52. Bölüm

5K 357 15
                                    

 klaroline8'e ithaf edilmiştir.

  Aleyna ve minik Zehra yalıya geldiklerinde her şey onlar için hazırlanmıştı. Minik Zehra için hazırlanan beşik Aleyna’nın hemen yanı başına koyulmuştu. Kübra büyük bir titizlikle bebek için aldıkları eşyaları yerleştirmişti. Zaten daha önceden her şeye Aleyna ile karar verdikleri için hiç zorlanmadan düzenlemişti. Hastanede hemşireler gece uyumadığını ama gündüz bütün gün uyuduğunu söylemişlerdi. Aleyna kızı ile geçireceği bu gece için çok heyecanlıydı.

Sabah olduğunda Aleyna uykusuz ve bitkin bir durumdaydı. Murat’ında ondan bir farkı yoktu. Ama her şeye rağmen mutlulardı. Kahvaltıdan sonra Murat işe giderken Aleyna gece alamadığı uykusunu almak için odasına çekildi. Geceyi yalıda geçiren Kübra ve Arhan da büyükanneleri ve Melahat yengeleriyle birlikte büyük salonda koyu bir sohbete daldılar. Yanlarından biraz uzaklaşıp birkaç telefon görüşmesi yapan Arhan geri geldiğinde büyükannesini yanına oturup kolunu yaşlı kadının omzuna attı ve onu kendine çekip sarıldı.

“Büyükanne biliyorsun Zehra Hanım için tatilimizi biraz ertelemiştik aslında bugün gidecektik ama sizinle bir iki gün daha geçirelim dedik ve cumartesiye erteledik. Hem biraz alışveriş de yapmamız lazım.”

“Neden?” diye sordu Kübra.

“Gideceğimiz yer akşamları biraz serin olabilir. Yani son bahardayız bu da gayet normal biraz kışlık giysilere ihtiyacımız olacak.” Arhan yine yuvarlak cevap vermiş gidecekleri yerin neresi olduğunu söylememişti. Büyükanne ise söylediklerini başka yöne çekmişti.

“Anladım sen gideceksin ama benim üzüleceğimi düşündüğün için lafı dolandırıyorsun.”

Arhan itiraz etmek için ağzını açtığında yaşlı kadın elini dudaklarının üstüne kapatıp konuşmasına izin vermedi.

“Ben size hiç kırılmam. Artık sizinde bir yuvanız var ve evliliğinizin ilk günlerinde evinizde baş başa olmak istemek en doğal hakkınız bunun için hiçbir zaman sizi kırılmam. Hadi şimdi doğru evinize. Gidin alışverişinizi yapın valizlerinizi hazırlayın ama yarın akşam bir uğrarsınız vedalaşırız tamam mı?”

“Tamam.” dedikten sonra yeni evli çift yalıdan ayrıldılar.

 *-*-*-*-*

Trabzon havaalanında uçaktan indikten sonra kendilerini bekleyen lüks jeep ile yolculuklarına devam etmişlerdi. Of’a kadar sahil yolunu takip ettiler. Çaykara Dernekpazarı yoluna saptıklarında sol taraflarında ki dere yol boyu onları hiç yalnız bırakmamıştı. Her iki taraflarında yükselen tepeler yeşilin her tonuyla süslenmişti. Yol kıvrılarak onları yüksek tepelere taşırken karşılarına her dönemeçten sonra farklı bir manzara çıkıyordu. Çay bahçelerinin arasından gelip kayaların üstünden akan şelaleler manzaranın kalitesini daha da artırıyordu. Ara ara çay bahçeleri yerini fındık bahçelerine bırakıyordu. Sonbahar olması sebebiyle sararan yapraklar yeşilin arasına sarının ve turuncunun tonlarını da katınca eşi bulunmaz manzaralar ortaya çıkıyordu. Kübra her gördüğüyle daha da mutlu oluyordu. Bu manzarayı bozan tek şey tepelerin yamaçlarına dikilen apartmanlardı. Sanki şehir merkeziymiş gibi üç katlı dört katlı apartmanlar görüyorlardı. Bu görüntü Kübra’nın dikkatini başka bir yöne çekti. Evler bir arada toplu bir şekilde değildi. Dağınık ve aralıklıydı. Bunu merak eden Kübra telefonunu çıkarıp bunu araştırdı. Arhan hem arabayı kullanıp hem karısının ne yaptığını merak ediyordu. Kübra telefonu tekrardan çantasına koyana kadar bu merakını dile getirmedi.

“Eee google amcaya ne sordun?”

“Bu köy evlerinin neden dağınık olduğunu sordum. Ege de veya Marmara da böyle değil.”

Kalpten Kalbe YolHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin