lavaboda olduğu için açmadım. Az biraz sürpriz yapacakmışta yengeme."

Yalan söylemek istemese de bu konuda iyi sayılırdı. Fatih tek kaşını kaldırıp içeri gireceği sırada Elif araya girdi.

"Yoksa... Abiiii."

Koşarak abisinin boynuna sarıldı. Abisini özlemekten son zamanlarda bozulan dengesi iyice error vermeye başlamıştı. Bitti bitecek derken bitmişti işte.

"Hoş geldin abi nasılsın?"

Ali gülümseyerek kardeşinin kollarından çıktı.

"Dur kız boğacaksın beni, iyiyim sürpriz yapmak istedim ama malum evli insanların evine habersiz gitmek olmazdı."

Fatih karısının ardından Ali'ye yaklaşıp elini uzattı.

"Hoş geldin kayınço keşke bana haber verseydin."

Derken tek gözü ile Mihrimah'ın hareketlerini tartıyordu. Aralarında bir şeyler olduğunu anlamıştı ama ikisini de bozmamak için şimdilik sadece seyirci kalacaktı.

Hep beraber yukarı çıkıp önce yemek yediler. Şimdi de balkonda kahve içiyorlardı. Mihrimah elinde ki kahveyi küçük masaya bırakıp Ali'ye kaçamak bir bakış attı. Ali de bunu bekliyormuş gibi kahvesini bırakıp ayaklandı.

"Elif abicim ben otele geçeyim artık."

Elif de bitirdiği kahvenin fincanını masaya bırakıp ayaklandı.

"Olur mu öyle şey abi, kardeşinin evi dururken otel de mi kalacaksın?"

Ali otelde kalmayacaktı ama Elif'e bunu söylerse Fatih'e çaktırma ihtimali büyüktü. Kardeşinin yanağından makas alıp sandalyesinde galesizce oturan Fatih'e göz kırptı.

"Ben çoktan yer ayırttım kimsenin düzenini bozmak istemem."

Fatih zaten ısrar etmeyecekti. Karısı ile baş başa kalamama düşüncesi kulağa hoş gelmiyordu. Şunun şurasında bir kaç güne göreve gidecekti zaten sonra istediği kadar gelip kalsındı. Elif ortada dönen manidar olaylardan bir haber dudaklarını sarkıtarak önce abisine  sonra kocasına baktı.

DELİ KOMUTANHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin