Bölüm 53- O Kız

838 55 2
                                    

"Mert kanka? Bu sen misin?" Daha bara yeni girmiştik ki bizle aynı yaşlarda biri Mertin üzerine resmen atladı. "Nerdesin lan? Altı üstü kolu kırdın, haftalardır yoksun." Mert arkadaşının kollarından kurtulduktan sonra bana döndü.

"Kağancığım, öyle de yaşam varmış be." Kıkırdadığımda Kağan beni farketti.

"Mert? Yoksa bizi satıp düzenli ilişki mi yaptın?" Mert kolunu omzuma attı.

"Hayır be. Kankam Yosun." Kağan yüzünde sinsi bir ifadeyle elini uzattığında yapmacıktan gülümseyerek elini tuttum. Hıyar tuttu hemen dudaklarına götürdü. Eve gideyim çamaşır suyuyla yıkayacağım artık.

"Ee bizim masaya gel kankanla?" Arka tarafta bir yeri işaret etti ama Mert, canım kankam başını iki yana salladı.

"Arkadaşlarla sözleştik Kağanım. Sonra görüşürüz." Kağan gözümüzün önünden kaybolurken Mertin koluna yumruğumu çaktım.

"Bak bir de orda bulurum ben sizi diyordun." Kızın biri Merte göz kırparak geçtiğinde ağzım açık kalakaldım. Görmüyor mu bu kız beni Mertin kolunda? "İyi ki çocukları gönderip senin yanına dönmüşüm, yoksa kurda kuşa yem olacakmışsın." Mert yanımızdan geçen orası burası açık kızları pis pis süzerken kafasına bir tane geçirdim.

"Dinlemiyor musun sen beni?" Sırıtarak bana döndü.

"Dinliyorum kanka da... hormonlar işte. Bir aydır-"

"Başlatma hormonlarına! Hazal işini unutmadım daha. Ofistekilerin birlikteliğini kutlayacağız durmuş Merti de çağıralım diyor. Artık aranızda ne geçtiyse?"

"Vefalı kız işte." Merte kötü bir bakış atıp bizim çocukların olduğu yana çekiştirdim. Ve bizimkilerin oturdukları masaya geldiğimde elimi yeni çiftimize doğrulttum.

"Bak kankacığım, Banu ve Yavuz yeni çiftimiz." Böyle dememle ikisinin de yüzünde güller açtı tabi, yerim ya. Ne de güzel yakıştılar! Mert başını eğerek selam verdi.

"Seçkinle Hazalı zaten tanıyorsun. Sevgililer ya hani?" Mertin kolunu sıktığımda Mertte dişlerini sıkarak bana bakıp sırıttı.

"Biliyorum biliyorum. Maaşallah çok yakışıyorlar, Allah bozmasın!" Aferin bakışı atıp Mertin kolunu serbest bıraktım ve Seçkinin karşındaki rahat koltuğa kendimi bıraktım. Bizimkiler de iyi yer seçmiş ha! Öyle sandalye falan yok, oh rahat rahat koltuklar.. Banunun önüme sürdüğü bira şişesini dudaklarıma götürürken gözüm yeniden Merte kaydı. Bak gitmiş nereye oturmuş? Sevgilisi diyorum, gözüne soka soka... Beyefendi hala Hazalın dibinde. Utanmasa kucağına oturacak! Hoş o utanmaz ya. Gecenin ilerleyen saatlerinde bekliyorum ondan o tarz hareketler. O değil de, Hazal neden demiyor acaba git benim sevgilim var diye? Hayret edilecek iş.

***

Mertten...

Hazalın kulağına doğru eğildim.

"Senin ekip bu mu?" Başını salladı.

"Ama sessiz ol. Hiçbiri bilmiyor sana söylediğimi. Ve de sakin Yosuna çaktırma." Bana uzattığı şişeyi dudaklarıma dayayıp başımı salladım. Birkaç büyük yudum alıp yeni çiften tarafa dödüm...

.

.

Bu çocuklar çok kafa ya! Yani en azından biraraya geldiğinde karı kız haricinde konuşacak şeyin oluyor. Ben hepsiyle ayrı ayrı bağ kurarken Hazal tek kaşını kaldırmış etrafı izliyor, Yosunsa iyice sarhoş olmuş kendi kendine konuşuyor.

"Mert ya!" Bana seslendiğinde Yavuzla muhabbete ara verip ona döndüm.

"Efendim kanka?"

"Ya bu adam senin şoförün değil mi lan? Neden seni götürüp getirmiyor? Neden buraya seni o getirmedi? Neden gelmedi? Hem o da.. gelmiş olurduu." İyice kafayı yemiş bu. Zaten anlıyordum Özgüre olan tutumundan ama... en azından herkesin önünde söyleyip dikkatleri çekmese iyiydi.

Beyaz ve Siyah~Eve DönüşHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin