65-Yeni bir sayfa

138 14 32
                                    


Bilgilendirme;

Uzun bir aradan sonra tekrardan merhaba, öncelikle bölüm çok geç geldiği için özür diliyorum sonralıkla birkaç şey hakkında konuşacağım.

Benim en çok değer verdiğim kitaplarımdan biri olan Küçük Bir Mesele'nin bu bölümünü hatırlamak için bir önceki bölümü okumanızı tavsiye ediyorum çünkü aylardır düzenlemekten bölüm atamıyordum. Kafanızın karışmaması için bir önceki bölümü okumanızda yarar var 😄

Bunun dışında bu bölümden sonra zamanı bir tık ilerleteceğim. Yedi-sekiz yıl sonrasını yazmayı düşünüyorum. Çünkü hikayemin asıl konusunu, karakterlerin ayrım durumlarını (kim kimin yanında, kim kimlerle) ve olay döngüsünü ilerletmem için (kısacası aklımdaki kurguyu devam ettirmem için) karakterlerimin olgunlaşıp, büyümeleri gerekiyor :)

O yüzden bir sonraki yazacağım bölümde yıllar ilerleyecek ve yavaş yavaş finale yaklaşacağız.

Umarım bu bölüm hoş bir bölüm olmuştur. Elimden geldiğince yazım yanlışlarını düzelmeye çalıştım, arada birkaç tane kaçmışsa affola...

Yorumlarınızı ve düşüncelerinizi benden eksik etmezseniz çok sevinirim ❤️ Yorumlara elimden geldiğince cevap veriyorum o yüzden herhangi bir sorunuz varsa bana yorumlardan ulaşabilirsiniz.

İyi okumalar dilerim. 🙃


~~~

Gördüğüm yüzle şekilden şekile giren mimiklerim sonunda şaşkınlığı benimsemiş olacaklar ki "Sen..." diyebildim. "Senin burada ne işin var?"

Sorum üzerine yosun yeşili gözleri mahcubiyetle kısıldı. Sanki cevabı yokmuş gibiydi. Saatler sonra onu tam karşımda görmemin heyecanı içimde bir şeylerin ayaklanmasına neden olurken bir an elimi ayağımı koyacak yer bulamadım. Bunun cevabıda bende yoktu işte. Onu her gördüğümde kontrolden çıkan bedenimi neden zapt edemiyordum? Hiç bilmiyorum.

Kapı aralığında öylece dikilmeye devam edip şaşkın gözlerle onu süzmeye başladığımda "Üzgünüm." dedi dilinin kilidini kırarak. "Konuştuklarımızdan sonra bu şekilde karşına çıkmak istemezdim, sarışın."

"Görkem..."

"Bak, bana kızgın olduğunu biliyorum." dedi sözümü keserek. "Çok kızgınsın, kızmakta haklısında..." Boşluğumdan faydalanarak içeriye daldı. "Ama seninle gerçekten konuşmam gerekiyordu, sarışın. Özel olarak konuşmam gerekiyordu."

Titreyen ellerimi kontrol altına almayı başarıp kapıyı kapattım ve ona doğru döndüm. Loş koridorda tam karşıma dikildi. Siyahlar içinde olduğu için vücut hatlarını tam olarak seçemesemde ortamdaki loşluğa rağmen o parlak yosun yeşillerini seçebiliyor, uğruna beş yüz kişiyi katledebileceğim göz rengini az da olsa süzme fırsatını elde edebiliyordum. Bana yaptığı onca şeyden sonra o gözlere nasıl bu kadar dalabiliyordum? Yemin ederim bende bilmiyorum.

"Sen..."

"Karşına böyle pat diye çıktığım içinde bana kızacaksın." Dolgun alt dudağını dişledi. "Farkındayım. İğrenç biriyim ve benden nefret ediyorsun ama izin ver kendimi sana son bir defa açıklayayım. Lütfen..."

Küçük Bir MeseleHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin