Bölüm Şarkısı: Lord Huron - The Night We Met
• • •
Bir gün uyanmak zorunda kalacaktı. Uyku sonsuza dek süremez ve uyku ebedi bir dinlenme hali olamaz, karanlık nihai hakikat deneyimi olamaz. Er ya da geç uyanmak zorunda kalacaktı – her şey ona bağlı. Ama uyandığı zaman daha önce uyanmadığı için pişmanlık duyacaktı – elini uzatması yeterliydi, ona öyle yakındı ki...
"Çok yakındım... Çok yakındım..."
Sarp her ne kadar Alina'nın uyanmasını istiyor olsa da durumunun kritikliği içindeki tüm umudu siliyordu.
Aşk hayatında bir gerçeklik olmalıdır, o sadece bir şiir, bir rüya değildir. Hayata geçirilmesi, gerçekleştirilmesi gerekir. Ve aşkı ilk kez deneyimlemek için asla çok geç değildir.
Alina Gürel çok özeldi, farklıydı. Sarp'ın aşkı ilk ve tek deneyimlemek istediği tek kişiydi. Ve yaşamalıydı. Hayatta kalmalıydı. Çünkü başkaları için iyileşmeden önce kendisi için iyileşmeyi hak ediyordu. Onu mutlu eden şeyleri bulup peşinden koşmayı hak ediyordu. Açılmaktan, savunmasız olmaktan veya kalbiyle birine güvenmekten korkmayacak şekilde sevilmeyi hak ediyordu. İç huzuru bulmayı hak ediyordu çünkü yeterince şey yaşadı, en zorlu savaşları verdi ve kendisi ve başkaları için savaşa girdi, gerçekten hak ettiğini öğrenmek ve sonunda bazen en büyük derslerin geldiğini anlamak için en zor savaşların üstesinden gelmek için çabaladı...
Her sabah uyanmayı dört gözle bekleyen bir hayatı hak ediyordu. Onu heyecanlandıran bir hayatı hak ediyordu, onu sıkan ve yıpratan bir hayatı değil çünkü zaten yeterince acı ve sıkıntılı anlar yaşamıştı, yalnız gecelerden ve kendini çaresiz hissettiği günlerden payını almıştı.
Yaşadığını hissettiren bir hayatı hak ediyordu. Kendini ve değerini sorgulatmayan sevgiyi hak ediyordu. Ve Sarp tüm bunları Alina'ya vermeye hazırdı. İnsanların ona hak ettiklerini unutturmaya çalışacaklarını ve standartlarının çok yüksek olduğuna veya hayallerinin çok büyük olduğuna ikna edecekleri zaman yanında olup ona dünyadaki her şeyin en iyisini hak ettiğini söylemek için yanında olmaya, onun için savaşmaya hazırdı. Çünkü insan hak ettiğini hatırlayıp inandığı sürece aslında tüm bunları hak ediyor, onları kırmaya çalışan insanlardan güvende oluyordu.
Ama Sarp şu anda hiçbir şey yapamıyordu çünkü elinden hiçbir şey gelmiyordu. Bu histen nefret ediyordu çünkü elinde olsa kendi canını onun için feda ederdi. Kalbini eline bir kez vermişti, bu sefer Alina'ya hayat versin diye kalbini yerinden sökebilirdi. Eğer Alina'yı kurtarabilecek olsaydı gözünü bile kırpmadan yapardı bunu. Alina hayat mücadelesi verirken Sarp'ın aldığı her nefes onun için cehennemden farksızdı. Alina'nın ihtiyaç duyduğu tek bir nefes için kendisinden bir parça vermeye hazırdı ama ona ihtiyaç duyulmuyordu çünkü ona yapabileceği bir şey olmadığını söylemişlerdi ve işte Sarp bunu bir türlü kabullenemiyordu.
Ona istirahat etmesini daha önce defalarca kez söyleyen doktoru tekrar yanına geldi. "Sarp Bey, sizin durumunuz da pek iç açıcı gözükmüyor. Uzun süreli kan kaybı yaşadınız ve vücudunuz fazlaysa zayıf düşmüş durumda."
"Tek önceliğiniz Alina olmalı, ben değil."
"Biliyorum ama şu anda kızınızın size ihtiyacı var. Babasının güçlü olmasına ihtiyacı var."
"Kızım..."
Sarp'ın hayatı son yirmi dört saat içerisinde tamamen değişmişti ve artık bir kızı vardı. Sarp'ın kanından ve canından... Üstelik şimdiye kadar gördüğü en benzersiz varlıktı bu kız. Daha önce hiç bu kadar güzel ve sevimli bir varlık görmemişti ve bu benzersiz güzellikteki kız çocuğu artık hayatındaki her şeyin merkezindeydi. Onu canından çok sevmeye hazırdı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Karanlık Tutkular
Romance''Daha fazla bu oyunu oynamak istemiyorum, tek yapman gereken beni istediğini söylemen.'' ''Oyun oynadığımızı kim söyledi?'' ''Konu sen olunca işin içinde her zaman bir oyun oluyor.'' ''Bu sefer değil.'' Alina ne olduğunu anlayamadan Sarp kolunu bel...