3

569 38 2
                                    

Çorum halkının birçoğu kışları evde geçirirdi. İç titreten soğuklarda gençler kafeleri tercih ederdi. Çalışmayan kadınlar ise, evden çıkmak istemezdi. Şehre gelen turistler Şubat güneşine aldanırdı. Onlar da soluğu hemen otelde alırdı.

Hitit Uygarlığına ev sahipliği yapan sevimli şehirde üç genç kız yaşıyordu. Yağmurlu ve soğuk bir geceydi. Birçok kişi uykudaydı. Bu kızların ise bir planı vardı. Tecrübesiz hayatlarında bir çılgınlık daha yapacaklardı. Acemi bir şoförle uçurum kenarındaki bir yolu geçmek gibi...

Su, Laçin yoluna girmeden Semra ve Pınar'ı uyardı. "Biraz mideniz bulanabilir."

Pınar ön koltukta başını cama yaslamıştı bile. "Kırkdilim yoluna kendimi hazırlamıştım tatlım meraklanma."

Semra saf saf sordu. "İlaç aldın mı?"

Pınar ona bakmadan alayla cevap verdi. "Hap atmadan ne zaman bir yolculuğa çıktım ben?"

Semra sırıttı. "Haklısın." Sonra telefonuna döndü. "Burada çekmiyor."

Pınar midesi bulansa da konuşmaktan asla vazgeçmezdi. "Sosyal medyaya birkaç saat ara versen ölmezsin ya!"

"Ama şu anda neler kaçırdığımı deli gibi merak ediyorum."

"İnan bana hiçbir şey kaçırmıyorsun. Herkes ne yediğini, nereye gittiğini ve ne izlediğini paylaşmakla meşgul. Görmesen de olur!"

"Bazen ilham alıyorum. Annemle paylaşılan tarifleri deniyoruz."

Pınar gözlerini devirdi. "Dizileri de izliyor musunuz peki?"

"Hayır. Yani hepsini değil."

"Peki gidilen yerlere gidiyor musunuz?"

"Çok istiyorum ama maalesef uzak." Derken dudaklarını büktü.

"Tamam, bunlara sabah devam edersiniz öyleyse."

Semra cevap vermek yerine telefonunu havaya kaldırıp sallamayı sürdürdü.

Pınar ona acıyarak fısıldadı. "Tam bir bağımlı." Hemen sonra göz ucuyla arabayı kullanan arkadaşına baktı. "Çok sessizsin."

Su, içini çekti. "Gece araba sürmekten nefret ederim."

"Eh, bunu sen istedin."

"Serdar'dan gelen mesajı görmezden gelemezdim."

"Gecenin bir vakti bizi oraya neden çağırdığını da sordun mu bari?"

"Mesaj attım ama cevap gelmedi."

Semra atıldı. "Nasıl yani, konuşmadınız mı?"

Su, biraz çekinerek cevap verdi. "Hayır."

Pınar sordu. "Peki aramadın mı?"

"Hayır," derken kırkdilim yoluna girmişlerdi ve genç kızın sesinde bir parça pişmanlık vardı.

"Umarım bulantıma değecek bir şeyler çıkar."

"Ne demek istiyorsun?"

Pınar cevap vermeyince Su üsteledi. Genç kız derin bir nefes alıp verdi. Bulantısını kontrol altında tuttuğunu düşündüğünde konuşmaya başladı. "Son bir yıldır Serdar ruh gibi geziyor. Arzu'yu kaybettikten sonra kendinde değildi."

"Ne yani, beni istemediğini mi düşünüyorsun?" Kalbi kırık ve öfkeliydi.

"Bilmiyorum Su. Birkaç kez okulda sohbet ettiğinizi anlattın. Fakat Serdar soruları cevapsız bırakıyor. Üstelik..." Bulanan midesini unutmaya çalıştı. "Onu aramamanı söylemiş."

Seni Bana Getiren Kusursuz TEVAFUK (+15)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin