21. Bölüm

5.5K 531 27
                                    

Bu bölüm sabırla yeni bölüm bekleyen arshi79'a ve 17. bölümden hafızın Arhan olduğundan şüphelenen tostosfatos'a gelsin.

Aleyna ilacı içti. Büyükanneler de gelip salonda yerlerini aldıklarında iş öğrendiklerini anlatmaya gelmişti. İki genç adam bir müddet bakıştıktan sonra Murat konuşmaya başlamadan önce derin bir nefes aldı.

“Dün Faruk beni aradı. Sesi endişeliydi. Bende işimi gücümü bıraktım yanına gittim. Faruk ofiste bir o yana bir bu yana ne yapacağını bilmez durumda dolanıyordu. Beni görünce boynuma sarıldı ağlamaya başladı o an anladım durumun tahminimden çok daha ciddi olduğunu.” Murat lafı kasıtlı olarak uzatıyordu hem doğrudan konuya girmek içinden gelmiyor hem de Aleyna’ya verdiği ilacın biraz daha etki etmesini bekliyordu.

“Önceki gün akşam saatlerinde şirkete Amerika’dan bir mail gelmiş.” Murat bir nefes daha aldı. Ve bunu yaparken gözlerini karşısında kendisini sabırsızlıkla dinleyen bayanların üzerinde gezdirdi.

“Mail de bir kaza olduğu ve şirketin Amerika’ya gönderdiği mimarın ağır yaralı olarak hastaneye kaldırıldığı yazıyordu.” Aleyna’nın “Hiii” nidası Murat’ın sözünü kesti. Murat “Canım düşündüğün gibi değil lütfen dinler misin?”dediğinde Aleyna itiraz dolu sesiyle konuşmaya çalıştı. “Ama giden mimar Arhan’dı neden lafı dolaştırıyorsun?” Bunları söylerken sesi titriyor ama sakinleştiricinin etkisiyle normalde vereceği tepkinin çok altında bir tepki veriyordu. Sözü Faruk aldı.

“Evet, önce biz de Arhan olduğunu düşündük ama mailde yazan isim farklıydı. Önceki akşam ve dünden bugüne kadar yaptığımız araştırmalardan sonra Arhan’ın Amerika’ya hiç gitmediğini hatta ülke dışına hiç çıkmadığını öğrendik. Dün Murat ağabey’i çağırdıktan sonra da İstanbul içinde ve İstanbul dışında gidebileceği veya gitme ihtimali olan her yeri aradık.” Melahat Hanım gençlerin uzun uzadıya anlatmalarından sıkılarak lafa atıldı. “Sonuç?” bu soruya cevabı Murat verdi. “Sonuç en son bir yer kaldı. Orası da Antalya da ki otel inşaatı. Oradaki yetkiliye ulaşamayınca dayımı Antalya'ya gönderdik. Dayımdan da olumsuz cevap gelince durumu sizinle paylaşmak istedik. Kısacası Arhan kayıp ve ondan en son dört gün önce, iyi olduğuna dair gönderdiği mesajdan sonra haber almadık.”

“Allah’ım sen yardım et.” Büyükannenin duasına herkes sessizce amin dedi.

“Ben ne yapabilirim? Beni çağırmanızın sebebi ne?” dediğinde bakışlar Kübra’ya çevrildi.

“Ah bende diyorum bu kız hep akşam uğrardı bugün erken geldi. Demek ki seni bu çocuklar çağırdı. Bak içime doğmuştu ‘acaba bir şey mi oldu?’ diye geçmişti içimden de kimseye bir şey dememiştim.” Melahat Hanımın sözlerinden sonra Kübra Faruk’a sorusunun cevabını beklediğini belirten bir bakış attı. Faruk ise mahcup bir ses ile anlatmaya başladı.

“Şey aslında bunu nasıl söyleyeceğim bilmiyorum. Biz Arhan’ın o uçağa hiç binmediğini öğrendikten sonra odasında ne var ne yoksa karıştırdık, belki bir ipucuna ulaşabiliriz diye. En son Arhan’ın özel kasası kaldı. Onu açmak için çok uğraştık ve açtık. Açtığımızda ise bizi büyük bir sürpriz bekliyordu. Kasa boştu, içinde sadece eski bir kitap ve kitabın içinde bir mektup vardı.” Melahat Hanım heyecanına hakim olamayarak “Eee oğlum anlatsana bir ipucumu buldunuz?” deyince Murat başıyla Faruk’a devam etmesini işaret etti.

“Aslında bu bir ipucumu bilmiyoruz. Bunu bize Kübra söyleyecek. Çünkü,” diyerek yerinden kalkıp masanın üstüne bıraktığı kâğıda sarılmış şeyi getirip Kübra’ya uzattı. “Kasada bir tek bu kitap ve içinde ki mektup vardı. Açtığın zaman göreceğin üzere mektup sana yazılmış.” Kübra titreyen ellerle kâğıdı açtığında elinde tuttuğu kitaba özlemle baktı. Evet, bu Kübra’nın kitabıydı. Sayfalarını aradığında ise Faruk’un bahsettiği mektup ile karşılaştı. Üstünde ismi yazan mektubu eline aldığında elleri hala titriyordu.

Kalpten Kalbe YolHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin