6. Bölüm

7.7K 605 6
                                    

Multimedyadaki yalı Arhanın yalısı ^^  Keyifli okumalar...

Aslı babasına telefon açmış
"Küçük bir sera varmış. Sahibi devretmeyi düşünüyormuş. Faruk bey sahibini tanıyor. Adresi verelim sende gel biliyorsun senin fikirlerin benim için çok önemli." demişti.

Faruk o an anlamıştı. Aslı'dan önce ailesinin gönlünü kazanmalıydı. Seraya vardıklarında Aslının babası onları bekliyordu. Içeri girdiklerinde Faruk geliş amaçlarını anlattı.

"Adem abi ben senin serayı devretmeyi düşündüğünü söyledim, Aslı hanım da görmek istedi. Bu bey de Aslı hanımın babası seraya talipler."

"Anladım Faruk bey oğlum bakalım anlaşabilecekmiyiz."

Faruk durumu özetlerken Aslı seranın her köşesine göz gezdirdi. O kadar çok türde çiçek, ağaç, bitki vardı ki, dışardan gözüne küçücük gözüken sera şimdi çok büyük gözüküyordu.
Adem beyin sesiyle kendisini büyüleyen güzelliklerden sıyrıldı.

"Söyle bakalım beğendin mi benim küçük dünyamı?"

"Evet burası çok güzel dünyadan ziyade cennetten bir parça gibi veya cennetin küçültülmüş bir kopyası gibi de diyebilirim."

"Ayakta kaldın kızım buyur otur."
Aslı bir tek kendinin ayakta olduğunu görünce hemen oturdu. O oturunca Adem bey  devam etti.

"Eee söyle bakalım Aslı kızım sen ne fiyat biçtin bu küçük seraya."

"Ben anlamam bu fiyat işlerinden."

"Diyelim ki bu sera senin ve sen satacaksın ne kadar istersin ona göre düşün"

Aslı derin bir nefes çekti içine buruk bir şekilde Adem beye baktı. Sonra babasına dönerek

"En iyisi biz kalkalım." dedikten sonra ayağa kalktı. Aslı ile birlikte herkes ayaklandı.

"Ama soruma cevap vermeden gidiyorsun. Biraz önce çok hevesliydin ne oldu birden vazgeçtin."

"Aslında vazgeçmedim, sadece sizin istediğiniz miktarı ödeyemem bu sebepten kalktım."

"Nasıl ben fiyat söylemedim ki."

"Hayır istediniz, dediniz ki sahibi sen olsan ne istersin dediniz. Işte cevabım ben buraya paha biçemem. Cenneti nasıl parayla satın alabilirimki. Cenneti, dünyayı versem alamayacağıma göre hem zaten dünya kadar param da olmadığına göre bize gitmek düşer."

"Verdim gitti."

"Ne?"
"Nasıl?"

Aslının babası da Faruk da aynı anda sormuştu.

"Benim niyetim zaten burayı satmak degildi. Ben dünyam dediğim bu serayı çocuklarım kadar sevdiğim çiceklerimi benim gibi sevecek onlara sahip çıkacak birini arıyordum. Aslı kızımın dediği gibi buraya paha biçemem."

Aslı küçük bir şok geçiriyor duyduklarına inanamıyordu. Sevinçten ne söyleyeceğini bilemiyordu.

"Aslı kızımı buldum ya artık ahir ömrümü rahat bir şekilde geçirebilirim"

Adem bey Aslının babasını itirazlarıyla sadece arazinin karşılığı olan ücreti kabul etmiş, 30 yıllık emeği olan serayı Aslıya hediye etmişti.

Aynı gün içerisinde tapu işlemleri yaptılar Faruk işini bırakıp bütün evrak işlerini halletti. O Aslı'dan daha çok sevinmişti. Aslı'nın babası Fatih beyin tanınmış bir müteahhit olması her yerde tanıdıklarının olması işlerini çok kolaylaştırmıştı.

Tüm devir işlemleri halledildikten sonra tekrar seraya dönüp Adem beyle vedalaşmışlardı. Aslı vedalaşırken Adem beyin sözlerine çok üzüldü.

"Aslı kızım aklına takılan bir şey olursa hiç çekinmeden arayabilirsin."

"Teşekkür ederim. Fakat birkaç gün kalsaydınız böyle içim hiç rahat değil. Sizi buradan kovmuşum gibi hissediyorum kendimi."

"Ayrılık her zaman acıdır, uzatmamak lazım bir an önce biterse ben daha az üzülürüm."

"Siz nasıl isterseniz öyle olsun."

Faruk  birkaç evrak almak için şirkete doğru giderken. Adem abinin vedalaşırken kulağına fısıldadığı son sözleri hatırlayıp gülümsedi. 'sakın bu kızı elinden kaçırma' demişti.

*****

Kübra sabah yürüyüşünü fethipaşa korusunda yaptı. Güne Aslının mutluluk cıvıltılarıyla başladı. Kübra da en az Aslı kadar mutlu olmuştu. O da Aslı'ya Aleyna'dan ve yalıdan bahsetti.
'Daha ne yapacağamı bende bilmiyorum sanırım danışmanlık gibi bir şey yapacağım. Aleyna abla soracak ben fikrimi söyleyeceğim o uygulamasını yapacak tam emin değilim'

Yalıya geldiğinde kapıyı çalışanlardan biri açtı. Kübra'yı önceki gün oturdukları alt kattaki büyük salona değilde 2.  kattaki küçük salona aldı.

Merdivenlerden çıkarken evin önceki gün ki havasından farklı olduğunu hissetti. Yumuşak hava dagılmış, yerine ağır bir hava gelmiş gibiydi. Kübra evdeki gerilimin çok yoğun olduğunu düşündü.

Ona eşlik eden kızın sesiyle düşüncelerinden sıyrıldı.

"Siz burada oturun birazdan Aleyna hanım gelir."

Biraz sonra melahat hanım geldi.
"Büyükanne biraz rahatsız Aleyna onunla ilgileniyor." dedi

"Inşallah önemli bir şeyi yoktur." derken Kübra çok samimiydi.

"Biraz tansiyonu yükseldi. Doktor geldi, muayene etti. Biraz sinirleri bozuktu, bir sakinleştirici iğne yaptı. Inşallah akşama bir şeyi kalmaz."

"Amin inşaallah bir şeyi kalmaz."

Onlar konuşurken içeri Aleyna girdi. Onun gelmesiyle Melahat hanım müsade isteyip çıktı.

"Büyükanneniz nasıl?"

"Şimdi uyuyor sakinleştiricinin etkisiyle tabiki"

"Sanırım aile içinde bir sorununuz var. Anlatmak istersen dinlerim."

"Ah güzelim ne iyi olur biliyor musun şu an bir arkadaşa okadar çok ihtiyacım var ki"

"Beni arkadaşınız olarak görürseniz çok sevinirim."

"Küçüğüm bu sabah kahvaltı masasına bir bomba bıraktı ve gitti."
Aleyna anlatırken gözlerinden yaşlar süzülüyordu. Kübra uzanıp elini tuttu. Sakinleştirmeye çalışarak hiç konuşmadan destek olduğunu hissettiriyordu.

"Düşünebiliyor musun ayrı eve çıkmak istiyormuş. Hemde neden kız arkadaşıyla birlikte yaşamak için. Büyükannem karşı çıktı.

'Olmaz öyle şey evlenmeden birlikte yaşayamazsınız.' Dediğinde de
'evlenmeyi düşünmüyorum.' dedi.
Büyükannemin tansiyonu yükseldi. Sinirleri harap oldu. Ne yapacağımı hiç bilmiyorum.  Eşimde dayımla beraber iş için yurt dışında. Yengem desen onunda benden farkı yok elimiz kolumuz bağlı kaldık. Biz beş vakit namazını kılan insanlarız. Küçüğüm bunu bildiği halde hiç tasvip etmeyeceğimiz bir kız buldu. Şimdi tutmuş onunla yaşayacağım diyor."

"Hiç kız arkadaşını bu eve getirmesini söylediniz mi? Burada olursa her an gözünüzün önünde olurlar."

Aleyna biraz durdu. Artık ağlamıyordu. Yüz ifadesi birden değişti. Artık gülüyordu. Kübra'ya sıkıca sarıldı. Sonra ayağa kalkıp dolaşmaya başladı.

"Bu neden bizim aklımıza gelmedi. Önce büyük anneme bakayım, sonra küçüğüme emrivaki yapayım. Bir oda... bir oda... buldum küçüğümün odası en üst katta o zaman Lalenaz'ın odasını büyükannemin yanındaki oda olmalı orası misafir odası birkaç küçük değişiklik yaptık mı tamamdır."

"Abla istersen biraz nefes al"

"Hayır küçük değişiklik olmaz. Komple değiştirmeliyiz ki, küçüğüm itiraz edemesin."

Aleyna kendini o kadar kaptırmıştı ki Kübrayı duymamıştı.

Kalpten Kalbe YolHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin