Bölüm Şarkısı: Taylor Swift - I Did Something Bad
• • •
Küstah. Kendini beğenmiş. Cüretkar. Alina, nihayet Sarp Korluer'i tanımlayan üç kelimenin bu olduğuna emindi. Daha öncesine hiç böyle bir adamla tanışmamıştı. O gece olanların üstünden neredeyse bir hafta geçmişti ama Alina hala onun söylediklerini aklından çıkaramıyordu. Onunla böyle konuşmaya cesaret edebilen bir erkek daha önce karşısına çıkmamıştı, çıktıysa bile ağızlarının payını çok güzel almışlardı.
O anda Alina'nın, Sarp Korluer'in o mükemmel köşeli çenesine bir yumruk atmasına engel olan tek şey görev bilinciydi. Bu asla unutmaması gereken bir şeydi. Ne olursa olsun, bu görevi tehlikeye atamazdı. Üstelik Alina onun en büyük ve en kirli sırlarını öğrendiğinde Sarp Korluer onun hakkında hiçbir şey bilmiyor olacaktı. Onun hayatını bitirebilecek kişiye dair bileceği tek şey kendi adı olacaktı. İstihbarat bizzat Alina için hiç kimsenin gerçeğin yanına bile yaklaşamayacağı çakma bir geçmiş uydurmuştu. Kimin geçmişi olduğu önemli değildi. Alina dışarıdan o kişinin hayatını yaşadığı ve Sarp Korluer'in sırlarını ortaya dökmeye çalıştığı sürece hiçbir şeyin önemi yoktu.
Bu güzel günde bunları neden düşündüğünü bile bilmiyordu. Telefonu çalınca çalışma odasında bilgisayarının başındaydı. Bu telefon ona istihbarat tarafından verilmişti ve sadece İlker ile yaptığı görüşmeler için kullandığı ikinci bir hatta sahipti. Telefonu ikinci çalışında açtı.
''Efendim İlker? Bir şey mi oldu?''
''Evet. Birkaç gün önce Mirza Çelebi'nin yurt dışından ülkeye döndüğünü öğrendik.''
''Yani? Bu isim bana tanıdık mı gelmeli?''
''Kendisi bu ülkede Sarp Korluer'den en çok nefret eden adamlardan biri. Hatta biri değil, bizzat kendisi.''
''Ee? Sarp Korluer'i öldürmek isteyen pek çok kişi olduğunu sen söylememiş miydin? Neymiş bu adamı diğerlerinden özel kılan?"
İlker tekrar konuşmadan önce bir dakika kadar sessiz kaldı. ''Adam ülkeyi neden terk etti sanıyorsun? Sarp Korluer ailesinin yarısını katletti, üstüne onu ülkeden kovdu ve o da bunu kendisine yediremiyor olmalı. Böyle belalı adamlar arasında bu tarz meseleler bir tek yolla çözülebilir. İntikam. Anladıkları tek dil bu.''
Alina gözlerini devirdi. Bu konuların kafasını şişirmesi bile ona çok gereksiz geliyordu. ''Birbirlerinden intikam alacaklarını söylüyorsun yani, öyle mi? Bu beni niye ilgilendiriyor onu anlamadım.''
İlker hattın diğer ucunda boğazını temizledi ve konuya girdi. ''Geçen gün Sarp Korluer'in şirketine yerleştirdiğim adamlardan biri onun asistanlarından birinin bazı adamlara talimatlar verdiğini duymuşlar,'' dedi ve ekledi. ''Bu talimatlara göre bu akşam Sarp Korluer ve Mirza Çelebi bir görüşme yapacak. Kendisi bizzat gelmese bile adamları gelecektir. Ben polisleri bir olay çıkmaması için oraya göndereceğim. Ama senin de orada olmanı istiyorum. Konuşulanları dinlemen gerek.''
Alina gülme isteğini bastırmaya çalışırken boğulurmuş gibi bir ses çıkardı. ''Bir dakika, Sarp Korluer'in şirketinde bir adamınız var ve hala bir açığını yakalayamadınız mı? Ne kadar trajik!" dedi ve sözlerine devam etti. ''Her neyse, konumuz bu değil. Benden istediğin şeyi düşüneceğim ve bir şekilde bir plan bulacağım.''
''Herif kendi gölgesine bile güvenmezken normal bir çalışanın onun atacağı her adımı bilebilmesini beklemiyordun herhalde? Ben kimse bir zarar görmeden polisleri yollayacağım. Saat sekizde hazır ol.''
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Karanlık Tutkular
Romance''Daha fazla bu oyunu oynamak istemiyorum, tek yapman gereken beni istediğini söylemen.'' ''Oyun oynadığımızı kim söyledi?'' ''Konu sen olunca işin içinde her zaman bir oyun oluyor.'' ''Bu sefer değil.'' Alina ne olduğunu anlayamadan Sarp kolunu bel...