Train Tracks To Serendipity [KTH]

44.BÖLÜM

Taehyung

Bahçede beni bırakıp giden Pera'nın arkasından bakarken gözlerim lambalara doğru kaydı.

Aniden yanması çok tuhaftı. Tabi bu normal şartlar altında romantik bir ortam yaratırken bu bizde geçerli olmuyordu.

Bugün Arin'in daha önce hiç yapmadığı şey olarak Pera'nın fotoğrafını atması ne kadar sonradan garibime giderken o an fotoğrafı seyretmekten başka birşey düşünememiştim.

-Ben cidden bu kadına aşık oldum galiba..

Yüzümde buruk bir gülümsemeyle kapıya ilerledim ve içeriye girdim.
Pera salonda yoktu ve odasına gitmiş olduğunu düşünerek kendimi koltuğa bıraktım.

Benden kaçıyor oluşu bazen moralimi bozsa da ona yansıtmamaya çalışıyordum.
Yani davranışları beni üzmemek içindi. Benle yakın olmak istemiyordu. Ama yavaş yavaş buna alışmaya da başlamıştım.

Çalışma odama gitmeye karar verdim.
Şu aralar piyasaya çıkaracağımız parfüm üzerinde çalışıyordum ve bunun kimyasal tarafında bizzat kendim yer alacaktım.

Odama gelince üzerime sarı sweatshirt ile siyah eşofman giydim ve çalışma odama ilerledim.
Şirketten getirdiğim koku numune tüplerini çantadan çıkardım.
Bunlar bana verilen örneklerdi.

Kimya bölümü okuyup ailemin mesleğini devam ettirmek hep hayalim olmuştu. Şu ana kadar hep babamın çalışmaları üzerine yaptıklarımı koymuştum ama bu beni artık tatmin etmiyordu.
Bana ait birşeyler yapmalıydım.
Ve şimdi bunun için çalışmak istiyordum.

Masaya dizdiğim numune tüplerinden birini aldım ve koku çubuğunu içine daldırdım.
Çubuğu kendime çekip biraz salladım ve kokuyu hissetmeye çalıştım.

Ağırdı. Hiç düşünmeden onu eledim.
Sırayla diğerlerini de denedim ama hiçbiri beni tatmin etmemişti.
Yani piyasada olan şeylere benziyordu ve benim farklı birşey yapmam gerekiyordu.

İş çantamdan şu ana kadar kullanılan tüm koku türlerinin olduğu dosyaları çıkardım.
İstatisliklerde yükselme kısımlarını özellikle inceledim.

O zamanın popüler olan kokuları ağır olan esanslardı. Şimdi ise daha hafif ve duygulu şeyleri tercih ediyorlardı.

Ben nasıl bir duyguyu parfümüme işleyebilirdim bilmiyordum.
Eline verileni yapmak her zaman kolay olmuştur. Şimdi ise kabuğumdan çıkıp kendi başarılarımı göstermek istiyordum.

Sanırım kızıma da öğreteceğim şeylerden biri bu olacaktı.
Gözlerimi açık tutmaya çalışırken elimdeki belgeler bulanıklaşıp duruyordu.
O kadar hırs yapmıştım ki elimdeki belgeleri incelemeyi bitirmek istiyordum.

-Ahh 5 dakika gözlerimi dinlendireyim sonra kendime bi kahve yaparım.

Kollarımı masada birleştirip başımı koyduğumda gözlerim çoktan kapanmıştı.

...
-Taehyung? Taehyung uyan hadi!

-Hmm??

-Burda uyuyamazsın hadi kalk.

Uyku sersemiyle kolumda hissettiğim elle başımı yavaşça kaldırdım.

-Geldik mi?

-Haa.. aa geldik geldik. Hadi tren inmemizi bekliyor.

-Imm.

Gözlerimi açmaya çalışırken Pera'nın kahkahalarını duymamla gülümsedim.
Bi dakika.. Pera? Tren?

Üzerimdeki sersemlik aniden kaybolurken başımı kaldırdım.
Pera hala gülmeye devam ediyordu.

-Heyy benimle dalga mı geçiyorsun?!