Bölüm 60- Geç kaldın.

781 58 2
                                    

Yosundan...

Kahvaltıdan sonra tam anlamıyla yığılmış kalmştım. Ben Mertin karnına başımı koymuş evdeki misafire rağmen saygısızca uzanırken Mert yan tarafında oturan Hazalın saçıyla oynuyordu. Elini koltuğun ardına atmıştı ve şansa bakın eli tam da Hazalın saçları dengiydi. Orada olan şeyiyse sadece ben görebiliyordum, karşıda oturan Taner Yeşim veya babam değil. Ah benim şu kankacığım; zaten ağzı burnu kayık, o adamların üstüne bir de Tanerden dayak yerse tam olurdu.

"Öhöüm... Hazal! Erkek arkadaşın nasıl, keşke o da gelseydi." Taner bu soruyu sorduğunda Hazal biraz dikleşti, Merti eli boş kaldı tabi hemen suratı düştü. Gerçi erkek arkadaş meselesi açıldı diye de olabilir.

"Taner... aslında.." Hazal ne yalan uyduracağını düşünürken yavaşça doğruldum ve boğazımı temizledim. Bunu sadece şimdi yapabilirdim; Taner ve babam hatta Mert buradayken.

"Aslında açıklamam gereken bir şey var." Hazal gözlerini gözlerime dikip ne yapıyorsun der gibi baktı, sanırım açık vermemden korkuyordu.

"Neymiş?" Babama gülümseyip Tanere döndüm.

"Ben... Hazal ilk ortaya çıktığında ve sizin çok iyi anlaştığınızı gördüğümde seni azıcık kıskanmış olabilirim." Taner kaşlarını yavaşça kaldırdı.

"B-beni mi?" Başımı salladım.

"Tek arkadaşımdın."

"Ve de... yalan söyledim."

"Ne konuda?" Biri babama susmasını söyleyebilir mi?

"Hazal ve Seçkin konusunda. Onların arasında birşey yok. Hatta birbirlerini hiç sevmiyorlar. Amacım aynı zamanda iyi anlaşmalarını sağlamaktı. Numaradan öyle davranırlarsa araları düzelir sandım ki öyle birşey olmadı." Susup derin bir nefes aldım ve dudaklarımı büzüp beklemeye başladım.

Bekledim.. bekledim...

"Birşey söylemeyecek misiniz?" Yine çıt çıkmadı. "Baba?"

"Zaten belliydi. Biraz soğuklardı." Tabi, her ne kadar oyunculukları oskarlık olmuş olsa da köyde iki gece beraber geçirdik. Babam illa ki çözmüştür.

"Taner?"

"Bekle biraz. Ben hala senin beni kıskandığın yerdeyim." Başımı umutsuzca iki yana salladım. Yeşimi es geçip Merte baktım.

"Kanka?" Gözlerini kırpıştırdı.

"Soru neydi?" Kaşlarımı çattığımda işaret parmağını yanağıma sürttü. "Pekala.. ben zaten biliyordum ama... nedeni bilmiyordum. Senin başının altından çıkmış olmasına şaşırdım o kadar." Tamam ben de buna şaşırdım işte. Ama iyi yanından bakmak gerekir; en azından kankam sevgilisi olan kızlara yavşayan bir pislik değilmiş öyle değil mi?

***

Hazalla beraber ofise geldiğimizde kendimi sandalyeme atıp derin bir nefes almıştım. Herşey çok normal ilerlemişti öyle değil mi? Öncelikle babam Mertin neden evimizde olduğunu sormadı. Sonradan geldiğini sanıyordu belki de. Yüzündeki morlukları da anlamıştır herhalde ve büyük olasılıkla Adnan amcanın onu kurtardığını düşünmüştür.

Mertin aslında Hazal ve Seçkin arasındaki ilişkinin aslını bildiğini öğrendiğimde Hazalı bir köşeye sıkıştırmıştım. Ve Hazal bilin bakalım bana ne söyledi? Mertin onun ajan olduğunu bildiğini... Ağzım aralanmış şok içinde yüzüne bakarken bana Mertin görevimiz hakkında bildiklerini anlattı ve de bu ofistekilerin ajan olduğunu bildiğini, tabi ben hariç. Doğruyu söylemek gerekirse bunu duyduğumda rahat bir nefes almıştım. Sonuçta Merte yalan söylemiştim ve aramız bozulabilirdi. Mertin şu kaçırma olayından sonra biraz daha ona uzak kalabileceğimi düşünemiyordum. Ahh, her neyse!

Beyaz ve Siyah~Eve DönüşHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin