22-Sıkıntı

275 31 34
                                    


~~~

Hepimizde gözlerini gezdiren Fulya abla "Hepiniz." dedi sonunda. "Herkesin." diye toparladı. "Ailenizdeki herkesin başı şu saat diliminden itibaren dertte ve buna sizde dahilsiniz!"

"Allah aşkına... Kimin seks kayıtları ortaya çıktı?"

Sorduğum ciddi  soru Jülide'nin kahkaha atmasına neden olurken Fulya abla "Bu konu ciddi!" diye bağırdı bana doğru. "Salak saçma espiriler yapma."

"Abi," Gözlerimi devirdim. "Kesin birinin çıktı ha."

"Kimsenin bir şeyi çıktığı yok!"

"He iyi," Görkem'e döndüm. "Senin çıksaydı parçalardım seni bu arada."

"Kuran çarpsın alakam yok." Görkem'in dürüstlüğüne ithafen Tuğberk kısaca kıkırdadı. Onları umursamadan "Pekala," dedim ve tebessüm ettim. "Sendeyiz Fulya aşko."

Kalçamı yasladığım koltuk başlığı giderek içe çökerken, bizimkilere düz düz bakıp nefesi burnu dışında her yerinden alan Fulya ablaya geri döndüm. Benim dışımda herkesin kurduğu cümle yüzünden irkildiğini fark ederken "Sen önce geç otur, soluklan biraz." diye mırıldandım. "Kendine geldiğinde detaylı bir şekilde durumu anlatırsın."

Kendi kendine homurdanan Fulya abla kafasındaki bandajı çekiştirerek kırmızı L koltuğa ilerlediğinde bir an Görkem ile göz göze geldim. Yosun yeşili gözlerinden geçen tedirginlik bana ulaşamazken ona 'Sakin ol' dermişçesine bir bakış atıp Fulya ablaya geri döndüm. Ne olduğunu bilmiyorum ama kadın o korkmuş görünüyordu ki normalde beyaz olan teni şimdi kireç rengini andırıyordu. Yemin ediyorum o tenle, Alacakaranlık filminde oynasa sırıtmazdı.

Ne ara mutfağa girdiğini anlamadığım Jülide ayağındaki aparta inat koşar adımlarla su bardağını halasına ulaştırdı ve yanındaki boşluğa oturdu. Görkem hemen çaprazlarına Tuğberk'de karşılarındaki alana kurulunca ben olduğum yerden kıpırdamadım; soğukkanlılığımı korudum. Ama aynı şeyi arkadaşlarım ve birlikte uyuduğum adam için söyleyemeyeceğim... Üçüde gördüğüm kadarıyla paniğe kapılmışlardı. Farkındaydım, rahat diye adlandırdığımız Tuğberk bile paniklemeye başlamıştı şu anda. Konu aile olunca ne kadar 'Aile bizim umurumuzda değil' pozları verselerde bal gibi de umurlarındaydı.

Aslında benimde ailem umrumdaydı ama ben korku dolu anlarda soğuklanlılığımı koruyabilen bir insandım. Sanırım hayatta tek şanslı olduğum konu buydu.

Suyu titrekçe içen Fulya abla elindeki bardağı masaya bırakıp kahverengi gözlerini bizde dolandırdığında Görkem "Abla," dedi, sesi kısıktı. "Ne oluyor? Kimin başı dertte?"

Titreyen ellerini kucağında birleştiren Fulya abla soluk dahi almadan onu izleyen bizimkilere bakıp "Çocuklar," diye başladı söze. "Ben bu sabah bir arkadaşımdan bir şey öğrendim ve doğruluğunu teyit etmek için birkaç yeri ziyaret ettim." Durdu. Cümlelerini seçerek konuşmaya çalışıyor gibiydi.
"Şimdi ben nasıl anlatsam bilemiyorum..."

"Abla," dediğimde gözleri bana döndü. Titriyordu. "Sakince en başından anlat. Sakince..."

Gözlerimde bir süre oyalandıktan sonra sertçe yutkunup "Hepiniz tehlikedesiniz." diye fısıldadı. "Gerçekten hepiniz tehlikedesiniz."

"Neden?" Soru Tuğberk'den çıkmıştı. Omuzlarını dikleştiren Tuğberk'in elaları Fulya ablada dolanırken Fulya abla "O manyağın," dedi elini savurarak. "Sizin ailelerinizi tehdit eden ve Derin'e çiçek yollayan manyağın neden sessiz kaldığını öğrendim." Yutkundu. "Siz bugünden itibaren tehlikedesiniz. Ailelerinizde öyle! Hepiniz!"

Damarlarımda akan kanın buzlu suya dönüşmesi fazla uzun sürmezken ürpererek kollarımı göğüsümde birleştirdim. O psikopatın bana yolladığı notlar ve çiçekler arka fonumda canlanırken ürpermem giderek artmıştı. Şu anda etrafa soğukkanlı gözüksemde içim huzursuzca kıpırdaşmaya başlamıştı ki bu konuda yalnız değildim. Bizimkilerinde içi kıpırdanmaya başlamıştı. Özellikle Görkem. İçiyle birlikte dışıda huzursuzca kıpırdanmaya başlamıştı... Ah, yeşil gözlü, güzel adam. Sen ne kadar aileni sevmediğini dile getirsende, onlara isteseler canını vereceğini her zaman biliyordum.

Küçük Bir MeseleHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin