Bölüm 7- Beklemek

2.2K 125 7
                                    

Sabah gözlerimi araladığımda dun geceyi duşundum. Taner'in söylediklerini. Tam kimden bahsettiğini soracaktım ki babamın sesini duyup içeri geçmek zorunda kalmıştık. Kahretsin, çok merak ediyorum? Ve bir kere daha kahretsin, o konuyu açıp onu bir kere daha yıpratmak istemiyorum!

Ic çekerek yataktan kalktım ve gerinerek salona geçtim. Taner yine masayı hazırlarken benim gözlerim babamı arıyordu.

"Günaydın." Arkadan uzanıp Taner'in yanağına sulu bir öpücük kondurdum.

"Günaydın." Elindeki tabaktan salatalık dilimi alıp ağzıma attım.

"Babam nerede?" Biraz düşünürmüş gibi yaptı.

"Eski bir arkadaşımla buluşacağım deyip çıktı. Kahvaltıya beklemeyin dedi." Sırıttım.

"Yani masanın hepsi bizim?" Başını salladığında ellerimi ovuşturarak masaya oturdum ve sadece kus sütü eksik olan kahvaltı masasına baktım. Gelin bakalım yavrucaklariiimmm!

Ağzıma peynir salatalık tepiştirmeye çalışırken telefonum titredi. Elime alıp açtığımda mesajın Seçkinden olduğunu gördüm.

'İstanbul şubesinden pesimize kuyruk takmışlar. Bir de got gibi ofis vermişler, Banu'nun pelüş oyuncaklarını koyacak yer yok. Bir saate su adrese gel.....'

Pekala, Banu'nun pelüşleri olmadan da bir ofis olur ama yeni birisi? İşte bu isleri biraz değiştirir.

***

Seçkinin abarttığını düşünüyorum. Yani cidden bak. Ofis gayet geniş. Kapımızda mimarlık bürosu tabelası asilmis, ohh mis!

Kendimi büyük toplantı masasının önündeki sandalyeye atıp Seçkine baktım.

"Nerde kaldı bu yeni eleman ya?" Omzunu silkti. Onun da benim gibi yeni eleman hakkında şüpheleri olduğunu biliyordum. Tabi şüphelenmeliydik. Biz birbirimizi üç yıldır tanıyorduk ve hala da birbirimiz hakkında bilmediğimiz dağlar kadar şey vardı. İki günlük insanla görev mi yapılır arkadaş?

"Acaba kız mı erkek mi?" Banu'ya donup tek kasimi kaldırdım.

"Ne fark eder yavrum?" Yavuzsa hemen kolunu boynuma doladı.

"Çok fark eder canim." Gözlerimi devirip Yavuza baktım.

"Hi tamam." Yavuz yanağımdan bir makas aldığında bir öksürük sesi duyduk.

"Günaydın arkadaşlar." Kalem etekli gömlekli kırklı yaşlarında bir bayan mı? Himms, ben biraz genç bekliyordum da. Yavuz gülümseyerek sandalyemin kenarına oturdu.

"Hosgeldiniz."

"Hosbulduk." Kadın gülümseyerek hepimizi süzdükten sonra gözlerini bende sabitledi. Neden ben? "Cidden hepiniz genç görünüyorsunuz. Bülent'in dediği kadar varsınız." Bülent beye Bülent mi dedi o az önce? "Bülent yakın arkadaşımdır. Sizin de bir süreliğine benim grubuma katılacağınızı söylediğinde çok sevindim." Yavuzun yanımdan bir kalkışı var, tam gülünmedik. Ama gülemem tabi, karşımda grup başkanı var lan! Yanlış alarm gençler. Bu bizim yeni eleman değilmiş. Daha beteri. İnciğimizi cincigimizi bilecek bir kari. Sırıtarak selam verdim.

Kadın biraz bize geçmişimiz hakkında bir şeyler sordu. Ardından sıcak şeyler içmek istediğini söyleyerek iç taraftaki mutfağa ilerledi. Yavuzla Banu dediler 'biz yapalım efendim.' Kadın inat cikti, geçti içeriye. Yavuzla Banu da hemen ardından yardıma tabi. Allah aşkına hazırlayacağı bir sallama cay, neyin kafasını yaşıyor lan bunlar?

Gözlerim Seçkini bulduğunda gülümsedim. Tünemiş pencere kenarına yolu gözlüyor.

"Çok mu merak ettin yeniyi?" Omzunu silkerek bana döndü. Kaslar çatık, yüzü beş karış.

"Allah aşkına Yosun sen söyle ya. Daha dun geldik İngiltere'den. Ev derdi var, cart derdi var curt derdi var. Herifin biri gelecek diye sabahın köründe diktiler bizi buraya, ne gelen var ne giden. Sorumsuzluğa bakar mısın, trafiğe takılacaksın madem erken cık." Ayağıyla sandalyelerden birini tekmeleyip önüme doğru geldi.

"Haksız mıyım?" Başımı salladım.

"Kesinlikle haklisin." Ellerini cebine soktuktan sonra geri geri yürümeye başladı. Bir adim daha, bir adim daha.

"Böyle bir insanla is yapılır m-" derken kapıdan girmekten olan birine tosladı. Gülmemek için elimi ağzıma bastırırken kapıdan girene baktım. Vaww! Kısa kot şortu ve siyah atletiyle- (Donmuyor mu bu kız ya? Bana kalsa kotumun altına ikinci taytı giycem.) Tam anlamıyla tas! Allahim bu ne ya? Bu kızsa ben neyim? Abim olsa alirdim, o derece yani! Taner'e mi alsam? Nayır Taner benim! Peki, Seçkine alsam?

"Bastığın yere dikkat et!" Uuvv! Kizimiz dik kafalı.

"Sana mı soracağım?" Pekala, Seçkin seçeneğini de eledik..

...devam edecek...




Beyaz ve Siyah~Eve DönüşHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin