"Yosun bak, hastaneye falan goturelim." Basimi iki yana salladigimda Taner Ozguru kanepeye yavasca birakti. Ben Ozgurun kirmiziya boyanmis gomlegine uzanmisken Taner nefes nefese birseyler getirmeye gitti.
Uzanip gomleginin asagidan iki uc dugmesini actigimda derin bicak izini gordum. Uzerimdeki hirkayi cikarip yarasina bastirdigimda aciyla inledi. Kendindeydi evet ama gozunu acamayacak kadar halsizdi.
"Taner agri kesici getirmeye gitti, rahatlamaya calis." Sadece kesik kesik nefesler vererek beni onayladi.
Biraz daha sakinlesmis gorunuyordu. Rengi atmis yuzunde gozle gorulur bir gevseme vardi, belki de cenesini daha az sıkıyordu. Sairim artik rahatlama sirasi bendeydi...
Onu oylece cop posetlerinin uzerinde yatarken buldugumda kalbime sanki bicak saplanmis gibi agrimisti. Hayir nasil ifade etsem... neden bilmiyorum, bu cocuga karsi neden boyle hissettigi bilmiyorum; sadece bir anda goz pinarlarim kirmizi alarm vermeye baslamisti.
Vakit kaybetmeden gomleginin diger dugmelerini de tek elimle actim, diger elimle hala karnindaki bicak yarasina baski uyguluyordum. Taner odaya girdiginde omzumun uzerinden ona baktim. Onun gozleriyse baski uyguladigim noktadaydi.
"Bicaklanmis mi?" Cevap vermeden bana uzattigi ilaci alip Ozgurun dudaklarinin arasina yerlestirdim.
"Kaldirmama yardim et." Taner Özgürun omuzlarindan tutup kalkmasina yardim ederken ben de bir bardak suyu yavas yavas Özgüre icirdim ve geri yatmasina izin vermeden arkasina gecip gomleginin yakalarini asildim.
Gomlegi uzerinden yavasca kayarken benim gozum sirtindaki bir noktaya takildi. Sol olzunun arkasindaki cift basla ejderha dovmesine...
***
Taner elindeki islak havluyla Ozgurun yuzundeki yaralari temizlemeye calisirken ben pencerenin onune oturmus onlari izliyordum. Uzanip sehbanin uzerindeki Tanerin sigara paketini elime aldim ve bir tanesini agzima goturdum. Cakmak sesiyle Taner omzunun uzerinden bana bakti.
"Kemal baba gormesin." Cevap vermek yerine Ozgurun yuzune bakmayi tercih ettim. Sanirim uyumustu. Yarasini sardiktan sonra aldigi bir baska ilac sayesinde uyuyabilmis olmasi buyuk sansti. Gercekten de yarasi fazlasiyla derindi ve hastaneye gitmesi gerekliydi. Ama ne tur islere karistigini bilmedigim birini hastaneye goturemezdim. Elimdeki sigaradan uzun bir nefes cektim ve aninda oksurmeye basladim.
Taner elindeki havluyu sehbanin uzerindeki su dolu tasa birakip yanima geldi.
"Ilk kez iciyorsan o kadar derin cekme." Elimdeki sigarayi ona uzattim.
"Sevmedim zaten." Hafif bir tebessumle sigarayi alip kendi dudaklarina götürdü. "Benim yerimde olsan ne yapardin?"
"Senin yerinde ne var?" Derin bir nefes aldim.
"Birsey var ve.. benim bunu birilerine soylemem gerek. Ama... istemiyorum, onlara anlatmak istemiyorum. Ben-" Basiyla Ozguru isaret etti.
"Su cocuktan hoslaniyor musun?" Birkac saniye nefes alamadim. Hoslaniyor muydum? Bakislarim Ozgure kaydi ve sertce yutkundum.
"Baska birinden hoslandigimi saniyordum."
"Simdi ne saniyorsun?" Gozlerimi kirpistirdim. Birkac yildir Tanerden hoslaniyordum. Onun yaninda olmayi seviyordum ve- Aslinda sadece bu kadardi. Yaninda guvende hissediyordum, bu hoslanmak sayilmaz miydi? Biran gozumun onune Yavuzla yaptigimiz konusma geldi. Onemli olanin hissetmek oldugunu soylememis miydi? Ben Tanerin bana karsi birsey hissetmedigini biliyordum, aramizda abi kardesten öte birsey yoktu. Peki ya Özgür? Ben onu hissedebilmis miydim? Bilmiyordum. Emin degildim. Kim oldugunu bile bilmedigim birini hissedemezdim. Biran Tanere bakip basimi iki yana salladim.
"Bilmiyorum." Derin bir nefes aldi.
"O zaman kimseye birsey soylemek zorunda degilsin. Kararsizsan... cevabin ne oldugunu bilemezsin. O yuzden yanlis bir karar vermeden beklemen gerekir; kendinden emin olana kadar."
"Ya pisman olursam?" Basini salladi.
"Olabilirsin. Ama bunu goze alman gerekir." Bir kez daha uyuyan Ozgure baktim. Goze alabilirim sanirim. Neyi goze aldigimi deli gibi merak ediyorum...
***
Gozlerini yavasca araladiginda elimdeki bezi sehbaya biraktim ve dirseklerimi uzandigi kanepenin kenarina yasladim.
"Gunaydin."
"Saat ka-" Dogrulmaya calistiginda aciyla inleyerek kendini kanepeye yeniden birakti.
"Oldu iste biraz." Bir gune yakindir aci icinde oldugu soylememe gerek yoktu bence. "Nasil hissediyorsun?" Yuzunu bana dogru cevirip gozlerimin icine bakti. Iste o an kalbim bekledigimden cok daha hizli atmaya basladi. Uyandiginda ne hissedecegimi dusunmustum evet ama boyle sicak olacagini tahmin edememistim.
"Minnettar?" Gulumseyerek basimi salladim.
"Hissetmelisin." Yavasca gulumsediginde gozunun altindaki yarasi sizlamis olacak ki kaslari catildi. Parmagimi yavasca kaslarinin arasindaki noktaya bastirdim.
"Sana birsey sormak istiyorum."
"Sor." Derin bir nefes aldım. Sorabilirdim evet, bari bunu yapayim.
"Ilk tanistigimiz gün. Sana tanidik geldigimi soylemistin..."
"Soyledim."
"Nereden oldugunu hatirliyor musun?" Dudaklarinin tek kenari kivrildiginda bu sefer kaslarini catmadi. Elini yavasca kaldirip avucunu yanagina yasladiginda ne yapmaya calistigini dusundum. Ardindan elini cekip iki parmagini alnimin sacimla birlestigi noktada gezdirdi ve birsey hissettiginde durdu fakat elini cekmedi. Gozlerimin en derinine bakip fisildadi.
"Ingilterede... senin evinde."
...devam edecek...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Beyaz ve Siyah~Eve Dönüş
Ficción General"İşte benim hayatım da böyle." Fısıldamıştı. "Tüm hayatım tepe taklak. Olmadığım biri gibi davranıyorum ya da olmak istediğim kişiyi saklıyorum ama..." Yüzünü yavaşça benden tarafa çevirdiğini göz ucuyla gördüm. "Ama sana baktığımda başım öyle bir d...