"Lütfen, evine git Sarp."
Sarp'ın duymayı beklediği sözcükler bu değildi. Özellikle de Alina'ya onu özlediğini söyledikten sonra. Her zaman olduğu gibi Alina yine aralarına görünmez bir duvar örmüştü. Sarp onun neyden kaçmak istediğini bilmek istedi. Hayır, bu sefer onun kaçmasına izin vermeyecekti.
Alina önünden geçerken onu kolundan tutup kendisine çekti. Alina kendini geri çekip Sarp'tan kurtulur kurtulmaz Sarp onu belinden yakalamış ve arkasına geçip kulağına, ensesine, oradan da boynuna doğru öpmeye başlamıştı.
Güçsüz bir şekilde karşı koymaya çalışıyordu. Sarp tek eliyle onu kendisine çevirip yüzüne baktı. Kaşlarını çatmıştı, ama gözlerinin içi tutkuyla parıldıyordu.
"Bırak beni."
"Gerçekten istediğin bu mu bebeğim?"
Sarp onun cevabını beklemeden Alina'nın dudaklarına yapışıp onu kucaklayarak bahçe duvarına yasladı. Onun teninin o güzel kokusunu içine çekip sanki onu yercesine öpüyordu.
İç çamaşırının altını çıkarmak için elini ipeksi beyaz elbisesinin altına götürdüğünde ona hemen buracıkta sahip olmak için yanıp tutuşuyordu Sarp. İç çamaşırının altı saniyeler içinde pürüzsüz bacaklarından kaydığında Alina elbisesini kaldırmış, bacaklarını Sarp'ı kapsayacak şekilde aralamıştı. Sarp onu içine aldığında hafifçe inlemişti.
Ritmik bir şekilde içinde gelip giderken kollarını Sarp'ın boynuna dolayıp çenesini omzuna yaslamıştı. Omzuna küçük ısırıklar bırakıyordu.
Sarp, Alina'nın kalçasındaki bir elini yukarı kaydırarak elbisesinin açıkta bıraktığı sırtında gezdirmeye başlarken diğer eliyle onun vücudunu sabitledi. Tüy kadar hafifti.
"Bekle..." Alina'nın yüzünde mutlu bir şaşkınlık ifadesi vardı, yeşil gözleri iri iri, dolgun dudakları aralık, saçları omuzlarından aşağı serbest bırakılmıştı. O kadar güzeldi ki.
Sarp onun geri çekilip başını duvara yaslamasını ve soluklanmasını beklerken onun boynuna öpücükler bırakarak göğsüne doğru indi ancak Alina ellerini Sarp'ın boynuna koyarak onun başını kaldırdı ve göz göze geldiler.
"Durmamı istediğinde söyle."
"Durma... Sadece biraz soluklanmam gerek."
"Eh, açık havada olduğumuz düşünülürse..."
Alina şakayla karışık onun göğsüne elinin tersi ile vurdu. "Belki de buna içeride devam etmemiz gerekebilir. Komşuları rahatsız etmek istemeyiz, değil mi?"
"Şahsen benim zerre kadar umurumda değil ama olur."
Sarp onu kucağında taşıyarak üst kata çıkan merdivenlere yöneldi, yatak odasına giderken Alina başını omzuna yaslamıştı. Sarp onu yatağa yatırdığında yeşil gözleri parlıyordu. Saçları yatağın üstüne yayılmıştı. Sarp başını Alina'nın boynuna gömdü, çiçek kokulu saçlarının ve güzel teninin kokusunu içine çekti.
Ona tekrar, tekrar ve tekrar sahip olduktan sonra kendini Alina'nın yatağına bıraktı. Her gece böyle geçerse, nasıl kendine hakim olacağını düşünüyordu. Yanında, ipek çarşafın altında yatmakta olan Alina'ya baktı.
''Bana bir şeyler anlat.''
Sarp bir kolunu kafasına dayamış, tavanı seyrediyordu. ''Bilmek istediğin ne varsa söyle,'' dedi. Bu konuda ciddiydi.
''Bana ailenden hiç bahsetmedin. Anne ve babandan...'' O kadar yumuşak söylemişti ki, Sarp duyabilmek için ona doğru eğilmek zorunda kaldı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Karanlık Tutkular
Roman d'amour''Daha fazla bu oyunu oynamak istemiyorum, tek yapman gereken beni istediğini söylemen.'' ''Oyun oynadığımızı kim söyledi?'' ''Konu sen olunca işin içinde her zaman bir oyun oluyor.'' ''Bu sefer değil.'' Alina ne olduğunu anlayamadan Sarp kolunu bel...