56.BÖLÜM

22 3 2
                                    

Taehyung

Üzerimdeki mavi tuluma bakarken daha aydınlanmamış olan güne başlamıştım.
Hayır başlamak zorunda bırakıldım.

"Hadi bakalım evlat. Hala uyukluyor musun yoksa?"

"Gözlerimi açık tutmaya çalışırken "Hayır efendim hayır. Son derece uyanığım."

"Mükemmel. Al bakalım şu küreği.
Atların ahırı yarın temizlenecekti ama damadım burdayken nasıl işçilere yaptırabilirim ki?"

Bay Lee'nin elime tutuşturduğu küreğe şaşkınlıkla bakarken daha ne olduğunu idrak edemiştim.

"Neden öyle bakıyorsun? Bu çiftliği bu hale böyle böyle getirdim ben. Eh tabi tiksinirsen yapmayabilirsin. Sizin şirket kadar güzel kokmayabilir."

Bay Lee cevap vermemi beklerken ben bir elimdeki küreğe birde ona bakıyordum.

"Yapamayacağını biliyordum zaten."

Elimdeki küreğe tekrar uzanırken küreği sıkıca kavradım ve kendime çektim.

"Yapabilirim. Yapamayacağım hiçbir şey yok demiştim."

Kendimden emin bir şekilde konuşurken Bay Lee gülümsedi ve "İyi o zaman. Güzel bir iş çıkar."

Bay Lee arkasını dönerek el salladı ve ahırdan çıktı.
"Aişshhh cidden."
Elimdeki küreği yere atarken arkamdan gelen kişneme sesiyle irkildim ve başımı çevirdim.

"Tamam tamam özür dilerim. Sorun siz değilsiniz."

Yere attığım küreği alıp atların ağılına girdim ve pisliklerini kürekle el arabasına atmaya koyuldum.

"Bir dakika At bey. Biraz çekilirseniz.."
Beni asla tınlamayan ata baktım.
Öylece yatıyordu ve arkasını bana dönmüştü.
Poposunu biraz dürttüm ama yinede hiç oralı olmadı.

"Bakın At bey. Çekilmediğiniz taktirde size ayrılmış olan bölüm pis kalacak. Ve ben de Bay Lee den geçer not alamayacağım. Bu durum ikimizi de etkileyeceği için iş birliği yapmayı öneriyorum."

Biraz kımıldanmasıyla kalkacak diye sevinirken daha çok arkasını dönmüştü.

"Cidden çıldıracağım. İyi tamam kalkma."

Kendi kendime ata söylenirken birden duraksadım.
V. Cosmetics'in Ceo'su Kim Taehyung.
Ahırda atla münakaşaya giriyor ve kaybediyor. Rüyada falan mıyım ben?
Ya da birileri bana büyük bir kamera şakası falan mı yapıyor?

Telefonuna bildirim gelmesiyle dikkatimi oraya çevirdim ve tulumun cebinden telefonu çıkardım.

Bilimeyen numaradan bir mesaj.

"Hey evlat. Santiago biraz huysuzdur. Onunla kavga etmeyi bırak."

Mesajı görmemle hemen etrafıma bakındım ve hemen beni gören kamerayı farkettim.
Hayır yani kamera şakası derken bunu kastetmemiştim..

Kameraya doğru eğilip selam verdim ve küreği omzuma çıkarıp diğer kısımlara ilerledim.
....

Koskoca ahırı iki saatlik bir uğraştan sonra temizlemeyi bitirmiştim.
Tulumun fermuarını biraz göğsüme indirdim. Ve elimle yellendim.
Samanın üzerinde uzanırken

"Taehyung? Burda mısın?"

Bu Pera'nın sesiydi. Hemen doğrulup kapıya doğru baktığımda Pera'nın beyaz bir sabahlıkla beraber orda durduğunu fark ettim.

"Burdayım Pera. Hemen ayaklanıp kapıya ilerledim."

"Taehyung bu halin ne böyle. Cidden babam bütün ahırı sana mı temizletti."

Train Tracks To Serendipity [KTH]Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin