Pera
Taehyung kahvaltıdan sonra hazırlanıp şirkete geçmişti.
Bugün de izin günümdü ve işe gitmedim. Zaten büyük ihtimalle Taehyung gitmeme izin vermeyecekti.Dün olanları düşündükçe ürperiyordum. O gün evi kilitlemeden çıkmışım ve akşamüstü olanlar olmuştu.
Artık Taehyung'un evinde yaşayacaktım. Yani bebek doğana kadar. Normal şartlarda kabul edeceğim birşey değildi. Ama dün olanlardan sonra tek başıma kalma düşüncesi bile beni huzursuz etmeye yetiyordu. Stres altında olmak bebeğe zarar verebilirdi. Tabi burada rahat olabilir miydim bilmiyorum. Zaman bir türlü geçmiyordu ve sıkılmıştım. Taehyung'un evini de kurcalamak istemiyordum.
Kahvaltıyı fazla kaçırmış olmalıyım ki kazağımı yukarıya çekip şişen karnıma baktım. Acaba ne zaman hamilelikten dolayı karnım bu kadar büyürdü?Telefonumun çalmasıyla yattığım koltuktan orta sehpaya uzanıp telefonumu aldım.
Arayan Arin'di.
-Alo Arin?
-Pera dün olanları duydum. İyi misin?
-İyiyim iyiyim. Şuan Taehyung'un evindeyim.
-Biliyorum kuzum Taehyung beni arayıp kıyafetlerini ve birkaç eşyanı toplayıp evine götürmemi istedi.
Kıyafetlerinin hepsini Valizlere koydum. Bakım makyaj banyo malzemelerini de aldım. Başka istediğin birşey var mı?-Yok canım çok teşekkür ederim.
-Önemli değil kuzum. Yarım saate gelirim.
-Tamamdır bekliyorum.
Dedim ve kapattım.
Kapı çalıyordu. Biraz tedirgin olsam da kapıya ilerledim.
Kapının kolunu indirdim ve kendime çektim.
-Merhaba Pera hanım biz bir odadaki yatağı değiştirmeye geldik.
İzninizle
Adamlar içeriye girdi.
Ne olduğunu anlayamamışken Taehyung arıyordu.-Pera eve gönderdiğim mobilyacılar gelmiş olmalı. Misafir odasını senin için düzenleyeceğimi söylemiştim. Tedirgin olma diye aradım.
Sanki korktuğumu hissetmiş de aramış gibiydi.
-Tamam Taehyung-ah. Teşekkür ederim.15 dk sonra adamlar iyi günler dileyip evden çıktılar.
Taehyung'un benim için hazırlattığı odaya girdim. Tam da kendi odasının karşısındaydı.
Odadaki geniş beyaz yatağa oturdum. Gerçekten yumuşacıktı ve kendimi geriye atıp bakışlarımı tavanla buluşturdum.
Taehyung elinden geleni yapıyordu. Birbirimize karşı aşka dair hislerimiz olmasa da çok ilgiliydi. Gün geçtikçe kaygılarımı azaltıyordu.
..
Kapının çalmasıyla Arin'in geldiğini anladım ve kapıya gidip açtım.
Hyerin ile birlikte gelmişlerdi.
Valizlerimi içeriye getirdiler ve salona geçtik.
-Nasılsın bakalım annecik.Arin'in annecik demesine karşı garip bir şekilde mutlu olmuştum.
-İyiyim iyiyim. Hadi bırakın valizleri ben sonra hallederim.
-Peracım hamile bir kadınsın ve bu valizler gerçekten çok ağır. Hep beraber yerleştirip oturabiliriz.Hyerini dinledim ve valizleri üst kata çıkaran kızları takip ettim.
Odama geldiğimizde bütün kıyafetlerimi yerleştirdik ve bakım malzemelerini masanın üzerine dizdik.
Hemen hemen bitmişti.
-Pera ne çok kıyafetin var. Ama bunları bir süre sonra giyemeyeceksin.
Gülerek konuşan Arin'e baktım.
-Ahh doğru söylüyorsun Arin. Sanırım bir iki ay sonra alışverişe çıkmam gerekecek.Hyerin oturduğum yatağa yaklaşıp yanıma oturdu. Elini karnıma koydu.
-Orası rahat mı ufaklık.
-Tabikide rahat olacak annesinin karnına.Gözlerim dolmaya başlamıştı. Sonunda bebeğimi kabulleniyorlardı.
-Heey heyy neden ağlıyorsun pera.
-Hormonlardan dolayı duygusal sadece Arin.Hyerin'i dinleyen Arin elindeki askıyı bırakıp bana geldi ve kollarını bana sardı.
-Ağlama Peram. Ben seni de bebeğini de çok seviyorum. Baksana bebeğin çok şanslı. Çok havalı bir teyzesi olacak.
Son cümlesini söylerken saçını geriye savurdu. Gülmeye başladım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Train Tracks To Serendipity [KTH]
Romance"Eliyle gözyaşlarımı sildi. -Pera biliyorum tam bir aptalım. Ama bundan sonra bana yalan söyleme. Açsan açım de, kızdıysan kızdım de, yanına gelmemi istiyorsan gel de. Sizi asla yalnız bırakmayacağım."