Bölüm 35- Telefon Görüşmesi

980 70 3
                                    

Gençler bana ne oldu bilmiyorum. Sürekli yeni yeni bölümler atasım geliyor. Benden sıkılmadınız değil mi, günde iki üç bölüm atıyorum diye??

Hemen kolumu Ozgurun belinden kendime cektim fakat koyacak yer bulamadigimda tekrardan beline dayadim. Biliyorum kalkmaliydim ama ya uyanirsa? Once ne kadar rezil oldum bir onu dusuneyim.

Yavaşça basimi oynatip bizim uzandigimiz kanepenin yan tarafindaki tek kisilik koltukta iki buklum uyuyan Merte baktim. Basini koltuga yaslamis ve bacaklarini da koltugun kolunun uzerinden sarkitmisti. Eminim ki her yeri tutulmustur.

"Kankaaa, su yildiza bak!" Duvari boylu boyuncu kaplayan pencereden gokyuzunu Merte gosteriyordum. "Cok parlak degil mi?" Ardindan dudaklarimi cama yaslayip...

Eyh! Yildiza opucuk verdigimi saniyordum ben. Hatta camin soğukluğunu hissettigimda parmagimi sallayarak cemkirmistim cama, sen ne bicim yildizsin sicak olmalisin diye.

Neyse ya! Bunda birsey yokmus. Baska noldu? Baska?

" Ya! Cikar sunu?" Ozgurun tisortunun eteklerine yapistigimda hizla ellerini ellerimin üzerine koydu.

"Yosun cildirdin mi?" Omuzlarimi sallayip dudaklarimi sarkittim.

"Nolcak cikartsan?  Hic gormedim sanki!" Kaslarini çattı.

"Tamamen ucmussun sen! Sapiklastin iyice. Tamam cikartirim ama sen de cikart." Ellerimi aniden cekip goguslerimin onune siper ettim.

"Pis sapik!" Isaret parmagini kendine dogrulttu.

"Ben mi?" Dil cikardim.

"Evet sen!" Ve ani bir hareketle tisortune asildigimda yakasindan derince yirtiliverdi. Ups!

Allahım, cildirdim mı ben? Yani cidden kaslarini o kadar gormek mi istedim? Ahh bu hormonlar! Gercekten bakin, bu yasiniza kadar bir tek kisiyle cikmazsaniz boyle olur. Hep babamin yuzunden iste! Hoslandigim cocuklar hep babam eski mafya diye uzak durdular benden. Bir de bir cocuk vardi, adi neydi? Hah Buğra!  Aslinda ona karsi hiçbirşey hissetmiyordum ama bana cikma teklif ettiginde baliklama atlayip evet dedim. Sonra okul cikisi beni evime falan birakti iste, tabi babama yakalandik azicik. Sonraki gun sabah bir gunaydin bile demedi bana pis Buğra.  Ilk gunden terkedildim anlayacaginiz. Tabi bunlar ilkokul maceralarim. Üniversiteyi hic sormayin. O kamp senin bu kamp benim derken erkeklere bakma firsatim mi oldu benim? Kamp yerleri hep kasli kasli cocuk doluydu evet ama hepsi gorev arkadasiydi benim icin. Ve evet o yuzden Ozguru gorunce azicik agzimin sulari akiyor da benim. Öhöüm her neyse!

Iki elimi de Ozgurun kasli gogsune yasladim.

"Bak iste! Inat etmeseydin gitmezdi guzelim tişört." Ellerimi tutup göğsünden ayirdi ve beni anlatilmaz bir bosluga surukledi.

"Yosun neden boyle davraniyorsun ki? Neden o kadar cok ictin kizim, madem dayaniksizsin?" Koydun onume tabi icecem. Enayi miyim ben? Bileklerimi guclu ellerinden kurtarmaya calistikca o da beni engellemek icin ugrasiyordu. En sonunda galip taraf tabiki ben degildim. Iki elimi ardimda birlestirdigine bedenlerimiz resmen birbirine yapisikti. Peki ben ne yaptım?  Bu ani altin firsata cevirip gozlerine bakip romantik bir an yaratmak dururken aptalca siritip basimi gogsune yasladim.

"Uykum var."

"Uyu, uyu! Sen de kurtul, ben de!"

Peki ben bu dingilligi yaparken neden Mert belimden beni tutup cekmedi ve tum bu rezilliklere mani olmadi? Nedeeen? Öfke dolu bakislarimi Merte yonelttigimde orta sehbanin uzerindeki telefon titresmeye basladi. Kahretsin, Ozgurun telefonu!

Kesin uyanacak simdi! Ee, bu kadar kisa zaman icinde tuvalete falan da saklanamam; en iyisi ben en kolay yere saklanayim hic entrikaya girmeden. Alnimi yeniden gogsune yaslayip gozlerimi kapadim ve basimi donduren kokusunu icime cektim.

Tahmin ettigim gibi birkac titresimden sonra kiprdanmaya basladi. Basimin hemen uzerindeki kolu hareket ettiginde sehbaya uzandigini anladım. Ve sanirsam yetisemedi, vücudunu da o tarafa kaydirdiginda göğsüne degen sadece alnim degildi. Oha resmen suanda dudaklarimi gogsune bastiriyorum. Ya da o gogsunu dudaklarima bastiriyor, her neyse!

Telefonu acip kulagina goturdu ve uykulu bir ses tonuyla konustu.

"Efendim?" Ve ben sanirim duymamam gereken birsey duydum...

Telefonun sesi biraz fazla yuksekti ve karsi tarafin sesi gayet net duyuluyordu.

"Kiz hicbirseyden suphelenmesin Özgür!"

"Peki efendim."

"Mert-" Özgür sesin yuksekligini farketmis olacak ki sesi aniden kisti. Konusmanin devamını duyamadim. Ozgur de 'tamam efendim' disinda birsey soylemedi.

Acaba? Hiçbir şeyden suphelenmemesi gereken kiz ben miyim?...

...devam edecek...

Beyaz ve Siyah~Eve DönüşHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin