Seçkin ve yeni birbirlerine ölümcül bakışlar atarlarken Nükhet Hanim elinde kupayla içeri girdi.
"Hosgeldin Hazalcim. Yeni arkadaşlarınla tanıştın mı?" Hazal'ı alıcı gözüyle bir kere daha süzdüm ve yerimde huzursuzca kıpırdandım. Cidden kadınlığımdan utanıyorum ya. Nükhet hanimin ardından içeri giren Yavuzun da dibi düştü tabi. Böyle yüzü bir gevşedi, bir sırıtmalar bir sırıtmalar. Banu böbreğine dirseğini geçirdi de kendine geldi çocukcağız.
"Tanışmadık." Hoş, pek de tanışmaya meraklı değiliz ya. Pardon biri hariç.
"Merhaba ben Yavuz. Tanıştığıma memnun oldum Hazalc-" Banu'nun ittirişiyle elini Hazal'a uzatmış olan Yavuz kapıya yapıştı.
"Ben de Banu." Banu bu kızı döver. Dövsün atsın zaten bir yere, yoksa Hazal karşısında hiç sansı yok yani. Yavuz için Hazal acık ara farkla önde.
Yeniden tas hatunu süzdüğümde bana baktığını fark ettim. Bak bak bir de tek kaşını kaldırmış. Ben de tek kasımı kaldırdım. Hayirdir ne is?
"Adin?"
"Yosun." Dudaklarının kenarı yavaşça kıvrıldı. Yok artık, adimi mi küçümsedi simdi bu?
"Ve Seçkin." Seçkin uzunca bir sure adını söyleme zahmetine girmediğinde bu görevi Nükhet hanim üstlenmişti. Hala Seçkin bir tepki vermeyip dik dik Hazal'a bakmayı sürdürdüğünde Nükhet hanim ellerini birleştirip devam etti.
"Tanışma faslı bittiğine göre küçük bir toplantı yapalım ha, ne dersiniz?" Aman, ne tanışma ne tanışma?
***
"Mert Akyol. Akyol holdingin varisi. 22 yaşında. İşletme okuyor." Yaşıtız yani.
"Kaçıncı sınıf?" Hazal'a göz ucuyla baktım. Direkt uyum sağladı ya kız, suna bak; soru sormalar falan.
"İki." Af buyur? Nükhet hanim gülümsedi. "Okulla pek alakalı biri olduğu söylenemez." Ardından bilgisayardan bir fotoğraf açtı. Bu Mert Akyol'un diskomsu bir yerde kizlarla sarmaş dolaş çekilmiş bir fotoğrafıydı. Yine! Ama kız farklı. Pardon kızlar. "Sanırım çok birsey söylememe gerek yok. Alkol ve kız düşkünü bir adamın pesine düşüyoruz." Seçkin elini kaldırarak söz aldı.
"Neden böyle bir yol kullanıyoruz? O evde çalışmak ne kadar güvenli? Eğer evde dayanak ajanları varsa ve-"
"Güvenli değil. Aksine çok tehlikeli. Dayanağın şimdiye kadar yaptıkları isleri az çok biliyoruz. Türkiye de fazla ileri gitmemiş olsalar da farklı devlet adamlarına suikast duzenlemislikleri var. Tüm devletler için tehlike arz eden bir grup ve gizli bir grup. Özellikle büyük devletler Dayanak isminin halk içinde duyulmaması için ekstra emek sarf ediyorlar. Gölge gibiler. O kadar çalışmaya rağmen en küçük açıklarını bulamadık. Bu onların verdiği nadir ipuçlarından biri. Mert Akyol'la bir alakaları var ve kaza görüntülerinden de anlayabileceğimiz gibi bu uzaktan izlemeyle çözülecek bir is değil." Seçkin yavaşça basını salladı. Nükhet hanimin cevabi onu yeterince ikna etmiş gibiydi. Derin bir nefes aldım.
"Ne zaman ise başlıyorum peki?"
"Yarın." Kaşlarımı çattım. Ne zaman ne ara?
"Cv ni göndermiştik zaten. Olumlu yanıt aldık. Yarın gidip eve yerleşirsin." Çok çabuk olmadı mı ya? Daha babamla Taner'le bile sadece bir gececik geçirdim. Eh el mahkum gitcez ne yapalım?
***
Kahretsin ya? Neden tam da ise başlayacağım gün böyle bir fırtına olmak zorundaydı ki? Pileli eteğim inatla uçuşurken valizim çamura saplandığından çektiğim yere gelmemek için inatlaşıyordu. Bahçe kapısından girmeden önce son duamı edip dev kapıya baktım. Ve-
Hemen arkamdan gecen araba sayesinde hızlı bir duş almış ve iç çamaşırlarıma kadar ıslanmıştım. Öfkeyle arkamı donup bana bu hainliği yapan son model arabaya baktım. Kahretsin ya? Ne demek lan üzerime su sıçratmak? Bittiniz siz!
Arabanın sürücü kapısı hızla acildi ve içinden siyah takım elbisesi giymiş birisi fırladı. Şakır şakır yağan yağmurdan pek göremiyordum fakat oldukça genç birine benziyordu. Koştur koştur önüme geldi. Sanmayın ki özür falan dileyecek, benden tarafa dolaşıp arabanın arka kapisini açtı. Haa?
Kapıdan şoförünün açtığı şemsiye saklanarak çıkan Mert Akyol mu bana mı öyle geliyor? Playboyumuz arabadan çıktıktan sonra sertçe şemsiyeyi şoförünün elinden çekti ve eve doğru yürümeye başladı. Ardından ben de şoförü de bakakalmıştık. Göz ucuyla şoförüne baktım. Yağmurda ıslanmasına rağmen eve doğru yürümüyor öylece dikelip eve doğru bakıyordu. Ona baktığımı anladığında yavaşça başını bana doğru dondurdu. Gözlerini gözlerimde sabitlediğinde gülümsedim. Belli ki Mert Akyol zor bir hedefti. Ve ben ona ulaşmak için bu tas şoförü kullanabilirdim.
Yağmura aldırmadan onu şöyle bir alıcı gözüyle süzdüm. Üzerine yapışan beyaz gömleğiyle tüm kasları zaten göz önündeydi ki, babamın salonunda bile böylesini görmemiştim. Ağzımın suyu aktı falan sanmayın, kaslı vücuda ya da kusursuz bir surata tav olmam ben. Sadece hedefi gözümde büyütmeliyim ki çalışma isteği gelsin. Ve... Hemen başlamak istiyorum. Ona doğru bir adim attım ve elimi uzattım.
"Yosun. Birazdan bu evde çalışmaya başlayacağım." Önce elime ardından da gözlerini kısarak yüzüme baktı. Sonra hafif sırıtıp elimi tuttu.
"Özgür. İki gün önce başladım."
...devam edecek...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Beyaz ve Siyah~Eve Dönüş
Ficción General"İşte benim hayatım da böyle." Fısıldamıştı. "Tüm hayatım tepe taklak. Olmadığım biri gibi davranıyorum ya da olmak istediğim kişiyi saklıyorum ama..." Yüzünü yavaşça benden tarafa çevirdiğini göz ucuyla gördüm. "Ama sana baktığımda başım öyle bir d...