Karanlık Tutkular

❈ BÖLÜM DOKUZ

Bölüm Şarkısı: Arctic Monkeys - I Wanna Be Yours

• • •

Aşk, felsefeler boyunca farklı anlamlara gelir; ama Sarp kendininkini gerçek, saf, kirli ve ham olarak tanımlayabildiğinden emindi. Alina'yı bu kadar istiyor olmanın zayıflığı, onu ilk gördüğü andan itibaren istiyor olmanın sabrıyla çatışmaya başladığında aklındaki düşünceleri silkelemek için kendini suya bıraktı. Sağ omzuna hiç aldırmadan suyun derinlerine batmaya devam ederken düşüncelerinin boğucu derinliğinde kıpırtısız, suyun derinliğine bırakmıştı kendini.

Hiçbir şey yapmadan durmayı denemişti ama bu durumu daha kötü hale getirmişti. Ancak bedeni harekete geçtiğinde zihnindeki düşünceleri düzenleyebilmekteydi. Sırtüstü yatmış ciğerlerini havayla doldurmuş, sonra suya dalmıştı. Neredeyse altı dakikadır suyun altındaydı. Her seferinde sınırı ne kadar zorlayabildiğini görmek ona tuhaf bir heyecan veriyordu.

Sarp bilincini kaybetmek üzereyken zihninde bir ses duyduğunu hayal etti. Birisi ona sesleniyordu. Ölmek bile onun için zahmetli bir iş olmuştu.

''Sarp Bey? Alina Hanım burada. Sizi görmek istediğini söylüyor. Ne yapayım?''

Sarp duyduğu sesin kendi hayal ürünü olduğuna kendini inandırmıştı ki onun meleksi sesini duydu.

''İçeri öylece girdiğim için özür dilerim. Kapı açıktı.''

Sarp birkaç saniye dengesini kaybeder gibi oldu fakat güçlü bacaklarıyla bedenini itip kollarıyla kendini çekip yüzeye yükseldi. Nefessiz kalan ciğerlerine çektiği oksijen ile önce öksürdü, ardından başını kaldırıp ona bakmakta olan Alina'ya çevirdi gözlerini.

Ne istiyorsun benden? Bana öyle bakmaktan vazgeç.

''Ne yapıyordun sen öyle? Bir an hiç çıkmayacaksın sandım.''

''Plan da oydu zaten.''

''Anlamadım?''

Sarp sıkıntıyla iç geçirip ellerini havuzun kenarına koyup atletik bir şekilde vücudunu yukarı çekerek sudan çıktı. Beline bir havlu sarıp yüzünün önüne düşen saçları eliyle arkaya atarken Alina'nın sessizleştiğini fark etti, dönüp baktığında kızın gözlerini bir saniye bile kırpmadan vücudunu izlediğini gördü. Elbette onu incelediğinin farkındaydı Sarp. Gördüğü şey hoşuna gidiyordu. Onu kollarına aldığında da hoşuna gitmişti. Alina'nın bunu inkar etmesine izin vermeyecekti Sarp. O yüzden hiç yeltenmezse iyi olur.

''Ara sıra gözlerini kırpıştırmayı deneyebilirsin.''

''Ne?''

''Bana bakmamak zor olsa gerek diyorum ama en azından deneyebilirsin. Hoş, beni rahatsız etmiyor. Kendininmiş gibi bakabilirsin.''

''Çok adisin.''

Sarp, az önceki sorusuna cevap vermediğinin farkındaydı ama bugün anlatmak istediği bir konu değildi bu, o yüzden hayatındaki diğer meselelerde olduğu gibi bunu da geçiştirmeye karar verdi.

''Neden buradasın? Yüzümü en son görmek isteyenin sen olduğunu sanıyordum. Geceden sabaha ne değişti?''

''Normalde pek kibar biri olmadığını biliyorum ancak şu an ekstra kabasın bilmem farkında mısın?''

Sarp karşısında kollarını göğsünde birleştirmiş kendine meydan okurcasına bakan Alina'yı baştan aşağı süzdü. Başının tepesinde salaş bir at kuyruğu yaptığı saçları ve zerre kadar makyaj yapmadığı yüzüyle bir meleğe benziyordu. Üzerinde haki yeşili bir sporcu sütyeni, altında ise vücudundaki her bir kıvrımı vurgulayan siyah bir sporcu taytı giyiyordu.