❈ BÖLÜM KIRK DÖRT

1.1K 59 1
                                    

Sizi dünyaya bağlayan insanı bulduğunuzda, farklı biri olduğunuz söylenir... Daha iyi biri. Sarp Korluer tam olarak böyle hissediyordu. Daha farklı, daha iyi...

Sarp önceden aşkın insanı korkutmak için olduğunu düşünürdü. Kolay olsaydı, çalışmaya değmezdi. Denemek ve sonra tekrar denemek için çabalamaya değmezdi. Beraberinde gelen kalp kırıklığı ise hayatın sadece bir parçasıydı. İnsanı iyileştirmeye ve gerçekten aradığını bulmaya yardımcı olan şey, sadece akılda olan her zaman mutlu bir sonu olan masal fikri değildir.

Aşk bir meydan okumadır. İnsanlar başkalarının hayatlarının bir parçasına olmasına izin vermek için kendilerine meydan okurlar. Sarp başka seçenekleri olduğunu bile sanmıyordu. Aşk insanı şaşırtıyordu, hiçbir uyarı olmadan tüm duyuları işgal edecek kadar güçlü bir histi bu. Kalbini açmak ve sevdiği ile paylaşmak, sırf kendini değil sevdiği kişinin kalbini de düşünmesine sebep olacak kadar ilginç bir histi.

Neden mi?

Çünkü sevdiğiniz kişinin yükleri sizin de yükünüz olur. Onların savaşları sizin de savaşlarınız olur. Onların acısı ve sevinci sizin de acınız ve sevinciniz olur. İç güdüsel olarak başkasının üzerinde koruyucu olursunuz ve onları her şeyden korumaya çalışırsınız. Belki de güzelliği budur...

Her yukarı, aşağı ve aradaki boşlukla aşk her zaman savaşmaya değer olacaktır.

Sarp Korluer artık sadece Alina için değil, aynı zamanda güzeller güzeli küçük kızı Talia için de savaşıyordu. Anne ya da baba olmanın insanı gerçekten değiştirdiği söylenir ve Sarp buna tüm kalbiyle inanıyordu. Talia onun hayatına giren en eşsiz, en değerli varlıktı ve elinde olmaksızın korkuyordu Sarp... Tek bir saniye bile düşünmeden canını verebileceği kızının başına bir şey gelebilecek herhangi kötü bir şeye ya da üzülmesine dayanamayacak olma düşüncesine katlanamıyordu.

Bir şey çok net ve kesindi... Eğer Talia'yı üzecek herhangi bir şey ya da bir kimse olursa Sarp Korluer tüm gücü ile savaşırdı. Sırf Talia'nın babası olduğu için değildi, hayır... aynı zamanda sahip olduğu tüm o güç ile bunu yapabileceği içindi.

Hayatı boyunca hep bir şeyler için savaşmak zorunda kalmıştı Sarp ve şimdi de vazgeçmeyi düşünmüyordu. Üstelik hayatında iki tane önemli varlık varken...

Gerçek ilişkilerde düşünceli kişiler vardır. Sevgide bencillik yoktur ve bireyler bir şeyler yaparken, bir şey söylerken onun mutluluğu ile hareket eder. Hayatındaki insanı düşünür ve onu kırmak, üzmek istemez. Onun kırılabileceği şeyleri önemser, hatalarını sık sık tekrar etmez. Özür dilemesini, suçunu kabul etmesini bilir. Çünkü gerçek ilişkiler yapıcıdır, dağıtıcı değildir. Bir taraf bir şey söylerken, bir şey yaparken hayatındaki insanın kırılıp kırılamayacağını önemseyerek hareket eder. Kırıcı sözler söyledikten veya kırıcı davranışlar yaptıktan sonra tepki vermek yerine özür diler, tekrar etmemeye özen gösterir, anlayışlıdır.

Sarp hayatını baştan sona değiştiren o anı düşündü. Alina ile tanıştığı o gün... İyi ki de değişmişti hayatı. Şimdi yaşadığı hayatı düşündü ve daha önce aslında hiç gerçekten yaşamamış olduğunu fark etti. Artık günlerini kıyı şeridinde Alina ile birlikte Vespa motosiklet sürerek geçiriyorlardı. Gece olunca da, şehir merkezinin dışındaki kulübelerine şömine ateşinin yanında ellerinde en kaliteli şarapla dolu kadehlerle bir battaniyenin altında birbirlerine sarılıyorlardı ve çoğu zaman geceyi sarılmaktan çok daha fazlasını yaparak geçiriyorlardı... Her şey mükemmeldi.

Tek bir şey dışında...

"Sarp, uyan..."

"Ne oldu?"

Karanlık TutkularHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin