1. Bölüm

20.9K 788 15
                                    

Hangi akla hizmet bir iç mimarla anlaşmışlardı ki? Bir büroyu dekore etmek nasıl bu kadar zor olabilirdi? Her ay sadece üç dört gün kullanacagı bir oda için bu kadar yüklü bir ödeme yaptığına inanamıyordu.

Şimdi birde zamanını harcıyordu. "Neymiş,  açılış yapılacakmış" diye kendi kendine söylendi genç adam. En yakın arkadaşıydı faruk, hiç itiraz etmeden izmir şubesinin başına geçmişti. Bütün hayatını değiştirmiş kendine bir ev bile tutmuştu. Eski büronun yetersiz olduğunu söylediğinde bu sebepten itiraz edememişti ya arkaşına simdi de açılış diye tutturmuştu.

"İstanbuldan sonra en büyük şubemizin yeni bürosu bir açılışı haketmiyor mu?" demişti. Bu söz değilmiydi onu sabahın erken saatinde yollara düşüren. Bu düşüncelerle hava alanına gelmişti.

Bugün açılış günüydü her sey mükemmel olmalıydı. Kübra bütün gece uyumamıştı. İlk defa böyle büyük bir iş almıştı. Çok yorulmuştu ama bitirmişti.  Arkadaşının sesiyle derin düşüncelerinden sıyrıldı. "Çok şükür son düzenlemeleride yaptım artık her şey tamam" demişti aslı elindekileri masaya bırakırken. "Hadi gel sıcak bir çay ve yanında poğaçalarımız var. Açılış başlamadan yiyelim." Kübra arkadaşının yanına gelerek ellerini eline aldı. "Canım arkadaşım sen olmasan ne yapardım? Nasıl bu işin altından kalkardı?" Aslı Kübrayı susturdu "Ne demek istiyorsun? Ben aynı durumda olsam sen bana destek olmazmıydın?" dedi yalandan kırılmış gibi bakarak. Genç kız arkadaşını "Gel buraya" diyerek kendine çekip sarıldı. Aslı küçük bir çocuk edasıyla "Yaşasın sevgi molası." dedikten sonra daha bir sıkı sarıldı can dostuna. İki arkadaşın sevgi molasını kübra'nın telefonunun sesi bozdu.

Önce telefonun ekranına sonra arkadaşının gözlerine çevirdi bakışlarını. Telefonu açıp kulağına götürürken "Halam" dedi endişeli bir sesle. Ses tonunu sakin tutmaya çalışarak cevap verdi. "Efendim hala, babannem nasıl, evet bugün ödeme yapacaklar, ben ögğleden sonra  hastanede olurum,tamam halam öptüm seni."

Telefonu kapattıktan sonra Aslının soran gözlerine kayıtsız kalamadı. "Doktor daha fazla bekleyemeyiz bir an önce ameliyatı yapmamız gerekiyor demiş." Derin bir nefes aldı. "Evi o kadar ucuza satmasaydık haftalar önce bu ameliyatı olmuş olacaktı." Sandalyeye otururken omuzları iyice çökmüştü. "Bugün parayı aldık mı her şey bitecek, Hatice teyze iyileşecek bak o zaman her şey güzel olacak." Biraz daha konuşursa ikisi de ağlayacaktı, ama çalan kapı imdadına yetişti.

Gelen genç açılışın biraz sonra başlayacağını haber vermişti. "Hayırlısıyla şu işi tamamlayalım kendi küçük ofisimize dönelim. Valla masamı özledim ya."

Kübra şaşkın bir bakış attı Aslıya "Bu koca ofisi sevdiğini düşünüyordum." Aslı müvekkilini savunan avukat edasıyla "Burası benim degil ki sadece geçici olarak rahat çalışmamız için bize tahsis edilmiş bir oda. Etrafına bak ne görüyorsun dört sandalye  iki masa hani benim sakız sardunyalarım hercai menekşelerim ..."

Kübra hemen söze girdi. "Tamam anladım, sen biraz daha konuşursan açılışa geç kalacağız ve büyük patronu göremeyeceğiz." Aslı omuz silkti "Kesin moruğun tekidir görmesekte olur." Kübra Aslının bu haline kıkırdadı.

"Hadi hadi sen bahçeye bende elimi yüzümü yıkayayım başörtümü düzelteyim sen makyajını tazelemişsin" diyerek kapıya yöneldi. Aslı da başıyla onaylayarak onu takip etti.

Genç kız hızlı adımlarla ilerlerken biraz ilerisinde bütün odaların kapılarını açıp kapatan bir adam gördü. Bütün çalışanların bahçede toplanmış olması gerekiyordu. Bu binada çalıştığı iki hafta da bu adamı hiç görmemişti. Siyah saçlı beyaz tenli 20 li yaşların sonlarında olduğunu tahmin ettigi adama doğru ilerlerken, "Bakar mısınız? Birini mi aramıştınız?" Adam bakışlarını ona çevirdiğinde siyah gözlerinden kıvılcımlar çıktığını fark etti. "Faruk odasında yok" dedi sinirle bir odanın kapısını daha açıp içeri bakarken. Faruk Beye ismiyle hitap ettiğine göre arkadaşı olmalı diye düşünen genç kız, "Faruk bey bahçededir ben yardımcı olayım." derken siyah gözlerin kendine bakmasını sağlamıştı.

Arhan karşısındaki yeşil gözlere bakarken hala aynı sinirli ses tonuyla cevap verdi. "Üzerimi değiştirmek için uygun bir yer arıyorum." Kübra az önce çıktığı odayı göstererek "Karşıdaki oda müsait orada giyinebilirsiniz." dedikten sonra lavabonun olduğu tarafa yönelmişti ki adamın sözleriyle donup kaldı.

"Küçük hanım, sanırım siz Faruk'un bahsettiği stajersiniz yalnız bu şirkette devam etmek istiyorsanız kılık kıyafetinize dikkat etmeniz gerekiyor." Yukarıdan aşağı Kübra'yı süzdükten sonra devam etti.

"Başınızdaki başörtüyle devam edebileceğinizi düşünmüyorum. Burası modern bir şirket"

Gözlerinden ateş çıkma sırası genç kıza geçmişti. Ama bu kıvılcımlar yeşildi. "Siz kim oluyorsunuz da benim başörtüme karışıyorsunuz? Hem siz hiç merak etmeyin sizin MODERN (!) şirketinizde çalışmak gibi bir niyetim de yok zaten." Sözlerini modernin üstüne basarak söylemişti. O kadar sinirlenmişti ki elleri titriyordu. Derin bir nefes alıp sözlerine devam etti. Fakat artık seside titriyordu.

"Bugün burada son günüm bu şirketle işim bitti." dedikten sonra arkasını Arhanın cevap vermesini beklemeden döndü ve hızlı adımlarla lavaboyo girdi. Hala böyle ön yargılı insanlar varmıydı dünyada? Nasıl başörtüsüne laf ederdi!? Bunları düşünürken titremesi devam ediyordu. Elini yüzünü yıkayıp başörtüsünü düzeltti. Derin derin nefesler alarak kendini sakinleştirmeye çalıştı. Artık açılış için hazırdı. Adımları onu bahçeye götürdüğünde gördüğü manzara canını sıkmıştı.

Kalpten Kalbe YolHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin