Annesini battaniyeye saran Su, Çay demlemek için mutfağa geçti. Ateş, her ihtimale karşı kadını gözetim altında tutuyordu.
Çayları kupa bardaklarına dolduran kız, adamın yakınındaki koltuğa yerleşti. Önce annesini seyretti. Darmadağın olmuş bu kadının yüzündeki çizgilerde acı dolu bir geçmişin izleri okunuyordu. Onun kötü kaderi için çok üzülüyordu. Aklını okumuş gibi adam ona sordu.
"Bana her şeyi anlatmayacak mısın? Ailenle ilgili ne varsa... Bilmeye hakkım var."
Kız, kabahatli kendisiymiş gibi gözlerini kaçırdı. Avuç içinde tuttuğu sıcak çayına baktı. Son zamanlarda içtiği her çayda bir acılık vardı. Ağzının tadı fazlasıyla kaçmıştı.
"Annem Afyon'un köylüsü. Gerçek babamla aşık olmuşlar birbirlerine. Laf söz olunca da dedem evlendirmiş onları. Peşinden ben olmuşum. Daha 3 yaşındayken gerçek babamı feci bir kazada kaybetmişiz. Tarla sürerken nasıl olduysa traktör babamın üstüne devrilmiş." İç çekti. Çayından bir yudum aldı. Yüzünü buruşturarak içti. "Hiç tanımadım ben onu. Daha doğrusu annemin akrabalarını hiç bilmem."
"Neden? Hiç gitmedin mi Afyon'a?"
"Hayır. Herkes annemle küsmüş."
"Neden?"
"Yeni kocasıyla evlendiği için."
"Neden istememişler?"
"İçlerine doğmuştur şeref yoksunu olduğu!" Ateş'in manidar bakışıyla karşılaşınca devam etti. "Annem genç bir dul olarak kalakalmış. Köydeki genç adamlar gönül eğlendirmek istiyormuş. O sıralarda Mehmet de bir akrabasına ziyarete gelmiş. Annemi görmüş, beğenmiş. Ama dedem evlendirmek istememiş."
"Neden peki?"
Su, umursamazca omuz silkti.
O sırada annesi konuşmaya başladı. Aynı pozisyonda oturuyordu. Sadece dudakları kıpırdıyordu.
"Babam demişti bana. 'Bu adamın bakışı bakış değil diye!' Kurtulmak istedim o köyden. Babandan sonra hiç mutlu olamadım. Anam babam da ölünce kimse sahip çıkmaz bize sandım. Mehmet de beni isteyince kaçtım oradan." Kıza kaldırdı bakışlarını. "Demek ki sana göz koymuş sapık herif! 12 yaşımdaki kızımı istemiş."
Su cevap veremedi.
Soğuyan çayına baktı. "Ah, kader... Neler yaşattın bana! Bir tek babanı sevdim kızım. Bizi evlendirmezler sandım. Ama babam beni kırmadı, verdi sevdiğime. Kaderim böyleymiş. Şimdi olsa Mehmet'le evlenmezdim. Gerekirse kaçardım seninle o köyden." Tekrar kızına baktı. "Ne yapayım yavrum? Kimsem yok sizden başka. Parada falan değilim ben. Yalnız kalmaktan çok korktum."
Herkes sustu. Yaşlı kadının yaşadıklarının üzerine denecek bir söz yoktu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Seni Bana Getiren Kusursuz TEVAFUK (+15)
Novela JuvenilAnadolu'nun küçük şehri Çorum'da yaşayan Su Parlak herkes gibi sıradan bir hayat sürdüğünü düşünüyordu. Bir gün araba kazasından kurtuldu ve Ateş Çukur ile tanıştı. Bu adamı düşünmesine gerek yoktu çünkü kader onları tehlikeli yolda birlikte yürüme...