❈ BÖLÜM ON

2.3K 89 16
                                    

''Seni cezalandırsam, bu yöntemi seçmezdim. Çok çabuk biterdi.''

Ne kadar iç rahatlatıcı! Sarp'ın sözleri kulaklarında yankılanırken Alina birden herhangi bir erkekle dans etmediğini hatırladı. Sarp Korluer'di bu, lafını geçirmek için kendisine karşı gelen bir adamın vücudundaki her bir kemiğin neredeyse hepsini kıran bir adamdı. Sarp'ın, Mirza Çelebi ile ilgili planlarını düşünmek bile istemiyordu Alina.

Saklı bir tehdidin ezici baskısı gelince aralarına bir sessizlik çöktü. Alina hareketsiz durdu, Sarp'ı bugün yeterince kızdırdığını sezmişti. Her ne kadar değerinin farkında olsa da, Sarp Korluer gibi güçlü bir adamın gözünde, günün sonunda imha edilebilir bir öge olduğunun da bilincindeydi. Üstelik bu görevi tehlikeye atmak anlamına gelirdi ki, bu Alina'nın istediği en son şeydi.

Alina tam şansını deneyip, Sarp'ın Range Rover'ının kapısını açıp kendini dışarı atmaya ve ondan kaçıp kurtulmaya yeltenmeye hazırlanıyordu ki, Sarp konuştu. ''Neyseki, bu endişelenmen gereken bir durum değil.''

Alina'nın kalbi durdu. Gerçekten ama. Yeniden çalışmaya başladığındaysa Alina konuşamadı. ''Ne?'' Hiç de ağırbaşlı olmayan, çatlak bir ses çıktı.

Sarp'ın gözleri Alina'nın gözleriyle buluştu. ''Konu sen olunca endişelenmeme gerek yok diyorum. Etrafım tehlikeli ve düzenbaz insanlarla dolu. Ama sen öyle değilsin. Sana güveniyorum Alina,'' dedi ve bir süre duraksadıktan sonra ekledi. ''Hem de etrafımda olan herkesten daha çok. Diğerleri gibi değilsin... Tanıdığım en dürüst ve sözünü esirgemeyen kadınsın. İlgimi çekiyorsun.''

Hah! Herkesten çok güvendiğini mi söyledi gerçekten? İronik.

''İnan bana Sarp, gittiğin her yerde bütün kadınların aklını başından alırsın.''

''Çoğu kadın bende güzelliği gölgeleyen zalimliği görüyor.''

Bu dürüst değerlendirme karşısında afallayan Alina, adama yepyeni gözlerle bakmaya başladı. Evet, Sarp Korluer'in zalim bir yönü kesinlikle vardı. Sakin yapılı değildi, zayıf değildi, öylesine evcil bir şey hiç değildi. Tehlikeli ve güçlüydü, onun duyularını çeken her şeyin timsaliydi.

Alina hayatı boyunca erkekler için fazla güçlü, fazla akıllı ve hırslıydı. Evet, kadınsılığı ve özgüveni sayesinde erkekler ondan hoşlanıyordu ama bir süre sonra çoğu yanında kendilerini yetersiz hissediyor ve hatta erkek gibi hissetmediğini iddia ediyordu.

Alina belki yeni dünyasında yaşayan kadınlar gibi sosyetik, lüks düşkünü değildi, güzellik salonlarından spa salonlarına koşturmuyordu ve belki prensesler gibi bir hayatı olmamıştı ama kesinlikle dişiydi. Ayrıca erkek türüne, özellikle de karşısındaki bu erkeğe beğenisi büyüktü. ''Zulüm işleme yeteneğine sahipsin,'' diye sessizce onayladı Alina. ''Hatta belki dehşet saçıyorsun, ama henüz kötülük sınıfına adım atmadın.''

Sarp tek kaşını kaldırdı, ''Atmadım mı?'' diye sordu.

''Hayır.''

"Kendinden çok eminsin. Oysaki geçen gün seni öptüğümde beni öldürmek ister gibiydin."

Alina fevrileşti. Kendi sağduyusunun uyarı çığlıklarına aldırmaksızın gözleri ateş saçarken açık açık konuştu. "O gün, bekleseydin sana kendiliğinden verebileceğim bir şeyi izinsiz almaya çalışıyordun."

"Ne kadar dürüstsün."

Alina'nın adrenalinle dolu kesik nefeslerinin doldurduğu uzun bir sessizlik oldu. "Verebileceğim dedim."

''Gerçekten de bir bilmecesin Alina.''

''Bilmece olmak iyidir, değil mi? Sonuçta sen oyuncaklarınla, seni eğlendirdiği sürece oynarsın.''

Karanlık TutkularHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin