“Günaydın.”
“Günaydın Esma teyze Fethi amca kalktı mı?”
“Kalktı şimdi gelir.” Derken Esma Hanım Kübra’nın hazırladığı sofraya bakıyordu.
“O zaman ben ikinize de çay dökeyim.”
“Sen tek mi hazırladın kahvaltıyı Aslı nerde?”
“Aslı seraya gitti. Kahvaltıya yetişirim dedi. Şimdi gelir gideli baya oldu.”
“Aslında seraya aldığı elemana her şeyi öğretti ama yinede kendi gitmeden rahat edemiyor.”
“Etmesinde zaten kendi işini her zaman kendi takip etsin.”dedi Fethi bey masanın başındaki sandalyeye otururken. Sonra çayını önüne bırakan geç kıza bakarak
“Günaydın kızım nasılsın?”diye sordu.
“İyiyim Fethi amca siz nasılsınız?”
“Elhamdülillah iyiyiz bu gün bizim kız sana emanet o şimdi buna gerek yok, bu içime sinmedi, şu yamuk, her şeye bir kusur bulur bir şey almaz.” Uzanıp eşinin elini tuttu. Kübra ikisinin yüzünde de kızlarından ayrılacak olmanın hüznünü şimdiden görür gibiydi.
“Esma teyzen bir liste hazırladı zaten onların mutlaka alınması lazım madem yanınızda büyükleri götürmüyorsunuz. Sen büyük olacaksın bu gün.” Esma Hanım tere yağ ve bal sürdüğü ekmeği genç kıza uzatırken
“Ben listeyi sana verirken gerekli açıklamaları da yaparım.”
“Geçen gün Faruk’un babası geldi. Uçaktan indiği gibi soluğu şirkette almış. Sırf Faruk evleneceğim dedi diye gelmişler yoksa adamın Türkiye ye geldiği yokmuş. ‘Hafta sonu nişanı takalım üç hafta sonra da düğünü yaparız.’ Faruk’la daha önce konuşmuştuk ama babasından duyunca yinede içim bir tuhaf oldu.” Bu defa eşinin elini tutup destek olma sırası Esma Hanımdaydı.
“Kübracığım o akşam tanışmak için yemeğe çağırdık. Çok efendi kültürlü insanlar. O gün şansımıza Mübeccel hala da bizdeydi. Biliyorsun Mübeccel hala bir kusurunu gördümü hiç hatır saymaz doğrudan söyler. Bütün akşam diken üstünde oturdum. O da çok beğenmiş azgını açıp tek kelime etmedi. Misafirler gittikten sonra ‘Allah karşınıza çok iyi insanlar çıkarmış herkese nasip olmaz böyle bir aileye kız vermek.’ Dedi. O an sanki bütün kuşkularım kayboldu. Üzerimden büyük bir yük kalkmış gibi oldum.” Bütün bunları söylerken elleri fethi beyin elindeydi.
Daha sonra Aslının gelmesi ile konunun boyutu değişti. O gün yapılacak alış veriş konuşuldu. Faruk kızlarla alışveriş merkezinde buluşacaktı. Daha sonra hep beraber eve geleceklerdi.
Yaklaşık bir saat sonra kızlar alış veriş merkezine geldiklerinde kendilerini bekleyen Faruk’un tek olduğunu düşünürken yanında spor kıyafetler içinde başında kasketle Arhan görmeleri şok etkisi yarattı. Kübra yanlarına yaklaşınca
“Geleceğini söylememiştin.” Derken tokalaşmak için elini uzattı. Kendine uzanan eli tutan Arhan bırakmadan
“Aslında Muğla’ya gidecektim yarın da Muğla’dan doğru gelecektim ama sen burada olunca rotamı biraz değiştirdim.”
“Biraz mı? Enişte baya bi rotanın dışına çıkmışsın.” Aslının ‘enişte’ diye hitap etmesi Arhan’ın çok hoşuna gitmişti.
“Biraz öyle oldu baldız. Sizin şu alış veriş merasimini halledelim ben öğleden sonra bir helikopterle gider bir dolaşır akşama gelirim. Zaten sadece araziyi görmek istiyordum.”dedi. Sonra yorgun olduğunu belirten bir sesle
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kalpten Kalbe Yol
Romansa“Artık koruda yürümüyor musun? Seni hiç görmüyorum.” “Hayır yürüyorum ama daha geç bir saatte” Arhanın içinde var olduğunu bile bilmediği bir yer sızlamıştı. Sanki orada bir cam vardı ve o cam tuzla buz olmuştu. Bu sızıyla normal şartlarda içinde ka...