Dışarıdan batan güneş odadaki aynaya oradan da kızın suratına yansıdı. Su dışarıya baktı. Yağmur durmuştu. Bulutların ardından güneş parlıyordu ve şu anda onu göremeyen çok kişi vardı. Bunlardan biri de Pınar'dı. Titrek bir nefes çekti. Cansız güzel yüzü, buz gibi toprakta yatan bedeni... Acı, ciğerini dağlıyordu. Bulmuşlar mıydı onu? Üşüyor muydu? Onunla bir daha konuşamayacak mıydı? Kim yapmıştı bunu? Ağlamaya başladı. Hıçkırıkları bedenini yordu.
Adam ona mendil uzattı.
"Ne oldu? Az önce kendinden çok emindin."
"Arkadaşım-" diyebildi. Gözyaşları akmayı sürdürdü ama buruşuk yüzü öfkeye döndü. "Onu siz mi öldürdünüz?"
"Arkadaşın için üzgünüm. Seni takip ederken bir cinayetle karşı karşıya kaldık. Her zaman derim, hayat sürprizlerle doludur."
"Peki ama neden? Kim yapar ki bunu?"
"Bırak polisler bulsun kızım."
Su ona dikkatle baktı. "Size bir teklifte bulunacağım. Babamla ilgili istediğiniz her ne ise yardım edeceğim. Sizde bana Pınar'ın katilini bulun."
Adam sessizce suratına baktı.
"Oradan neye benziyorum? Mafyaya falan mı?"
"Benzemiyorsunuz. Bence öylesiniz. İsterseniz bunu yapabilirsiniz."
"Ben cinayetlere karışmam. En azından şimdilik ilgilendiğim konu farklı."
Su onu can damarından vurmaya karar verdi. "Ya orada yatan kızınız olsaydı?"
Bakışları şekil değiştiren adam köpek dişlerini çıkardı. Kız onun bölgesini işgal eden bir hayvandı sanki. Neredeyse hırlayacaktı.
"Neyse ki benim kızım değil."
Su ona acıyarak baktı. "Anladım. Başkalarının hayatı sizi yeterince alakadar etmiyor."
Adam bu kadar sohbetin yeterli olduğuna karar verdi. Kapıyı kapatmadan evvel, "Bir çıkar sağlamayacaksa, bunu pek umursamam. Yemek gelene kadar dinlenebilirsin." Dedi.
Su yatağın üzerindeki yastığı alıp yumrukladı. Ona ağzına bastırdı ve bağırarak ağladı. Öfkeyle, çaresizce, yaşanan her şeye...
Genç adam bağ evinin karşısındaki küçük tepeye tırmandı. Evin etrafı duvarla çevriliydi ve üzerine dikenli tel örgüsü çekilmişti. Ağaçlandırılmış bahçede üçten fazla koruma sayabildi. Kalanını göremedi. Eğildi ve sırtını çıplak tepeye yasladı. Desteksiz giremezdi. Üstelik henüz görev başındayken işleri tehlikeye atamazdı.
Merkezden evin sahibini öğrendi. Belediyede çalışan nüfuzlu bir adamdı. O anda olayı çözdü. Kızın babasıyla sorunu olan biri yapmıştı bunu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Seni Bana Getiren Kusursuz TEVAFUK (+15)
Teen FictionAnadolu'nun küçük şehri Çorum'da yaşayan Su Parlak herkes gibi sıradan bir hayat sürdüğünü düşünüyordu. Bir gün araba kazasından kurtuldu ve Ateş Çukur ile tanıştı. Bu adamı düşünmesine gerek yoktu çünkü kader onları tehlikeli yolda birlikte yürüme...