55

231 28 0
                                    

BEŞ AY SONRA

Ankara çok sıcak bir öğlen geçiriyordu. Bir kafede Su ve Nurten Hanım, Mehmet Parlak'ın avukatını bekliyorlardı. Genç kız annesine baktı. Uzaklara dalmıştı. Önündeki limonataya dokunmamıştı bile.

Kendi limonatasını içerken son beş ayı düşündü. Köyde birkaç gün kalmışlardı. Yeni evli çift her şeyden uzak huzurlu günler geçirmişti. Daha sonra Ankara'ya dönüp anneleri için ev bulmuşlardı. Genç kız derslere katılamamıştı. Sınav zamanlarında kocasıyla beraber Çorum'a gitmişti. Ne zaman gitse kalbi içinde korkuyla atmıştı. Sadece sevdiklerini görmek ona iyi gelmişti. Bir de Pınar'ın çiçekler açmış mezarını...

Bu arada Mehmet'in davası devam ediyordu. Söylenene göre, ömür boyu kalmayacaktı hapiste. Bu durum hem annesini hem kızı geriyordu. Bir gün hapisten çıktığında peşlerine düşecekti. Ateş'in onları koruyacağından emindi. Ama düşman dediğin yılandan sinsiydi. Senin ruhun duymadan belki de yıllarca takip ederdi. En uygun zamanda intikamını alırdı.

Evde annelerle televizyon izledikleri akşam kızın telefonu çaldı. Yabancı numarayı görünce resmen irkildi. Kocası onu bu işkenceden kurtarıp cevaplamıştı. Önce şaşırmış sonra sıradan bir ifadeye bürünmüştü suratı. Telefonu kapatınca onlara baktı.

"Mehmet Parlak'ı şişlemişler."

Nurten Hanım fırladı koltuktan. "Ne! Ölmüş mü?"

Genç adam başını salladı. Kadınlar sustu. Başta onların üzüldüğünü düşündü genç adam. Bir miktar öfkeyle doldu. Sonra yaşlı kadın masadaki boş bardakları topladı.

"Çay dolduruyorum. Mısır da patlatayım mı?"

Zehra Hanım cevapladı.

"Ben de sana yardım edeyim canım."

Karı koca birbirine baktılar. O zaman anladı gerçeği. Bu güçlü kadınların üzerinden tonlarca yük kalkmıştı. Genç kız kocasına sarıldı. Ağlamaya başladı.

"Kurtuldum aşkım. O pislikten kurtulduk."

Annesi içeri girdi kızın. Çayları masaya bıraktı. Koltuğa geçti. Damadına baktı.

"Mısırı annen patlatacakmış." Birkaç dakika televizyona odaklandı. Sonra sıradan bir habermiş gibi adama baktı. "Nasıl olmuş, kim yapmış?"

"Onu söylemediler. Ama bir tahminim var." Karısıyla beraber koltuğa geçtiler. "Mehmet varlıklı bir adamdı. Sakladığı paranın yerini öğrenmek için tehdit etmişlerdir."

Karısı konuştu. "Günahını bile vermez."

"Muhtemelen baş edemediler onunla."

Nurten Hanım sordu. "Paranın yerini asla öğrenemeyecekler o zaman."

Seni Bana Getiren Kusursuz TEVAFUK (+15)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin