30. Bölüm

5.9K 491 2
                                    

Arhan’ın nefesi belli bir düzene girince Kübra uyuduğunu anladı çok yorulmuş olmalı ki hemen uyumuştu. Onu uyandırmamak için çok sessiz bir şekilde önce yanına yaklaştı. Başındaki bere terlemesine neden oluyordu. Eve geldiği zaman bereyi çıkaracağını düşünmüştü fakat Arhan bere takmaktan vazgeçmemişti. Bunu Arhan’a birşekilde söylemesi gerektiğini düşündü. Ses yapıp rahatsız etmemek için camekâna girerek bir müddet çiçeklerle ilgilendi. Sararmış yaprakları temizledi kuruyan dalları kesti kendisini elinden geldiği kadar oyaladı. İçerideki hareketlenmeyle odaya döndüğünde Aleyna’nın oda da olduğunu fark etti. Camekânın kapısını açarak onu da sessizce yanına çağırdı. Kapıyı kapattıktan sonra “Uzun zamandır uyuyor uyandığında burada olmamı istedi.” Diyerek açıklamak isteyince Aleyna ellerini tutup

“Bana hiç bir şey açıklamak zorunda değilsin. Ben sadece yemeğe inmeyince çağırmak için gelmiştim. Uyanınca burada olmak istiyorsan yemeğini buraya gönderirim.”dedi.

“Abla teşekkür ederim ama ben Arhan’ı beklemek istiyorum. Uyanınca birlikte yeriz.”Kübra ve Aleyna Arhanın gizli bahçesinde biraz daha sohbet ettikten sonra Aleyna aşağıya inmek için camekândan çıkınca Arhan’ın muzip bakışlarıyla karşılaştı. Yatağında dirseklerinin üstünde doğrulmuş onlara bakıyordu. Bakışlarını ablasından Kübra’ya çevirerek yüzünde oluşan mutlu ifade ile

“Gitmemişsin, buradasın, seni göremeyince gittiğini düşünmüştüm.”dedi Kübran’ın konuşmasına fırsat vermeden Aleyna lafa atıldı.

“Yemek için çağırmaya gelmiştim. Sen uyanınca birlikte yiyeceğinizi söyledi.”

“Tamam, o zaman aşağıya beraber inelim. Kurt gibi açım hastane yemeklerinden gına gelmişti.”

“Belli bir perhizin var mı? Yemekleri ona göre yaptıralım.”

“Yok perhiz falan hatta Enes Abi ne istersen yiyebilirsin dedi.”

“O zaman sorumu değiştiriyorum. Ne yemek istersin.” Aleyna’nın sorusu üzerine Arhan hiç düşünmeden

“Senin elinden bir misket köfte olsa hiç fena olmazdı.”dediğinde Aleyna ona kaşlarını çatarak baktı.

“Yoksa sen biz senin gizli bahçendeyken mutfağı kontrole mi gittin?”

“Allahtan başka bir şey istesem olacakmış desene.” Arhan ablasını çok iyi tanıyordu. Şu an sofrada en sevdiği yemekler olduğundan da adı gibi emindi.

“Hadi daha fazla şımarma da elini yüzünü yıkayıp aşağıya in yemekler soğumadan yiyelim.”

Arhan yataktan kalkıp elini yüzünü yıkamak için banyoya doğru ilerleyince Kübra çantasına uzandı. Aleyna

“Çantan kalsın güzelim, yemekten sonra yukarı çıkarsın. Yoksa başka planların mı var?” Arhan ile göz göze gelen Kübra sadece “Yok bir planım.” Diyebildi kısık bir sesle.

Aile büyükleriyle yedikleri güzel bir öğle yemeğinden sonra bir ara Kübra namaz kılmak için yanlarından ayrılınca Aleyna Kübra’nın arkasından bakan Arhan’a sataşmadan duramadı.

“Anlat bakalım bu hikâye ne zaman başladı. Hangi ara evlenme teklif ettin. Kübra’nın parmağındaki yüzüğü ne zaman aldın. Hadi dökül.”

“İyi o zaman kulaklarını açta iyi dinle bu hikâyeyi bir kere anlatacağım. Bir daha istersen anlatmam yani ona göre dinle hikaye bundan beş sene önce başladı.”

“Beş sene mi?”

“Seninle işimiz var sen daha ilk cümleden sözümü kesersen bu hikaye hiç bitmez.”

Kalpten Kalbe YolHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin