Mertten...
Üst kata çıkıp köşeyi döneceğim sıra odasından çıkmakta olan Buseyi gördüm. Beni gördüğü gibi gerisin geri odaya girmeye çalıştı fakat tam kapıyı kapatacağı sıra elimi kapıya dayadım ve aralıktan içeriye süzüldüm.
"Ayıp değil mi, görüp de kapıyı kapatmalar falan?" Ellerimi kapşonlumum cebinde sokup içi dışına çıkmış yatağın üzerine oturdum ve odaya şöyle bir göz attım. Fazla mı dağılmış bu oda görmeyeli? Yok yok bana öyle gelmiştir, zaten halının üzerindeki sümüklü peçetelerde göz yanılması.
"Günlerdir odadan çıkmayıp ağlayıp sızladığını söyleme bana." Yavaşça gelip yanıma oturdu, tabi oturmadan önce ayağıyla itekleyip kendinden geçmiş yorganı yere düşürdü.
"Neden öyle birşeyi yapayım ki?" Başımı salladım.
"Evet. Neden öyle birşey yapasın ki? Ben mesela... o ilk tanıştığımız haftayı hatırlıyor musun? Ben.. üvey annemin kızı olduğunu bile bilmiyordum. Sadece bir hafta kaçamak yapmak istemiştim ki şansa bak hiç tanımadığım kardeşim de yurtdışından dönüp annesinin yanına dönmeden önce aynı şeyi yapmak istemiş.. Buse.. nasıl söylesem? Nefes kesiciydi, senle uyandığım her sabah seni izlerken tüm bir hayatımı öyle geçirebileceğimi düşünmüştüm." Gözyaşı çenesine doğru akarken yüzünü avuçlarımın arasına aldım.
"Yapma böyle. Sanki.. ben suçluymuşum sen masummuşsun gibi davranma." Başını salladığında ellerimi kendime çektim. Kazağının koluyla gözyaşlarını sildiğinde buruk bir şekilde gülümsedim.
"İkimizin ilk defa aşağıdaki salonda karşılaştığı zamanı hatırlıyor musun peki?" Yeniden başını salladı. "İşte herşey o zaman oldu Buse. Birbirimizi herşeye rağmen tanımıyormuş gibi davrandığımızda oldu. Sen Okanla çıktın, Keremle çıktın, Ömerle, Farukla, Emirle çıktın. Bence Mineyle, Oyayla, Sinemle ve de adını bile hatırlamadığım tonlarca insanla. İkimizde birbirimizden beteriz evet ama olması gereken bu. Olması gereken başkalarıyla olmamız." Susup derin bir nefes aldım.
"Beni anlıyor musun?" Başını salladı.
"Anlıyorum. Sadece seni gördüğüm an... aklıma geliveriyor herşey."
"Benim de. İşte o yüzden gelmeni hiç istemedim. Ben... bu sorumluluğu alamam. Yürümeyecek birşey için... babamı bile karşıma alamam." Bir kere daha başını salladı ve yavaşça ayağa kalktı. Komidininin çekmecesinden birşey alıp önümde durdu ve elindeki şeyi yavaşça uzattı.
Yavaşça aldım ve ilk tarih bölümüne baktım; nereye gideceğinden önce ne zaman gideceğine...
Bu akşam.
"Ne zaman gelirim bilmiyorum ama...lütfen geldiğimde erişemeyeceğim bir yerde ol Mert. İmkansız olduğunu biliyorum ama düzenli bir ilişki kur mesela." Sırıtarak gözlerine baktım.
"İmkansız deme, olur mu olur." Gülümseyerek başını salladı. Buruk bir gülümsemeydi bu biliyordum ama... olması gereken tam olarak da buydu..
***
Hazaldan...
Anahtarımı kullanarak yavaşça kapıyı açtığımda salon kapısından süzelen ışığı farkettim. Halbuki uzun zamandır ne zaman eve gelsem herkes çoktan uyumuş olurdu. İşten çıkmama rağmen eve gitmiyordum son günlerde, istemiyordum. Yavaş adımlarla salona girdiğimde salonda babamı gördüm.
"Baba?" Sesimi duyduğunda oturduğu yerden ayağa kalkıp bana döndü.
"Ah, sonunda gelebildim." Uysal adımlarla ona yürüdüm.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Beyaz ve Siyah~Eve Dönüş
Aktuelle Literatur"İşte benim hayatım da böyle." Fısıldamıştı. "Tüm hayatım tepe taklak. Olmadığım biri gibi davranıyorum ya da olmak istediğim kişiyi saklıyorum ama..." Yüzünü yavaşça benden tarafa çevirdiğini göz ucuyla gördüm. "Ama sana baktığımda başım öyle bir d...