Bölüm Şarkısı: The Weeknd - Save Your Tears (with Ariana Grande)
• • •
Tüm ailesi ve Alina ile geçirdikleri koskoca bir günün ardından herkes Alina'ya bayılmış gibi görünüyordu. O günün akşamında Sarp ailesinin ısrarına dayanamayarak ve Alina'nın da onayı ile orada kalmışlardı.
Ertesi günün sabahında Sarp masadakilerin yüzlerini inceliyordu. Teyzesi ve dedesi de dahil olmak üzere herkes yüzlerinde hafif bir gülümsemeyle Alina'yı dinleyip onaylayan bakışlarla başlarını sallıyorlardı.
"İşim gereği çok zor insanlarla uğraşmam gerekebiliyor," diye hikayesine devam etti Alina. Konuşmanın başını kaçırdığından Sarp yorum yapmadı. Kahvesinden bir yudum aldı ve Alina konuşmasına devam ederken tüm dikkatini ona verdi. Tıpkı diğer herkesin yaptığı gibi.
Sarp'ı en çok şaşırtan şeylerden biri de buydu işte. Alina'nın bir hikaye ya da herhangi bir şey anlatırken gösterdiği bu performans, bu telaşsız, sakin ve huzurlu tavrı. Sarp, Alina'nın bu yeteneğini nedense hep unutuyordu. Ve Alina'yı bir şeyler anlatırken her gördüğünde, buna her tanık olduğunda bir kez daha şaşırıyor, midesine kramplar giriyor gibi hissediyordu. Kızın o güzel dudaklarından dökülen her bir cümle sanki bambaşka bir anlam, bir derinlik kazanıyordu. En sıkıcı konu bile onun ağzından oldukça ilgi çekici geliyordu.
Konuşurken o dolgun ve etli dudaklarını diliyle ıslatması, ciddi bir konudan bahsederken veya odaklandığında kavisli kaşlarının arasında beliren o ufak çizgi, o zarif ve uzun parmaklı ellerini heyecanlandığında sık sık konuşma esnasında kullanması... Bütün bunları seyretmek tahrik ediciydi. Şu anda olduğu gibi ne konuşulduğuna dair hiçbir fikri yoktu ama onu böyle seyredebilmek en büyük zevkti Sarp için.
Alina işleri mahvettiğinde bile (ki bunu çok sık yaptığı söylenemezdi) olanları öyle kusursuzca anlatırdı ki sanki başına gelen kötü şeyler o şahane karakterine eklenen bir başka cevhermiş gibi görünürdü.
"Gerçekten çok yönlü birisin Alina."
"Teşekkür ederim Asım Bey. Elimden gelenin en iyisini yapmaya çalışıyorum."
Asım Bey bu cevap karşısında bir kahkaha attı ve herkes şaşkın bir şekilde ona döndü çünkü bu sık görülen bir durum değildi. Onu bu kadar güldüren cevabın altında başka bir mana olduğunu düşünen Sarp yine de bunun üzerinde durmadı.
"Ee, bugün gidiyor musunuz? Bir gün daha kalsanıza."
Sarp ve Alina aynı anda birbirlerine baktı ve göz göze geldiler. "Bilmiyorum, Alina kalmak isterse kalırız."
"Aslında şehirde halletmem gereken bazı işler var. Görüşmem gereken alıcılar vesaire..."
"Pekala, o halde ısrar etmiyoruz," dedi Asım Bey.
Kahvaltıdan sonra yola koyulmaya karar vermişlerdi ve Sarp, Alina herkesle vedalaşırken arabayı çalıştırdı. Dedesinin, Alina'nın kulağına bir şeyler fısıldadığını ve ikisinin de gülümsediğini gördü ama üstünde durmadı.
Alina arabaya binip de Sarp'ın lüks arabasının kapıları kapandığında yeni deri kokusuyla Alina'nın dayanılmaz parfümünün kokusu birleşti. Yola çıktıktan sonra ikisi de sessizdi. İlk konuşan Sarp oldu. "Ee, nasıl buldun?"
"Neyi nasıl buldum?"
"Korluer ailesini işte. Düşündüğün gibi miydi?"
"Eh, zaten ailenin diğer üyeleriyle tanışmıştım. Dedeni soruyorsan iyi bir adama benziyor."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Karanlık Tutkular
Romance''Daha fazla bu oyunu oynamak istemiyorum, tek yapman gereken beni istediğini söylemen.'' ''Oyun oynadığımızı kim söyledi?'' ''Konu sen olunca işin içinde her zaman bir oyun oluyor.'' ''Bu sefer değil.'' Alina ne olduğunu anlayamadan Sarp kolunu bel...