18.BÖLÜM

28 5 0
                                    

Pera

Yolculuk boyunca Taehyung ile uyumuştuk.
Tabi benim midem yine altüst olunca uyumam gerekiyordu. Taehyung ne kadar uyumayacağını söylesede uyandığımda onun da uyuduğunu gördüm.
Eve geldiğimizde hiç yorgun değildik. Yani en azından ben.
Taehyung şirketten bir telefon aldığı için eve gelir gelmez üzerini değiştirip  çıktı.
Çıkmadan önce salondaki L koltuğu benim için açtı ve üzerine yastıklar ve battaniye koydu.
Ne kadar yorgun olmadığımı söylesemde beni dinlemedi.
Dışarısı gerçekten soğuktu. Eve yeni geldiğimiz için kombiyi yeni açmıştık. Hayliyle ev de soğuktu.

Taehyung'un hazırladığı yere uzanıp telefonumla ilgilendim. Vakit bir türlü geçmiyordu.  Aklıma gelen dahice bir fikirle yataktan çıktım ve mutfağa gittim.
-Burlarda biryerde mısır görmüş tüm amaa. Hahh buldum.
Dolapları karıştırırken mısır kavanozunu aldım ve büyük bir tencereye mısır patlattım.
Dolaptan şeftali suyu çıkardım ve bardağa doldurdum.
Temcereyi ve meyve suyunu alıp salona geri geçtim.
Televizyonu Netflix'e bağladım.
Birkaç filmin fragmanlarını izledim ama hala ne izleyeceğime karar veremiyordum.
Sonunda bir filmi açıp izledim.
-Hadii amaa kızım saf mısın hemen inandın çocuğa. Daha yeni tanıştınız.

Bir an sustum.
-Eyy Pera söylediğin şeye bak. Sanki sen çok doğru şeyler yapıyorsun.
Artık izlediğim 3. Filmin yarısına gelmiştim.
Başroldeki kadın ve erkek birden yatak odasına gidip öpüşmeye başladı. Başta çok umursamıyordum ama filmde işler ileri gidiyordu.

-Hayır hayır annecik böyle şeyler izlememeli.
Zaten hormonları coşan hamile bir kadındım ve böyle şeyler izlemek dogru değildi. Mısır kabını kenarıya koydum ve kumandayı aramaya başladım. Bir yandan da gözüm televizyondaydı.
-Ne yani sevemediğin biriyle nasıl öpüşüp o işi yapabilirsin ki?
Tamam hamileyim ama biz Taehyung ile öpüşmedik bile. Yani illa öpüşünce mi çocuk yapılabiliyor. Hayır öpüşünce de oluyor ama.
Tam kumandayı alıp kapatacakken yanlışlıkla durdurdum.
-Bunu nasıl kapatacağım?
Yanımdaki mısır kapı kayıp yere düşecekken onu tutmaya çalıştım ve kumanda elimden yere düştü.

Kumandaya uzanırken başımı kaldırmamla Taehyung'u gördüm

Öylece şaşkın bir ifadeyle bana bakıyordu.
-S.. sen ne zamandır orda duruyorsun?
-Ahh.. filmdeki kıza saf dediğinden beri.
Yüzümün kızardığını hissediyordum.
-Böyle şeyleri izlemeyi sevdiğini bilmiyordum.
Yüzündeki imalı bir ifadeyle sırıtıyordu.
-Bana neden öyle bakıyorsun Düşündüğün gibi değil. Hadi öyle diyelim ben hamileyim peki sen?

Dediğim şeyi anlamasıyla yüzündeki sırıtış kayboldu.
-Hi..hiçte bile. Erkekler çabuk etkilenir hem.
-Kesinlikle öyle Taehyung.
Sesim çok imalı ve dalgalı çıkmıştı.
Kumandayı çevik bir hareketle aldım ve filmi kapattım.

-Yemek aldım mutfakta. Ben üzerini değiştirip geleceğim.
Tamam diyerek dökülen mısırları topladım. Battaniyeyi topladım ve mısır kabının ve bardağın olduğu tepsiyi mutfağa götürdüm.

Masanın üzerindeki paketteki yemekleri çıkarıp servis tabaklarına koydum. Çok güzel kokuyordu. Tezgahta bıraktığım şeftali suyunu bardağıma koydum.
Taehyung meyve suyu içmezdi.
Biraz sonra mutfağa geldi ve masaya oturdu.
-Başlasaydın ya niye bekledin.
-Çok beklemedim Taehyung.

Yemeğimizi yerken Taehyung yanında getirdiği tabletten birşeylere bakıyordu.
-Neye bakıyorsun?
Başını tabletten ayırmadan konuştu.
-Şirketteki bir hisse durumu. Bu hafta biraz yoğun geçecek gibi
Başımı salladım.
Yemeğimiz bitince masayı toplamak için kalktım.

-Sen içeriye geç ben toplarım.
-Taehyung sen işini hallet ben hallederim iki tabak yıkayacağım sadece. Hem sen bugün hiç dinlenemedin.
İtiraz edecek olsa da çoktan tabakları alıp yıkadım ve makineye yerleştirdim.
Taehyung hala masada tabletiyle uğraşıyordu.
-Ben duşa girip yatacağım iyi geceler.
-Tamam.

Yukarıya çıkıp odamdan bornozumu aldım. Banyoya gittim ve kapıyı kapatıp kilitledim.
Bir müzik açıp suyu ayarlamaya başladım.
Sıcacık suya girdim. Gerçekten vücudum rahatlamıştı.
Durulandıktan sonra bornozumu giydim.
Taehyung'a yakalanmadan odama geçmek için kapıyı aralayıp baktım.
Kimse yok gibiydi.
Kimse olmayacaktı tabi evde sadece ikimiz varız aptal kafam.

Adımlarımı hızladırıp odama ilerliyordum ki Taehyung'un kapısının açılma sesini duydum.
Koşarak odama geçecektim ki ayağımda terlik olmadığı için ayağım kaydı. Düşeceğim diye gözlerimi kapatıp küçük bir çığlık attım.

Belimde hissettiğim bir elle gözlerimi açtım.
Taehyung nefes nefese kalmış beni tutuyordu.
Ne ara yakasını tuttuğumu bilmiyordum ama hemen doğrulup ellerinden kurtuldum. Şokla bana bakarken bir eli ensesine gitti ve konuşmaya başladı.

-Dikkatli olsana. Ya düşseydin?
Ağzımı açıp birşey söyleyecekken Taehyun beni omuzlarımdan tutup döndürdü ve odama kadar itti.

-Git üzerini giyin hasta olacaksın.
Ona görünmeden odama geçmeye çalışırken daha utanç verici bir şekilde yakalanmıştım.
Kendi kendime söylenerek üzerimi giyindim.
Saat de oldukça geç olmuştu.
Telefonumun titremesiyle elime aldım ve yatağıma girdim.

Bilinmeyen numaradan bir mesajdı.

-Merhaba Pera ben Seyeon. Yarın öğlen birşeyler yemeğe gider miyiz?
Mesaj Seyeon'dandı.
-Güzel olur. Yarın görüşürüz.
....

Şeftali suyumu yudumlarken son hastamı da göndermiştim. Saat 12'ye geliyordu. Kapının açılmasıyla içeriye Seyeon girdi.
-Randevuların bitti sanırım. Hadi yemeğe gidelim.
Gülümseyerek başımı salladım. Gerçekten çok acıkmıştım ve beklemek istemiyordum.
Çantamı ve kabanımı aldım ve Seyeon ile çıktım.
Kliniğe yakın bir restoranta girdik. Ve yemeğimizi sipariş verdik.
-Uzun zaman oldu değil mi? Bu kliniğe başta gelmek istemiyordum ama senin de burda çalıştığını öğrenince hiç pişman olmadım.
-Ahh öyle mi? Sevindim.
-Üniversite zamanları güzeldi öyle değil mi? Tekrar o günlere dönmek isterdim.
-Evet güzeldi Seyeon.

O sırada yemeklerimiz gelmişti.
-Arin neler yapıyor onunla hala bağlantıda mısın?
-Ahh o mu? Arin geçen ayda nişanlandı. Hayatında 3 yıllık bir adam var.
-Gerçekten mi? Çok sevindim.
Ayrılmamış olsaydık şuan biz de 5 yıllık bir ilişkide olurduk değil mi? Hahaha. Hayatında birisi var mı?
O an midemin bulandığını hissettim. Dayanmaya çalışsam da daha kötü oluyordu.
-Özür dilerim.
Ağzımı kapatıp sandalyeden kalktım ve koşarak lavaboya gittim.
Seyeon hamile olduğumu bilmiyordu. Ve bebeğim tam zamanında yapacağını yapmıştı. Biraz kusunca rahatladım ve çıkıp elimi ve ağzımı yıkadım.
-Şimdi ne yapacağım?

Tam lavabodan çıkmış ve masaya ilerliyordum ki ayakta bekleyen Seyeon'u gördüm.
Beni görünce hemen yanıma geldi.
-Pera iyi misin? Ne oldu öyle? Midene birşey mi dokundu?
Ardarda sorduğu soruları cevaplamadan önce masaya geçip oturdum. Seyeon da yerini aldı.
-İyi hissetmiyorsan hastaneye dönelim.
-İyiyim Seyeon. Birşeyim yok.
-Nasıl birşeyin yok. Yüzünün rengi atmış gibiydi.
-Seyeon ben hamileyim.
Hiç ağzımda gevemeleden söylediğim şeyle öylece bana bakıyordu.
-Ahh..
Boğazını temizledi ve
-Öyle mi? Evli olduğunu söylememiştin.
-Evli değilim.
Şaşkınlığı iki katına çıkıyordu.
Pot kırdığımı o an anladım ve heyecanla
-Hayır hayır yanlış anlama. Hmm. Erkek arkadaşım var. Henüz evli değiliz.

İşte işler iyice karışıyordu.
-Anladım Pera. Adına çok sevindim. Tebrik ederim.
Sesi biraz tuhaftı. Tabikide tuhaf hissetmiş olmalıydı. Pat diye hamileyim dedim sonuçta.
Daha sonra yemeğimize döndük ve öğle sonu mesaisi için hastaneye döndük.
Akşam üstü mesai bitince arabama atlayıp eve gittim.
Taehyung meşgul olacağı için kendi arabamla gitmiştim işe. Eve gelir gelmez. Mutfağa geçtim.

Taehyung'a yemek hazırlamaya karar verdim. Sonuç olarak onun evinde kalıyordum ve benimle çok güzel ilgileniyordu. Ben de onun için birşeyler hazırlamaya karar verdim.

Saçlarımı bağladım ve mutfak önlüğünü üzerime geçirip bağladım.
Telefonumdan bir müzik açarak dolaptan havuçları çıkardım.

Yeni bölüm geldii.
Bölümler uzun diye umarım sıkılmıyorsunuzdur. Lütfen fikirlerinizi söyleyin.
Kendinize çok iyi bakın millet💗













Train Tracks To Serendipity [KTH]Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin