58- Vazgeçiş

254 22 40
                                    



🐚

Ağıza alınmayacak bir küfür homurdanarak beyazı kızarık olduğuna emin olduğum gözlerimi ormanlık alanın içinde gezdirdim. Küfürüm biraz fazla ağır(?) olmuş olacak ki yanımda dikilen Rezan, Jülide ve Tuğberk üçlüsünün dehşetli bakışları bana dönmüştü. Umursamadan elimi ortama doğru 'böyle işe lanet olsun' dercesine sallayarak bir kez daha küfür savurdum. Gelecek küfrüm kinci Seçkin'e ithafendi.

"Ben onun götünü..."

"Hoo!" diye susturdu beni Rezan. Keçilerine sahip çıkmaya çalışan çoban sesi çıkarması duraksamama neden olmuştu. "Hoğğğ!"

Sırtımı meşe ağcına yaslamaktan son anda vazgeçerek kollarımı göğüsümde toplayıp ofladım. Sıkılmıştım. Beklemekten gerçekten çok sıkılmıştım. Sıkıldığım bir konu daha vardı. Uykumun olması. Uykumun olmasından da sıkılmıştım.

"Bugün diğer günlere nazaran daha çirkefsin Drama Queen." diyen Tuğberk burnundan kayan kemik gözlüklerini düzeltip vücudunu bana doğru çevirdi. "Akasya Durağı dizisindeki Sinan'ın kaynanası olan Şaziment teyze çirkefliği var üstünde. Gelene gidene basıyorsun küfürü, maşallah."

Beynimde tepişen fillerin sesleri kulaklarımda çınlarken esneyerek "Ulan bi bırakmadınız bungalovumun içinde öleyim." dedim boğukça. "Tabii ki de çirkef olacağım! Sabahın yedisinde kaldırdınız beni! Diktiniz buruya! Kahvaltı yapacağız diye! Gelen giden hâlâ yok! Burada enayi gibi diğerlerini bekliyoruz." Durdum. "Ben yatağıma geri dönüp uyumak istiyorum."

"Derino, kızıyorum sana ama." Rezan tüm çekiciliğiyle karşımda durarak parmağını bir anne edasıyla salladı. "Biz ne konuşmuştuk? Sabah hep birlikte kahvaltı yapmak için gölün karşısındaki lokantaya..."

"Uyumak istiyorum!" diye cırladım onu keserek. Kara kaşları benden korkusundan dolayı kalkmıştı. Sesini çıkarmadığı zaman dilimi içerisinde ondan yükselen pahalı parfüm kokusunu içime çekerek "Görkem'i istiyorum! Bir de uyumak istiyorum!" dedim sesimi biraz daha yükselerek. "Sizi istemiyorum. Sabahın köründe sizin cenabet yüzlerinizi görmek istemiyorum."

Drama Queenliğimin vücuduma geri dönmesiyle birlikte ağlamaklı sesler çıkartıp Rezan'ın gömleğinin yakasından tuttum ve kendimi yere atmaya çalıştım. Tam başarılı olacaktım ki Jülide bana müdahale ederek elinin tersiyle bel boşluğuma vurdu. Olduğum yerde dikleştim. Jülide'nin dayağı beni kendime getiriyordu. Her zaman!

"Derin! Rahat dur! Çarparım ağzına!" İncecik aldırdığı kaşlarını çattı. "Millet gelecek birazdan! Senin yüzünden rezil olacağız."

Onu aldırış etmeden "Uyumak istiyorum." dedim bir kez daha. Yanımda olan Jülide, Rezan ve Tuğberk üçlüsü bana düz düz bakmaya devam etmişlerdi. "Uyumak istiyorum! Bir de Görkem'i istiyorum!" Dudaklarımı anlık birbirine bastırıp düşündüm. "Aslında Görkem yerine Pelin'in yolunmuş saçlarını getirsenizde olur. Bana hiç fark etmez."

Rezan düdüklü tencereden çıkan o tiz sesi çıkartıp gülmeye başladığında beni ciddiye almamaları tekrardan ağlamaklı bir tavır sergilememe neden olmuştu. Beni ciddiye almalılardı! Pelin denilen görümcek kılıklı örümcek, Görkemimi kaçırmıştı çünkü! Bu ciddi bir durumdu! Ha bir de uykum vardı. Çok uykum vardı. Bu da ekstradan ciddi bir durum vardı. "Yukum var. Uyumak istiyorum."

Uyku akan gözlerimi yanımda dikilen tayfada gezdirdiğimde pişmiş kelle gibi sırıtmaya başlayan Tuğberk beyaz dişlerini bana sergileyerek "Olmaz, uyuyamazsın, Drama Queen." dedi alayla. "Biz bu kampa eğlenmeye geldik. Uyumaya değil."

Kafamı dik tutmak için yanımdaki Jülide'nin omzundan destek alıyor olmasaydım eğer dediği şey mantıklı gelebilirdi. Dün gece gram uyku uyumamış, dertlenip sigara paketimin dibini kazımış biri olarak söylüyorum; sabahta maalesef ki beni uyutmamışlardı ve şu an her yerimden uyku akıyordu. Bileğimi kessek kan yerine uyku akardı. Abartmıyorum.

Küçük Bir MeseleHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin