Bölüm 27- Üvey Kardeş

1.2K 86 7
                                    

"Bak Yosun! En dogrusu ortalik sakinlesene kadar o evde kalman. Bugun ofise geldiler seni sorusturmaya."

"Ne? Ya eve de gittilerse?"

"Hayir gitmeyecekler. AST ajani olduğunu biliyorlar artık. Bulent bey telefon etmis. Ingiltereyle ters dusmek istemiyorlar. Yine de... sen gozukme bir sure ortaliklarda."

"Tamam askisi." Kulagimi Seckinin nefes sesi doldurdu.

"Ve de bana yaptigin bu kotulugu yazdim bi kenara Yosun! Nasil Hazalla sevgili numarasi yapabilirim ki ben? Bugun Tanerle yemek yiyecegiz."

"Stres yapma hayatim. Sakin ol ve dogal davran. Elini tut bak kizin. Az yakin durun. Taneri abisi gibi düşün. Yakinda babamla da tanisirsin sen." Ofladiginda sirittim. "Hadi kapatiyorum. Ise donmem gerek. Optum." Telefonu kapatip ardima döndüğümde Özgürle burun burunaydik.

"Mesai saatlerinde sevgilinle konusman ne kadar dogru?" Ah su mesele.

"Sevgilim degildi." Tek kasini kaldirip bana dogru bir adim attiginda geri cekilmeye calistim fakat duvara tosladim. Aramizda santimler varken konustu.

"Kimdi peki?" Bu ciddi surat beni oldurcek ya!

"Yakin bir arkadaşım. Konusmalarimiz biraz... samimidir. Yanlis anlamissin sen."

"Oyle mi?" Duygusuz pislik! Oyle miymis! Ben burda sen her konustugunda nefesinle titriyorum senin soyledigin seye bak. "Peki bu aileyle tanisma meselesi nedir?" Sinirle nefesini disari verdigimde bir adim geri cekildi. Ne? Elini ensesine götürdü.

"H-hesap soruyor musum gibi hissetme. Sadece merak ettim." Ne oldu simdi? Biraz once ciddi ciddi uzerime yururken kekeledi mi o?

"Seckin!"

"Ha?"

"Arkadasimin adi Seçkin. Sevgilisi... Hazal. Tanistiniz ya hani? Tanerin arkadasi. Bugun ucu yemek yiyecekler." Yuz ifadesi gevserken dudaklarimi birbirine bastirmis yuz hatlarini inceliyordum. Ne tepki verecek?

"Ahh, daha once de mi-"

"Evet, daha once de Seckinle konusmustum."

"Sevgilin-"

"Yok!" Sonunda bakislarini yerden gozlerime cevirdiginde ölüm ve yaşam arasindaki ince cizgide olmaliydim. Kalbim nasıl atiyor?

"Sevindim." Gulumsediginde zamanin durmasini istedim...

Ben de yavasca gulumserken bir anda kaslarini catti ve ust kattan gelen gurultuye kulak kesildi.

"Yukarida ne oluyor?" Goz goze geldigimizde omuzlarini silkti.

"Gel bir bakalim." Üst kata ciktigimizda Mertin isaret parmagini kizin birine diktigini, kizinsa dik dik onu izledigini gördük. Yerde kiriklar vardi, bir vazo parcalanmisti. Sibel hanimsa olanlara bir dur demek yerine tek kasini kaldirmis vazo kiriklarina bakiyordu.

"Ben ona kac para verdim sen biliyor musun?"

"Bos yere para harcamakta ustune yok zaten!" Mert bagirarak konustugunda Sibel hanim ofkeyle ona döndü.

"Bagirma bana!" Mert basini sallarken ayni zamanda kesik kahkahalar atiyordu.

"O zaman gonder sunu evden." Sunu derken kasteddigi kiza baktim. Ifadesizliginin yerini artik carpik bir siritis almisti.

Sibel hanim yerdeki parcalara basmamaya ozen gostererek tam Mertin onune gecti ve o kizla ofke dolu bakismalarina bir son verdi.

"Hayir. Bu evde yasayacak. Kardesinle anlasmaya baksan iyi olur kucuk bey." Sibel hanim topuklu ayakkabilarini yere vura vura yanimizdan gecerken yavasladi.

"Temizle şuraları." Olur temizlerim de... simdi bu kız Mertin üvey kardeşi mi?

***

Burcu kafe 13:30

"Nasil tanistik demistiniz?" Hazal Seckinin masanin uzerinde duran elinin uzerine yavasca elini koydu.

"Dolmusta." Taner bogazini temizledi.

"Nasil yani?" Seckin Hazalin gozlerinin icine bakarak Hazalin elinin altindaki elini ters dondurdu ve parmaklarini Hazalin parmaklarina kenetledi.

"Tikis tikis bir dolmustu. Fazlasiyla havasizdi ve ikimizde ayaktaydik. Ikimiz de son durakta inecektik ve o zaman diliminde dusmemek icin buyuk bir savas verdik. Komikti, eglenceliydi... cok buyuk bir sansti benim icin." Hazal gulumsediginde Seckin de gulumsedi.

Tanerin sahte oksuruguyle ona döndüler.

"Ne zaman tanistiniz?"

"Iki yil dolmak üzere." Seckin bas parmagini Hazalin elinin uzerinde dolastirirken ayagina yedigi sert tekmeyle hareketine son verdi ve gulumseyerek Tanere döndü.

"Yosunun arkadasiymissin sanirim." Taner yavasca basini salladi.

"Evet. Babasiyla ayni evde yas-" Tanerin telefonu calmaya basladiginda yavasca ayaga kalkti.

"Cevap vermem gerek, kusura bakmayin. Siz devam edin." Taner masadan ayrildiginda Seckin ve Hazalini yuzleri bir anda dustu ve ikisi de ani bir hareketle ellerini çektiler.

"Sakin bir daha elimi tutma!"

"Sen de sakin elimi oksama!"

"Tamam."

"Tamam."

...devam edecek...

Beyaz ve Siyah~Eve DönüşHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin