Koşarak ana caddeye çıktılar. Ateş onu adeta sürükledi. Karşı kaldırıma çıktıklarında Su, merkeze gittiklerini anladı. Eğimli yoldan gitmek hem kolay hem de ani bir duruşta sıkıntılıydı. Ateş öyle hızlıydı ki, adımları birbirine karışacak diye hayli korktu. Ellerinin bir an olsun ayrılmayışının da sebebi vardı. Çok geçmeden adamı çekiştirdi ve boşta kalan eliyle ilerideki dönemeci gösterdi.
"Polisler!"
Ateş onu aceleyle ara sokaklardan birine çekerken arkada kalan adama baktılar. Plakasız bir arabaya binmişti. Gazı köklerken gözünü ayırmıyordu.
Birkaç blok koştuktan sonra Ateş bir anda durdu. Su ona çarptı. Kızı bir kolunun altında sıkıca tuttu. Etrafına baktı. Sessiz sokakta yalnız olduklarına karar verince kızla beraber bir kat aşağıda kalan bahçeye atladı. Kızı düşmekten son anda kurtardı. Yakından gelen bir araba sesi duydu. Sıkıca sardığı Su ile duvara yaslandı.
Araba üst yoldan geçti. İkisi de nefesini tuttu. Sıradan bir vatandaş olabilirdi. Riske değmezdi.
Genç adam onu öyle sıkı tutuyordu ki nefes almakta zorlandı. Bakışlarını kaldırıp baktı. Adrenalinden beyni uyuşmuştu. Soğuk havada koştuklarından ciğerleri isyan ediyordu. Öksürük kriziyle mahalleyi ayağa kaldırmak istemiyordu. Ama kalbinin bir köşesi son yarım saat içinde yaşananların mükemmel olduğunu fısıldıyordu.
Ateş eğilince burunları birbirine değdi. "Sessiz ol." Sözlerini zor duydu. Kahretsin, öksürmemeliyim. Nefesini tutarak dinledi. Bir araba uzakta durdu. Kapı yavaşça kapandı. Ayak sesleri sokakta dolanırken hayli sessizdi. İkisi de biliyordu ki, adam onları görmüştü.
Su korkudan titremeye başladı. Ona zarar vermeyeceğini dile getirmişti. Birkaç gün misafirimiz olacaksın. Sadece benimle gel. Peki ama neden silahı vardı?
Az önce onunla gitmeyi kabul etmişti. Korkmamış mıydı? Neredeyse korkudan ölecekti. Sadece Ateş'e zarar gelmesinden çekindi. Şimdi ise onun yanındayken, korumacı ve sıcak kollarında nefes almakta zorlanıyorken, hiçbir yere gitmek istemiyordu.
Ayak sesleri yaklaşıyordu. Ama hala uzaktı. Genç adamın kulakları ve bakışları oradaydı. Belli ki bir şeylerin hesabını yapıyordu. Su'ya bakıp bir eliyle sus işareti yaptı. Takip etmesi için yolu gösterdi.
Duvarın dibinden Ateş önde Su arkada ilerledi. İki adımla aşacakları çimenli yolu uzattılar.
Apartmanın duvarı yapıştılar. Ateş karanlık bir nokta bulup iyice eğildi. Hafifçe başını çıkarıp baktı. Simsiyah bir beden görünce ürktü. O tarafa baktığını sandı. Öyle olsa adam çoktan yanlarına uçmuştu. Az önce durdukları duvarın dibini kontrol ediyordu.
Ateş yavaşça yaslandı. Saklandıkları ara ışık almıyordu. Bir canlının varlığı seçilemeyecek kadar karanlıktı. Yabancı etrafa bakındı. Yavaşça ilerledi. Su, Ateş'in elini sıktı. Genç adam bunu fırsat bildi ve apartman kapısını işaret etti.
Adam tekrar göründü. İki genç apartmana girmişti bile. Neyse ki bina eskiydi. Işık da otomatik değildi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Seni Bana Getiren Kusursuz TEVAFUK (+15)
Teen FictionAnadolu'nun küçük şehri Çorum'da yaşayan Su Parlak herkes gibi sıradan bir hayat sürdüğünü düşünüyordu. Bir gün araba kazasından kurtuldu ve Ateş Çukur ile tanıştı. Bu adamı düşünmesine gerek yoktu çünkü kader onları tehlikeli yolda birlikte yürüme...