44-İstek

305 22 17
                                    

~

Ağlamaklı bir ses çıkartıp koltukta sağa doğru döndüm ve pembe tüylü yastığına daha sıkı sarıldım. Bugünden sonra artık hayatıma depresyonlu bir şekilde devam etme kararı almıştım. Depresyonlu, umutsuz, yorgun aynı zamanda bitkin bir şekilde...

Kısacası benden bu saatten sonra kimse neşe, mutluluk, gülümseme beklememeliydi. Çünkü son kalan neşemi, mutluluğumu ve gülümsememi dünkü canlı görüşmede Görkem'in çirkef babaannesine harcamıştım. İşe yaramış mıydı peki? Hayır.

Şirret karı.

"Kanka ilişkinizi evliliğe taşıyamayacağınız için üzülme." dedi Tuğberk ayaklarımın dibindeki boşluğa otururken. "Olmadı Görkem'i bana alırız. Siz bizim ilişkimiz altında bir ilişki kurarsınız. Ha, ne dersin?"

Sözde morel veren arkadaşıma gözümü diktiğimde yavaşça koltuğun yanına kaykıldı; güvenliği için benden uzaklaştı. Doğru bir karar vermişti.

Tepsiyle salona giren Jülide "Ne abarttın Derin ya!" dediğinde Tuğberk'i dövmeyi sonraya erteleyerek ona baktım. Çaprazımda kalan sehpaya tepsiyi bırakıp yanımdaki alana oturdu. "Kadın alt tarafı biraz eleştiride bulunmuş. Ki haklı da abi. Bilmem kaç yıldır dedelerinizin dedesinden kalma şirketlerde rekabet eden dört ailenin iki üyesisiniz. Seni ekranda görünce ne yapacaktı, kadın? Sevinçten havalara mı uçacaktı?"

Pekala. Dünden beri gayet mantıklı bir yorum yapan ilk insandı. Gerçi Görkem'de çok mantıklı yorumlar yapmıştı ama ben onu dinlemek yerine sürekli ağlayıp Drama Queenlik yaptığım için söylediklerini pek dinleyememiştim.

"Kadın bana yılan dedi!" Pembe tüylü yastığımı boynuma kadar çekiştirerek burnumu çektim;  bana komiser Mesut'un iğneliyici bakışlarını atmakta olan Tuğberk'e döndüm. "Senin ablana da büyü yaptıracağını söyledi! Benimle birlikte biraz üzülür müsün lütfen?"

"Gram üzülmem." Omuz silkti. "Umrumda bile olmaz."

"Neden ya?" Burnumu çektim. "Ablana hiç mi üzülmüyorsun?"

Tuğberk düz düz suratıma bakıp elalarını bıkkınca devirdi. "Soyadı Akar olan birine asla üzülmem. Bir tek küçük kardeşim Turan'a üzülürüm. O da zannetmiyorum Görkem'in babaannesinin yapacağı büyünün Turan'a sekeceğini." Ailesine karşı beslediği bu nefret nedensizce beni daha çok üzerken inleyerek "Of!" diye cırladım. İkiside oldukları yerde sıçramışlardı. "Galiba dolaylı yoldan bana da büyü yapacak o kadın!"

"Ee sonuç?"

"Sonuç mu?!" Kaşlarımı çattım. Bir de bu kötü olay için sonuçlu açıklama mı yapacaktım? Sanırım yapacaktım. Gözleri merak doluydu. Allah'ın cezası karının! "Sonuç şu ki kobra Jüjücüğüm... Ya Görkem benden büyü yoluyla ayrılırsa?"

Önüme gelen sarı saçlarımın kabarıklığını umursamadan olduğum yerde dikleşerek ağlamaklı birkaç ses daha çıkardım. Dünden beri yaptığım tek şey ağlamaklı sesler çıkartıp morelim belki yerine gelir diye -gelmiyordu- Tuğberk ile cringe programlar izlemekti zaten. Başka bir halt yaptığım yoktu. "Ben bunu kaldıramam! Yemin ediyorum kaldıramam! Gider intihar ederim, intihar notumda da Görkem'in babaannesini suçlarım!"

İkiside suratıma boş boş baktılar.

Biraz daha baktılar.

Biraz daha...

Sonunda benim hurafelerime dayanamamış olan Tuğberk "Salak. Yemin ediyorum, geri zekalı bu kız." diye homurdanıp sehpanın üstündeki tepsiden kahve fincanını aldı. Sinsi bakan elaları suratımı tararken, gözlerindeki ışıktan cesaret alarak kafamı onun omzuna yaslamaya çalıştım. Belki bana ilgi gösterir diye. Göstermiş miydi peki? Hayır.

Küçük Bir MeseleHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin