Bölüm 43- Sırlar

984 70 0
                                    

Elimde iki cay bardagiyla avlunun on tarafinda oturan Ozgur ve Tanere doğru ilerledim. Evin onunde cok genis bir avlu vardi, babamlar eve yakin kisimda otururlarken, Ozgur ve Taner avlunun taa en ucuna gitmislerdi. Ne konustuklarini bilmiyordum, Özgürun o bicaklanma olayiyla ilgili nasil bir aciklama yaptigini da oyle. Ama sanirim yeni bir arkadaslik doğmuştu. Gun boyu Tanerin Ozgurun cani yanmasin diye dort donmesi de bunun en buyuk kanitiydi.

"Cay getirdim." Taner ellerini uzatip iki cay bardagini da aldi ve ikisinin biraz arkasina yerlestirdi. "Ee soyleyin bakalim, ne komusuyordunuz?"

"Dedikodunu yapiyorduk." Ellerimi belime yerlestirerek Özgüre döndüm.

"Aa neyim varmis benim?" Özgür neyin yok ki dermiscesine ic cektiginde egilip sacini karistirdim. Ofkeyle bana baktiginda kucuk bir kahkaha patlattim. Yeniden saclarina uzqndigimdaysa ellerimi yakaladi. Ben saclarini bozmaya calistikca o da beni engellemeye calisiyordu.

"Taner yardim et, Taner!" Taner dizlerinin uzerine kalkip beni belimden cektiginde yere oturuverdim ve evet kahretsin ki benim tikim var. Taner bey de biliyor tabi bos durur mu? Hemen saldirdi namıssız! Ozgur de onunla birilikte...

***

Mert Yosunun az ileride yere oturdugunu gordugunde tam ayaga kalkmaya yeltenmisti ki kahkaha sesini duydugunda icine birşeyler oturdu. Nedense kiskaniyordu; hem Yosunu hem de Özgürü. Belki de cidden duydugu seyler yuzundendi, babasinin soyledigi şeyler. Derin bir ic cektiginde omzunun sıkıldığını hissetti. Omzunun uzerinden ardina dondugundeyse Gülsu teyzeyi gördü.

"Gülsu teyz-"

"Egleniyorlar." Mert yavasca başını salladı. "Peki sen?" Mert cevap vermekte tereddüt etti, gerçi ne soyleyecegini de bilmiyordu ya.

"Kiskandi kiskandi." Mert kaslarini catarak Makbule neneye bakti.

"Kiskanmadim."

"Yalan soyleme carpilcan." Hazal kikirdadiginda Mert dudagini disledi.

"Yine de oyle soylenir mi? Bari ben yokken soyle. Ardimdan falan konus, yüzüme söyleme." Bu sefer Kemal dahil herkes kahkahalara bogulurken Gülsu uzanip Mertin saclarini karistirdi.

"Bak bak suna bak. Ayni babasi." Mert babasinin bahsi gecmesi uzerine dikkatle Makbule nenenin yuzune bakmaya basladi. "Baban da boyleydi. Yesim Ekremle cok daha iyiydi, Kemalle Adnani da bir gorseniz, nasil kiskanirlardi. Hatta bir keresinde Adnan Ekremle kavga bile etmişti." Mert aslinda Yesimi ilk kez birkac gun once görmüştü. Bahsi bile gecmemisti ki evde. "Sonra Yesim gitti Ekremin yakin bir arkadasiyla evlendi, üçü de ortada kaldı." Bu konuşma herkesin yüzünde bir tebessum olusmasina sebep olmuştu.

"Peki sonra ne oldu? Yani Yesim teyzeye?" Mertin bunu sormasi hem Seckinin hem de Hazalin bir oh cekmesine neden oldu. Sonucta buraya gelmelerinin sebebi bu degil miydi? Yesim Sonmez hakkında birseyler ogrenebilmek?

Makbule teyze kaslarini catarak Kemale döndü.

"Inan bunu ben de cok merak ediyorum Mertcigim." Kemal uzerindeki bakislari hissettigunde bogazini temizleme gereği duydu.

"Ne, neden herkes bana bakiyor?" Makbule nene Kemalin ensesine bir tane gecirdiginde Kemal derin bir nefes aldı.

"Aslinda ben de pek birsey bilmiyorum. Biranda bosaniverdiler." Makbule nene onundeki cekirdek posedine uzandi.

"Biranda bosanivermislermismis. Sanki hanginizin dogru durust bir yasami oldu."

***

Gecenin ilerleyen saatlerinde herkes odasina cekilmisken Mert evin yan tarafindaki sedirin uzerine oturmus gokyuzunu izliyordu. Oturdugu yerden avlunun cok az bir kismi gorunuyordu. Avluya birinin ciktigini farketti. O kisi herkimse kendisinin orada oldugunu farketmesine imkan yoktu fakat yine de kendisine dogru geldi.

"Seni de mi uyku tutmadi?" Mert basini iki yana salladiginda Hazal yavasca sedire oturdu.

"Ben de uyuyamadim." Mert nedenini sormak istedi ama sonra vazgecti. Aslinda hic ama hic dikkatini cekmiyordu. Ilk gordugunde vay canina ne kadar guzel dese de farkli duygular hissedebilnesi icin onemli bir eksigi vardi. Acikcasi baska birinden hoslanabilmesi icin kalbinde ufacik bile bosluk yoktu. Buse hanim o boslugu uzun zaman once fazlasiyla doldurmustu ki cogu zaman Mert Akyol icin nefes almak bile zor oluyordu.

Ikisi de sessizce oturup gokyuzunu izlerlerken avluya iki kisinin daha ciktigini farketmemislerdi bile.

"Kemal." Ikisi de ayni anda bu sese kulak kesildiler. Mert ortaya cikip cikmamayi dusunurken Hazal Mertin ses çıkarmaması icin dua ediyordu.

"Gülsu? Sen daha uyumadin mi? Yoksa Yosun horluyor mu?" Gülsu basini iki yana salladı.

" Melek gibi uyuyor." Kemal basini salladi.

"Bebekken de öyleydi." Gülsu hafifçe gulumsedi.

"Gorebilmeyi dilerdim." Kisa bir sessizlik oldu. Hatta Hazal avlunun bosaldigini dusunmedi degil. "Aslinda... sana soylemek istedigim birsey var." Kemal kaslarini kaldırarak Gülsuya baktı. "Yesim hakkinda. Aslinda... ne bilip bilmedigini bilmiyorum ama-"

"Hicbirsey bilmiyorum. Yesim neden ortalardan kayboldu, neden Ahmetle bosandilar, nereye kayboldu ? Hicbirini, hicbirini bilmiyorum. Ne Yesim anlatti ne de- Adnanin ne bilip bilmedigini de bilmiyorum."

"Bilmiyor.. yani bilmiyordu. Yesim ona da soylemedi."

"Neyi?" Gülsu derin bir nefes aldi.

"Yesim Ahmetin aslinda kim oldugunu ogrendi. Kocasinin aslında hergun haberlerde terorist diye adlandirdiklari bir gruptan oldugunu ogrendi ve-"

"Ve bosandilar." Gülsu basini salladi.

"Kimseye soylemedigine eminim. Bir sure saklandi, ardindan yeni bir hayata hazir oldugunda yeniden ortaya cikti ve bildigin gibi daha dogrusu haberlerden okudugun gibi Sonmez holdingin varisiyle evlendi, eskiden sizinle dusman olan o adamla."

"Ne kadar sasirdigimi biliyor musun? O adam hayatimizi mahvetti, defalarca sevdiklerimizin hayatiyla beni ve Adnani tehtid etti. O adam... bizim gibi adamlarim, o batakliga dusmus adamlarin yuz karasidir. Yesimin o adamla evlendigini duydugumda nasil sasirdim."

"Yesimin neden o adamla evlendigini bilemem, benim asil soylemek istedigim cok baska birsey." Kemal biraz sakinlestikten sonra basini salladi.

"Dinliyorum." Gülsu elini alnina goturdu ve kasidiktan sonra devam etti.

"Aslinda Ahmet Yesimin hep geri gelecegini düşündü çünkü... ortada bir cocuk vardi." Kemalin gozleri büyüdü.

"Sen neden bahsediyorsun?"

"Duydun, ikisinin bir kizlari vardi." Kemal derin bir nefes alip konustu.

"P-peki Ahmet simdi nerede?"

"On iki yil once öldü."

"Peki çocuk?"

"Bir sure ona Ekrem sahip cikti. Tabi soyleyemedi babasinin öldüğünü. Is gezisinde falan dedi. Ardindan malum yangın... Yesimin kızı da Ekremin oğluyla beraber yurda gönderildi." Kemal önce bir düşünüp herseyi aklinda bir tartti. Ardindan sordu.

"Yani söylemek istediğin... Hazal Yesimin kızı mı?"

"Görünüşe göre öyle."

...devam edecek...

Beyaz ve Siyah~Eve DönüşHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin