28. Bölüm

5.1K 497 5
                                    

Yalıda gün her zamankinden erken başladı. Büyükanne bütün gece uyumamış sabaha kadar dua etmişti. Hala daha dinmeyen gözyaşlarıyla yalıdaki koşuşturmayı izliyordu. Kübra da sabah erkenden gelmiş bu koşuşturmaya katılmıştı. İki aydır hiç dış ortamda bulunmayan Arhan kahvaltı sofrasının çardakta hazırlanmasını istediği için evdeki çalışanlar çardaktaki masaya kahvaltı sofrasını hazırlıyorlardı. Murat ve Aleyna Arhan’ı hastaneden çıkarmaya gitmişlerdi.

Kübra hiçbir hizmetçinin girmesine izin verilmeyen odada yatağın çarşafını serip nevresimleri aktarken eli ayağına dolaşıyordu. Telefonuna gelen mesaj ile eli cebindeki telefona gitti.

“Ablam ile eniştem geldi. Sen yoksun.”

“Odanın son rötuşlarını yapıyorum. Sen gelince her şey hazır olsun diye.”

“Aslında gelmek istiyordun da beni düşündüğün için gelmedin!”

“ Aslında! Gelmek istiyordum da hangi sıfatla geleceğimi bilemediğim için işleri bahane ettim.”

“İşte şimdi oldu. Ben de zaten öyle tahmin etmiştim. Ben ne yapacağım senin bu utangaçlığınla!”

“Bilmem.”

“Sanırım ben biliyorum.”

“Ne bildiğini öğrenebilir miyim?”

“Şimdi çıkıyoruz eve gelince söylerim.”

Kübra telefonu cebine koyduktan sonra karyolanın üstünü bir kez daha düzeltip camekânın içindeki masanın son bir kez daha tozunu alıp sandalyelerini düzeltti. Değişik çiçeklerin ağaçların yaydığı farklı kokular hepsi bir araya toplanınca insanın içine huzur veren bir koku oluşmuştu. Derin derin nefes alarak bu kokuyu içine alıp rahatlamaya çalıştı ve gerçekten işe yaradığını gördü. Birkaç dakika sonra geleceklerini düşünerek aşağıya indiğinde büyükanneyi ağlarken buldu. Yanına gidip boynuna sarıldı.

“Şimdi gelecek sizi böyle ağlarken görürse çok üzülür. Hadi şimdi silin gözyaşlarınızı.” Dedikten sonra eliyle büyükannenin ıslak yanaklarını kuruladı. Büyükanne Kübra’nın ellerini iki elini arasına alıp

“İçim yanıyor güzel kızım. Arhan’ın sırf bizi üzmemek için bu hastalığa tek başına göğüs gerdiğini düşünmek için acıtıyor.” Kübra büyükannenin ellerini kaldırıp ikisine de birer öpücük kondurdu. Bu kadın aynı kendi büyükannesi gibiydi. Onlar bu duygusal anları yaşarken hizmetçi kızlardan biri içeri girerek

“Efendim Arhan Beyler geldi. Çardağa geçiyorlar.” Dediğinde Hayrunnisa Hanım Kübra’nın yardımıyla yerinden kalkıp yine Kübra’nın kolundan destek alarak çardağa gitmek üzere evden çıktılar.

Başında bir kasket yüzünde maske olan Arhan’ı görünce gözlerinden yaşlar birbiri ardına akmaya başladı. Kübra’nın elinin altındaki eli sıkıp yalvaran bir ses ile

“Büyükanne yapma böyle demesi bile bu gözyaşlarına engel olamıyordu.” Büyükannesinin geldiğini uzaktan gören Arhan onun ağladığını fark edince yerinden kalkıp onlarla bahçenin ortasında buluştu. O an Enes’in bütün uyarılarını unutup maskesini aşağıya indirdi. Önce büyükannesini Kübra’nın kolundaki elini eline alarak öpüp başına koydu. Sonra yanaklarındaki yaşları iki eliyle silerek yanaklarına birer öpücük kondurdu. En sonunda yaşlı kadının boynuna sarılıp bir eli ahla Kübra’nın kolunda olduğu için diğer koluna girerek çardağa kadar ona eşlik etti. Bir yandan da

“Sen benim iyileşmemi istemiyorsun, istesen ağlamazdın” diye sitem ediyordu.

Çardağa geldiklerinde Arhan önce büyükannesini oturtturup sonrada yanına oturdu. Kübra’da geri kalan tek boş yere Aleyna’nın yanına Arhan’ın tam karşısına oturdu.

Kalpten Kalbe YolHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin