Ertesi gün güneşin doğmak üzere olduğu bir vakitte yatakta uzanırken Alina, kendini içinde bir kasırga gibi dönen duygularına bıraktı. Dün gece zor geçmişti. Belki adrenalinden belki de bugün yaşanacak şeylerin beklentisinden doğan duygu karmaşasından. Alina'nın tek yapabildiği yatakta gözleri açık öylece uzanmak ve yıldızlarla gökyüzünü izlemek olmuştu.
Güneş ufkun üzerinden yükselirken, Sarp'ı aramak için odasından çıktı Alina. Evden bir piyano sesi geliyordu, birisinin çaldığı kesin. Ses oturma odasından geliyor gibi. Yapacak başka bir şeyi olmadığından, müziğin geldiği yere doğru gitti. Sarp'ı büyük oturma odasında, piyanonun başında öylece otururken buldu.
Evde günler geçirmiş olmasına rağmen oturma odasında bir duvarın hemen arkasına itilmiş piyanoyu daha önce hiç fark etmemişti Alina. Duvarın arkasında durdu, Sarp'ın kalbinden kopup gelen tatlı melodi Alina'nın tüm benliğinde yankılanıyordu. Çaldığı her notaya ruhundan daha önce Alina'nın hiç bilmediği bir derinlik yansıtıyordu sanki.
Alina odaya doğru birkaç adım attı, bu arada gizlice biraz daha mı dinleme ya da yaklaşıp nasıl çaldığını, parmaklarının tuşlar üzerinde nasıl hareket ettiğini izleyerek dikkatini dağıtma riskini göze alsa mı diye düşünüyordu.
Riski göze almayı tercih etti. Uzun ve kuvvetli parmaklarının zarif hareketlerle dans edişine büyülenmiş gibi bakakalmıştı, nasıl da odaklanmış. Alina artık vücudunun kontrolü elinde değilmiş gibi kendini bu büyünün kaynağına bıraktı ve bu güzel melodiyi ortaya çıkaran adama doğru yaklaştı, bacaklarını iki yana açıp piyano sehpasına oturdu, yüzünü Sarp'a yaklaştırıp kendine bakmaya zorladı.
Sarp hemen yanı başında ortaya çıkıvermesine şaşırmış gibi Alina'nın yüzüne baktı. ''Günaydın aşkım.''
''Günaydın. Çok güzel çalıyordun, rahatsız etmek istemedim ama kendime engel de olamadım.''
''Beğenmene sevindim.''
Alina onun elini tutup yanağına götürdü, Sarp baş parmağıyla Alina'nın tenini okşayarak karşılık verdi. Dokunuşundaki incelik içinde adeta tehlikeli bir özlem duygusunun patlamasına yol açtı.
''İyi uyuyabildin mi?''
''Sanırım.''
Sarp parmağını aşağı büküp Alina'nın alt dudağı boyunca gezdirirken eğilip dudaklarını dudaklarına yaklaştırdı, Alina'yı öptü. Önce hafifçe, sonra her geçen an ile daha bir isteyerek. Sıcacık dilini ağzından içeri kaydırıyor, dudaklarının üzerinde gezdiriyor, hafifçe içeri itip çekiyordu. Yüzünü avuçlarının arasında tutuşu Alina'nın hoşuna gidiyor, mıknatıs gibi çekici öpüşlerle başını eğerek Alina'yı yemek istediği o harika açıya getiriyordu.
İyi ki oturuyorlardı, çünkü ayakta böyle bir şehvetle öpüşmek imkansız olurdu. Sonunda Sarp kendisini geri çekerken Alina halinden memnun, uzunca bir iç geçirdi, hem nefesini tutuyor olduğundan hem de bu harika öpüşme ile mest olduğundan...
Alina tekrardan bu adamda kendisini böylesine kaybetmesine neden olan şeyin ne olduğunu düşünürken buldu. Eğer farklı şartlar altında tanışmış olsalardı her şeyin çok daha kolay olup olmayacağını düşündü.
''Acıktın mı?" diye sordu Sarp. "Herkes çoktan kahvaltısını yaptı. Sen uyuyorsun diye uyandırmak istemedik.''
''Sanırım bir şeyler atıştırabilirim.''
''Güzel, şimdi karnını doyurabiliriz o halde."
"Tamam, üzerimi değiştirip geliyorum."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Karanlık Tutkular
Romance''Daha fazla bu oyunu oynamak istemiyorum, tek yapman gereken beni istediğini söylemen.'' ''Oyun oynadığımızı kim söyledi?'' ''Konu sen olunca işin içinde her zaman bir oyun oluyor.'' ''Bu sefer değil.'' Alina ne olduğunu anlayamadan Sarp kolunu bel...