29. Bölüm

5.4K 499 6
                                    

Kübra koşarak girdiği yalıda biraz nefeslenip hızlı adımlarla merdivenleri çıkmaya başladı. Arhan odasına girmeden onu son merdivenlerde yakaladı. Bir yandan nefesini düzenlemeye çalışıyor diğer yandan gözyaşlarına engel olamıyordu. Merdivenlerde karşılıklı durmuş birbirlerine bakıyorlardı. Arhan sevdiği kadını böyle bir duruma soktuğu için kendine kızmakla meşgulken Kübra Arhanın kendisini yanlış anladığını düşünüyordu. Fakat söze nereden başlayacağını bilmiyordu. Daha fazla ayakta kalamayacağını düşünerek en üsteki merdivene oturduğunda Arhan da kendini yanına bıraktı. Arhan hıçkırıklarla sarsılan genç kızı sakinleştirmek için

“Lütfen ağlama, sana kırgın veya dargın değilim. Sadece teklifime vereceğin cevabı biraz hızlandırmak için duygu sömürüsü yapmak istemiştim.” Birkaç dakika genç kızın sakinleşmesini bekledi. Kübra artık ağlamıyordu. Fakat hıçkırıkları devam ediyordu.

“Hadi içeri girelim. Elini yüzünü yıkar kendine gelirsin.” Birlikte kalktılar Arhan’ın odasına girdiklerinde Kübra elini yüzünü yıkamak için banyoya yöneldi. Arhan her zaman yaptığı gibi kapıyı kapattıktan sonra birkaç adım atıp geri döndü. Kübra’nın rahatsız olacağını düşünerek kapıyı açıp biraz aralık bıraktı. Yatağının yanındaki sürahiden bardağa su doldurup üçlü koltuğun önündeki sehpanın üzerine bıraktı. Kendiside koltuğun tam ortasına oturup Biraz Kübra’yı bekledi. Banyodan hiç ses çıkmayınca seslenip seslenmeme konusunda tereddüt etti. O bu düşüncelerle boğuşurken banyonun kapısı açılıp Kübra çıktı. Arhan ayağa kalkıp sehpanın üstüne bıraktığı suyu eline alarak Kübra’ya uzattı. Kübra’nın ağlamaktan yanakları ve gözleri kızarmıştı. Elinin titremesine engel olamayarak bardağa uzandı. Sonra Arhan’ın birkaç saniye önce kalktığı koltuğa oturdu. Arhan ise geçip yanına oturmak yerine hemen yanındaki tekli koltuğa oturdu. Farklı koltuklarda oturuyor olsalarda elini uzatsa tutacağı kadar yakınlardı birbirlerine.

“Dilim kopsaydı da öyle konuşmasaydım. Bilemedim senin bu kadar üzüleceğini. Hem ben sana ne demiştim yüzükle önünde diz çökerek teklifini tekrarladığımda verirsin cevabını demiştim.”  Birkaç saniye durup Kübra’nın suyu içmesini bekledi. Sonra yüzüne yayılan kocaman gülümseme ve sesine kattığı Munzur ifade ile sözlerine devam etti.

“Sen yüzük nerde diye hesap saracağına açtın vanaları ağlıyorsun. Bu halin benim tanıdığım güçlü hayata karşı dimdik duran Kübra’ya göre bir davranış değil.”

“Sen hasta olduğun için teklifini kabul etmediğimi söyleyince için burkuldu gözyaşlarıma engel olamadım. Hem ben daha kendimi bu evliliğe hazır hissetmiyorum. Daha seni tanımıyorum.” Diyerek açıklamaya çalıştı. Arhan genç kızın konuşmak için ne kadar zorlandığını fark edince biraz daha üstüne gitmek istedi. 

“Yani hasta olduğum için değil de beni beğenmediğin için kabul etmiyorsun.”

“Yaaa niye olayı çarpıtıyorsun nerden çıkardın şimdi seni beğenmediğimi? Ben tanımıyorum dedim. Beğenmiyorum demedim ki.”

Kübra bu sözden sonra hızla eliyle dudaklarını kapatırken Arhan’ın yüzündeki gülümseme daha da büyümüştü. Genç kız o kadar utanmıştı ki Arhan’a bakamıyor ama nereye bakacağını da bilemiyordu. Genç adam oturduğu koltuktan kalkıp çalışma masasını olduğu bölüme geçti. Hep kilitli tuttuğu çekmeceyi açarak içinden bir şey alıp geri döndü. Kübra hala ona bakmıyordu.

“Artık beni beğendiğini de öğrendiğime göre bunu gönül rahatlığıyla yapabilirim.” Dedikten sonra önünde durduğu koltuğa oturmak yerine tek dizi üstüne diz çökerek elindeki yüzüğü Kübra’ya uzattı. Kübra derin bir nefes alıp yeşil gözleri Arhan’ın siyah bakışlarına çevirince genç adam konuşmaya başladı.

Kalpten Kalbe YolHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin