51.BÖLÜM

19 3 1
                                    

Pera

"Tamam sakin ol bebeğim hiçbir şey olmayacak."

Muayene yatağındaki 2 aylık bebeğin kulağından ateşölçer çektiğimde sakinleşmesini bekledim ve kucağıma aldım.

"Şişstt tamam geçti bak."

Yaptığım iğne sayesinde ateşi düşmüşken ağlaması duran bebeği annesine verdim ve masama geçtim.

"Doktor hanım siz gerçekten çok iyi bir olacaksınız."

Bilgisayara reçeteyi girerken gülümseyerek kadına döndüm.

"Ahh öyle mi dersiniz? Aslında biraz endişeliyim. Bir bebeğe bakmak onun herşeyiyle ilgilenmek.."

"Emin olun herşeyin altından kalkacaksınız. Harika bir anne olacağınızdan şüphem yok."

"Teşekkür ederim gerçekten." Elim karnıma giderken gülümsedim.
Bilgisayardan gerekli ilaçların reçetesini yazıp barkod numarasını çıkarttım.

"Şöyle reçeteyi vereyim. İki hafta sonra yine bekliyorum. Görüşürüz May.."

Bebeğe el sallarken kadın da teşekkür edip odadan güler yüzle çıktı.
Saatimi kontrol ettiğimde 12'ye gelmek üzereydi ve benim sabahki randevularım da bitmişti.

Kapının çalmasıyla gir komutu verdim ve kapının açılmasıyla içeriye giren Seyeon'du.

"Selamm. Randevuların bittiyse bahçede birşeyler yemeye ne dersin?"

"Harika derim."

Gülümseyen Seyeon kalkmamı izlerken telefonumu şarjdan çekip cebime koydum.
Ben bahçeye geçmiş çardakta Seyeon'u beklerken telefonuma gelen bildirimle Taehyung olduğunu düşündüm ve hızlıca bildirim çubuğuna bastım.

Tahminim doğruydu.
Bir fotoğraf göndermişti. Dudaklarını büzmüş bir şekilde çekildiği fotoğrafı her ayrıntısıyla inceledim.

"Şimdiden çok özledim ama ben. Ne zaman akşam olacak?"

Bu adam çok uwuu yapıyordu beni. Resmen içinde iki kişilik yatıyor gibiydi. Bir taraftan ifadesiz suratıyla fena yakışıklı ve çekici görünen Kim Taehyung diğer yandan ise ayıcık suratlı bir bebek.

Hemen Taehyung ile aynı pozu verdiğim bir fotoğraf çektim ve gönderdim.

"Ne yapsak ki bende çok özledim. Çabucak akşam olsun istiyorum."

"Acil görüşmem olmasaydı akşamı beklemezdim bile."

"Sorun değil işine odaklan. Akşam seni bekliyor olacağım💜"

"Tamam. Şimdi gitmek zorundayım. Seni.. hayır sizi seviyorum.."

Kalbim yerinden çıkacak gibi atarken gülümsedim ve başımı masaya koydum. Ayaklarımla heyecandan tepinirken karnımda hissettiğim minik tekmeyle duraksadım.

"Babanı hissediyorsun değil mi bebeğim?"

Elim karnımdayken tekrar gelen hareketlilikle cevabı almıştım.
Tekrar telefona dönüp cevap yazdım.
Ama mesajdan çıkmış ve aktif değildi.

"Bizde seni seviyoruz."

"Çok meşgul olmalı"diye mırıldanırken tekrar fotoğrafına baktım.

"Kafanda uçuşan kalpleri görebiliyorum."

Aniden telefonu kapatıp karşıma bakmamla Seyeon'un çoktan gelmiş olduğunu farkettim.

"Ahh geldin mi?"

Evet diyerek elindeki sandviç paketlerini masaya koydu.

"Başka birşey de yiyebilirdik."

Train Tracks To Serendipity [KTH]Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin